Neden karşımızdakini suçlar, açıklarını arar, niyetini sorgular ve hatta haklı olalım ya da olmayalım intikam almak ister, ah ve beddua yağdırırız?
İnanın bunun neden yapıldığı konusunu konuşmak ve buna üzülmek hayatımın en çok zamanını alan şey.
Hayat denen şeyin kendi hikayesini çözdükten sonra insan bütün bunlarla ilgilenmeyi bırakıyor. Her şeyin mantıklı bir açıklamasının gerçekten de olmayabileceğini biliyor insan, hem de kendi örneklerinden. Yahu hepimiz çokça kez mantığa aykırı istek, düşünce ya da bir anlık eylem var etmedik mi!
Bir flörtte ya da ilişkide birini seçmemiz diğerinin dünyanın en ezik insan olmasından kaynaklanmadı değil mi? Bu hikayenin mağduru saydıysak kendimizi, bir başka hikayede de o ilişkinin mağdur edeni, emek katili olmuş bile olabiliriz. Hareketlerimizin altındaki buzağıyı görmeyip milletin altını dikizlemek de neyin nesi!
Birini beğendin o da seni beğendi, görüşüldü paylaşımlar oldu ama ilişki ilerlemedi. Kimsenin kimseye kazık attığı yok bu hikayede, akmamış işte niye beddualar ve intikam yeminleri atıyorsunuz? Oturup düşünseniz anca o zaman aklınıza gelecek benzer hikayeler var iletişimi sürdürmediğiniz. Neden o insana türlü lanetler okuyorsunuz?
Hep bir nedeni ve bu nedenin de sizinle ilgili olduğuna dair hikaye yaratma peşindesiniz. Paylaştığı fotoğrafın altına yazdığı “öylesine” olduğu bariz cümleyi “ama ben biliyorum o bana gönderme” olarak ısrarla almanız, bir başka ilişkiye yelken açmış kişinin rezil olmasına varan dilek ve dualarınız, sizinle ilgili olduğunu sandığınız türlü davranış değerlendirmeleriniz buradan uzaya yol olur.
Niye? Gerçekten ben de bunun dediğim halde yapılmasına şaşırıyorum. Çünkü ben bilmiyorken yaptım, duyduğum anda bıraktım. Öğrenme değiştirmenin ve değişmenin elçisi, kitabı ve fısıltısıdır. Ben o fısıltıyı duyup hemen anladım, neden ısrarcısınız bunda; neden “ben de biliyorum ama böyleyim, değiştiremiyorum” yalanına inanmaya yeminlisiniz?
Zamanınız çok mu mesela, çünkü zamanın çok hızlı aktığı bir gezegenler çağındayız ve kendimizi göremediğimiz, anlayamadığımız günler içinde neden bir başkasının her şeyini kusursuz anlama çabasındayız? Seçeceksen niye kendimizi değil bir başkasını anlamayı seçiyoruz? Binlerce “neden?” sorusu sorabilirim kendini sorgulayacağın ve hiç cevabını bulamayacağın kadar; bunlarla ilgilenmek yerine neden başkasının neyi neden yaptığıyla bu kadar ilgileniyorsun?
Üzerimize alınmak resmen yaşam biçimi olmuş herkese, içimizde olanı duymuyorken hem de! Yanılma payının onlarca ihtimalinin, gerçeğin binlerce arka yüzünün, seçimlerin onlarca nedenin olduğu bu dünyada konuların bizle ilgisi hiç olmayabilir yani.
Geçen gün şunu dedim eskilerden biriyle ilgili “düşünsene kulağım çok küçük ve belki o büyük kulak seviyordur ya da belki mizah sevmiyordur ya da belki menemeni soğanlı asla yemiyordur” O kadar çok ihtimal var ki her şey için, kendi kendine bulamazsın. O kişi bir gün bana ben hiç merak etmemişken “o zamanlar çok kötüydüm ve senle ayrıydık, o elimi tuttu” dedi. Bir an ya sadece minik bir an seçim yaptırabilir insana, akışı değiştirebilir. Konu hiç senle ilgili olmayabilir ve konunun tüm gerçeklerini de tüm bilim insanları toplansa bulamayabilir.
Geriye tek bir gerçek kalıyor? Sen hayatın hikayesini anladın mı, olasılıklarını, ihtimal ve imkanlarını? Sen kendi hikayeni çözümledin mi, ne istediğini, istemediğini ve yol değişkenlerini?
Betül Yergök
R.Hakan Kırkoğlu
Kısmet ve Niyet
23 Kasım 2024
Dt. Pertev Kökdemir
Dubai çikolatasının parlak ambalajının altında saklı tehlike
22 Kasım 2024
Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
18 Kasım Haftası haftası burç yorumları - Haftalık burç yorumları
18 Kasım 2024
R.Hakan Kırkoğlu
Boğa’da dolunay gerçekleşiyor
16 Kasım 2024
Astrolog Seçkin İlbuğa
16 Kasım Boğa Dolunayı: Yaşam varmak değil, her adımın farkında olmaktır
15 Kasım 2024