Şimdi bir kere “toksik birey” kavramı bir benzetmedir, kriterize edilmiş bir şey değildir gerçekte. Ayrıca bunu yaparken bir “toksik insan” türü belirleyip onu “kan emici” olarak tarif etmek ve her ne yapıyorsa bilinçli olduğunu düşünmek, iddia etmek yanlıştır.
Toksik davrandığını düşündüğünüz kişi ya önemli hasarlı duygu durum bozukluğu olan kişi olabilir ya da mevcut olayda bu olaya göre toksik olmuş olabilir. Her türlü ilişki için buna böyle bakmak şart. Kişi kaçıngan, kaygılı bağlanan olabilir, histriyonik ya da paranoyik olabilir ve bu onun duygu durum dalgalanmasına göre onu kişi ve olay fark etmeksizin toksik etki yaratmaya güdülüyor olabilir. Bunun dışında da gerçekten bazen en doğru insan bile bir ikili ilişkide diğerine göre toksik davranan kişi haline gelebilir, hatta bu bir tarafın önemli ölçüde sakin ya da umarsız olması durumunda bile kıyasla söz konusu olabilir, o derece.
Bu durumda gerçeği konuşuyorsak öncelikle;
1-“Toksik insan” dediğimiz kişinin duygu durum sorunları olabilir
2-“Toksik insan” dediğimiz kişi normal olup da bir olayda diğerine göre toksik etkiye sebep oluyor olabilir.
3- En önemlisi kimse bu etkiyi bile isteye yapmıyordur. İstisnalar kaide dışı.
Sonuç olarak günümüzde bazı tabirlerin çok yüceltilmesi aslında ilişkileri zedeliyor, bunlardan biri de “toksik” değerlendirmesidir. Gördüğüm üzere herkes herkese hakaretamiz biçimde “toksik” diyor, duyunca küfür gibi gelebilir size de. Ama bunun bu kadar abartılmasından vazgeçmek gerekir.
Toksik etki dediğimiz şey en ufak etkisiyle huzursuzluk çıkaran durum olabilir. Yani huzuru bozuyordur işte şu ya da bu sebeple. Kişi manipülatif, dik başlı, sabit fikirli, yüksek egolu, kindar, önyargılı, despot olabilir ve bu dediklerimizin normalden fazla olması zaten en yakınındaki kişilere fazla gelebilir, yani toksik!
Annelerimizin iş hayatımıza, giyimimiz ve seçimlerimize, evliliğimize ve çocuk ya da mülkiyet planlarımıza dair baskıcı (onlar kabul etmese de) söylemleri toksik etki yaratabilir. Çocuğunun başarısını görmeyen baba ya da kıskanç arkadaş toksik etki yaratıyor, memnun olmamakta direnç gösteren müşteri toksik davranıyordur.
Bu kelimenin normalleşmesi gerekir. Bazı köşe yazılarında toksik insanların akbaba ya da kan emici vampir olarak tarif edildiğini ve sonuna kadar gitmeye ant içmiş gibi anlatıldığını görüyorum. Oysaki bazen biz de gerçekten farkında olmadan toksik bir etki bırakıyor olabiliriz. Buna kasıt var diyemezsiniz.
Bu tanımı diğer tüm tanımlarda olduğu gibi abarttığınız zaman ne olur biliyor musunuz? Değer yükselir, gardınızı alırsınız, önyargılı ve duvarlı olursunuz, herkesi öyle sanar, kendinizi koruyacağınızı düşünürken insanları ite ite yürürsünüz. Hatta siz tam bunu yaparken toksik insan olursunuz.
Toksik etki tabiri bir kişinin ya da olayın diğer kişiyi olumsuz etkilemesi, o kişinin motivasyonunu yitirmesi, kendini yetersiz ve güçsüz hissetmesi gibi sonuçlarına denir. Bazen bu kişi ve olaylar hayatın öğretisinden gelir. En güçlüleri belki sınav hikayedir ve belirli belirsiz insan hikayelerinin hepsindedir. Yani her kişi bir diğerine toksik her hikaye bir başkasınınkine göre toksik etkili olabilir.
Her şey denge ve insan beşeri, her duygu var her durum olabilir ama mevzu dengededir. İnsanlara bakarsın, sana iyi geliyor mu yoksa zarar mı veriyor, bunun cevabına göre mesafeni yeniden güncelleyebilir misin yoksa daha keskin kararlar mı alman gerekir, onunla konuşup düzeltmeye çalışır mısın, önemli midir, ne istiyorsun gibi sorular senin meselendir. Yani etiketleme değil değerlendirme ile yaşanmalıdır. Çünkü etiketleyen insan da normalin dışında duygu durum bozukluğuna düşmüş olacaktır. Yani kaş yapayım derken göz çıkarmayın.
Betül Yergök
Instagram: @betulyergok