Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tornacılık yapan bir baba...
Biri down sendromlu, iki oğlunu; geliri down sendromlu çocuklara bırakılacak basketbol maçına götürüyor.
Down sendromlu dokuz yaşındaki Emircan, oturduğu koltukta sürekli hareket ederken, yanında oturan ve maçta görevli polis memurunun pantolonunun paçasını ayağıyla vurup kirletiyor.
Polis memuru yüksek sesle babaya “Oğlunu al diğer tarafa oturt” diyerek tepki gösterince Emircan korkup ağlıyor. Baba polis memuruna “Bu çocuk özel bir çocuk, niye böyle davranıyorsun, terbiyesiz” diyerek karşılık veriyor.
Polis memuru daha da sertleşiyor ve oğullarının yanında babayı yukarıya çağırıyor. Tribünde oturan diğer aileler de müdahale edince olay büyümeden yatıştırılıyor.
Ama Emircan yatışmıyor. Şimdi gördüğü bütün polislerden korkuyor.
***
Olay karşılıklı suçlamalarla açılan hakaret davasına dönüşüyor.
Mahkeme hakkında kesin ve inandırıcı delil bulunamadığı için polise hakaret suçundan beraat veriyor. Polis memuruna ‘terbiyesiz’ ifadesini kullanan baba ise 7 bin 80 lira adli para cezasına çarptırılıyor.
Milliyet haberi “Polise ‘terbiyesiz’ dedi, aldığı ceza ile şok oldu” başlığıyla veriyor. TCK’da hakaret ve sövme arasındaki ayrım kaldırıldığından bu yana basına yansıyan bu tür davalara baktığımızda neyin hakaret olup olmadığı konusunda yargının kafası karışık olabilir mi?
***
Öyle görünüyor. TCK, hakaret suçunu bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etme, yakıştırmalarda bulunma veya sövme olarak tanımlıyor. Bu nedenle bazı yargı kararları ‘‘Terbiyesiz” sözcüğünü kişinin onur ve saygınlığını rencide edici nitelikte bir ifade olarak kabul ederken, bazı yargı kararları tam aksi yönde... Özellikle Yargıtay’ın bu ifadeyi suç saymayan kararları var: Örneğin Yargıtay iki yıl önce, ziyaret günü olmadığı halde cezaevindeki eşine para götüren bir şahsın, bu sırada altı yaşındaki çocuğunu korkuttuğu için tartıştığı görevliye ‘terbiyesiz’ sözlerini hakaret kabul etmemesi gibi.
***
Bunlar yoruma muhtaç haberlerdir. Medyanın görevi yargının kafa karıştıran bu tür ‘çelişkili’ kararlarını kamuoyuyla paylaşmak olmalıdır. Benzer davalara ilişkin bu hatırlatmaları yapmadığımız sürece hukuk; duruma, ortama, güç ve otoriteye göre değişen adaletsiz yargı kararlarıyla ya kavramların içi boşaltılıp anlamları farklılaştırılacak ya da ortak toplumsal bilincin oluşmasının önünde büyük bir engel olmaya devam edecektir.
Dolayısıyla medya bu haberleri verirken bazı kamu görevlilerinin kendilerine tanınan yetki, güç ve otoriteyi kullanmalarındaki ölçüsüzlüğü, insan onurunu çiğneyen tavır ve davranışları sorgulama yeteneğini kaybetmemelidir.
Bir babayı iki küçük çocuğunun yanında azarlamak, bir çocuğun özel durumunu dikkate almamak, çocuklara ‘polis korkusu’ travması yaşatmak, herhangi bir hakaretten daha ağır değilse nedir? Kaldı ki; toplum bilimcilere göre ‘terbiyesiz’ ifadesi hakaret ya da sövme değil; olumsuz, anlayışsız, çirkin, ayıp kabul edilen bir davranışa yönelik durum tespitidir.