Çarşamba günü işten erken çıktım; saat 14.00 gibiydi. Barney’e sözüm vardı. Koca bir yazı geçirmişiz ama ben onu hala denize götürememiştim.
Soluğu Çeşme’de aldık. Barney kuma bulanmasın, denizde düz olsun diye Babylon’a gittik, fakat Babylon kapalıydı.
Yalnız kapıda azıcık bir aralık vardı. Deniz kıyısına nasıl varacağımıza dahi hiçbir fikrim olmadan en sonuna kadar sürdüm arabayı...
Şanslıymışız ki açık bir kapı bulduk. İçeride insanlar vardı. Dedim şu kıyıdan Barney’i denize sokmama izin verir misiniz?
“Tabii” dediler hatta onlar da Barney’le oynadılar. Barney’e yanımda top getirmiştim. 45 dakika boyunca Barney’e top attım da koşa koşa hiç yorulmadan, topu denizden bana getirdi.
Hala sağ kolum ağrıyor, ona top atmaktan...
Neredeyse bir saati dolduruyorduk ki Barney son attığım topu getiremedi. Sahildeki taşlara attı kendini sonunda enerjisi tükenmişti.
Kıpırdayacak hali yoktu
Tabii Babylon kapalı olduğu için duşlar çalışmıyordu. İçmesi için bile su yoktu.
Biraz çimlerde kuruduktan sonra tekrar arabamıza bindik ve Çeşme’deki eve gittik.
Bahçede hortumla iyicene duruladım onu. Tasına üç kere su koydum, hepsini bitirdi.
Bahçede koştursun, tuvaletini yapsın diye bekledim ama kımıldayacak hali kalmamıştı bizim hiperaktif oğlanın.
Arabaya kucağımda bindirdim Barney’i... İzmir’e dönüşte yol boyunca uyudu. İzmir’e geldik yine zar zor, yaşlılar gibi indi arabadan... Sanki her yeri ağrıyormuş gibiydi.
Akşam, bir arkadaşımın doğum günüydü, Barney’i o halde bırakmak istemedim çünkü hasta gibiydi. O kadar yorulacağını hiç tahmin etmemiştim.
Bu sene ilk defa girdi denize ama daha önceden çok yüzmüşlüğü vardır hiç böyle ölü gibi olmamıştı. Kafasını kaldıracak hali yoktu.
Vallahi Cemal’in değil de bir başkasının doğum günü olsa hayatta gitmezdim.
Yemek verdim ki Barney oburdur bayağı hem de kuru mama için takla atar, ödül mamasını bile ağzında tutu, yiyemedi. Odama çıktık yanına suyunu koydum balkonu da açık bıraktım, yine de tasına mamasını koydum.
Gece geldiğimde mamasını silmiş süpürmüş eski enerjisine kavuşmuştu.
Sağolsun beni çok yormadı. Ben yatınca yanıma uzandı, sabaha kadar uyudu.
Sanırım bu yüzme, ona bir sene yetecektir.
Eskiden bahçede koşar havuza atlardı, şimdi öyle şeylere yeltenmiyor bile.