Aslında bugün yaşadığımız çoğu şeyden pek de ayrılan yanları kalmadı... Bazen en işlek caddede bir bakıyorsunuz genç bir adam, oturmuş kalabalığın ve yolun tam ortasına, hayatı protesto ediyor! Ya da en yoğun alışveriş merkezinin önünde birkaç genç toplanmış, sınavlardan nasıl bunaldıklarını mini bir gösteriyle haykırıyor... Başka bir grup üniversiteli, dış dünya politikalarını...
Tiyatro tarihine baktığınızda çağımızın burjuva kapitalizmine ve uluslararası politikaya doğrudan doğruya gerçekçi sahnelerle yönelen başkaldırı tiyatrosunun başında “Sokak Tiyatrosu” geliyor. Bu tür eylemi devam ettiren topluluklar, uyarı ve propaganda yoluyla sokaktaki adama sorunları açmayı ve olayları eleştirmeyi ilke edinir. Kısa parçalardan oluşan şarkılar, şiirler ve hareketlerle sokaktan geçenlerin ilgisini çekerler. Amaç sokaktan o anda gelip geçenleri sıkmadan ve çok da oyalamadan diyeceklerini kesin ve kısa anlatmaktır. Dekorları kolay kurulup dağılabilen ama etkileyicidir. Platformlar, kayan yüzeyler, ipler... Sokak tiyatrosu etkileyicidir. İz bırakıcıdır. Seyirci kitlesinin seçtiği bir tiyatro etkinliği değildir çünkü. Sanki yoldan geçenler bir anda sahnedekilerin ağlarına takılıverir.
Bugün başlıyor
İzmir son yıllarda Türkiye’deki “Sokak Tiyatrosu” geleneğine önemli bir katkı koyuyor. Konak Belediyesi’nin düzenlediği Mehmet Ulusoy Sokakta Tiyatro Şenliği’nin bu yıl üçüncüsü gerçekleşecek. Dokuz tiyatro topluluğu yedi gün boyunca Eskiizmir, Gültepe, Limontepe, Karabağlar, Yeşilyurt, Uzundere, Yurtoğlu ve Alsancak semtlerinde seyirciyle buluşacak.
Oyunlar, hem çocuklara hem yetişkinlere yönelik olacak.
Şenlik bugün Konak Pier’in önünden kortej yürüyüşüyle başlayacak. Prof. Dr. Semih Çelenk, burada Mehmet Ulusoy bildirisini okuyacak. Bildirinin ardından, Haşmet Zeybek’in yazdığı “Kadın Meddah, Zilli Şıh” adlı açılış oyunu sergilenecek. 7 Haziran’da Kıbrıs Şehitleri Caddesi, Muzaffer İzgü Sokak’ta “Gelenekselden Günümüze Meddah ve Yansımalar” ile devam edecek olan etkinlikler 12 Haziran’a kadar sürecek. Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ‘ın şenlikle ilgili konuşması oldukça anlamlı. Tunçağ diyor ki: “Kentin tiyatro sanatına olan gereksinimine bir parça yanıt verme amacımızı, bu şenlikle de kararlılıkla sürdürüyoruz. Sokaklarımızda yaşanan şiddete sanatla ‘hayır’ diyoruz. Ülkemizde sanatı bir lüks gibi algılatan ve tiyatro sahnelerimizi yıkma kararı alabilen zihniyete karşı, halkımızın ihtiyacına var olan sahnelerin yetmediğini, sanatın her yerde herkes için olabilmesini hedeflediğimizi bir kez daha tüm yurttaşlarımıza duyurmak istiyoruz.”
Evet, bu sözlere ben de aynen katılıyorum.