Banu Şen

Banu Şen

banu.sen@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları

Kibarlık Budalası İzmir’de

As­lın­da hiç de gö­rün­dük­le­ri gi­bi de­ğil­dir­ler... Ya­ni bu ka­dar ki­bar, bu ka­dar her şe­yi bi­len, her ko­nu­da söz sa­hi­bi de­ğil­dir­ler... On­la­rı fark­lı bir or­tam­da gör­se­niz, san­ki sah­ne­de bir oyun iz­li­yor­su­nuz sa­nır­sı­nız. Ki­bar­lık­tan kı­rı­lıp, in­ce­lik­ten ko­pa­cak gi­bi­dir­ler. On­la­rın bu abar­tı­sı ko­mik du­ru­ma da dü­şü­rür. Ger­çek­lik­ten öy­le uzak­tır­lar. Ba­kar­sı­nız ki sa­de­ce siz de­ğil­si­niz­dir bu hal­le­ri­ne bı­yık al­tın­dan gü­len. Ama yi­ne de iyi rol ke­ser­ler. Ço­ğu tüm bu ki­bar­lık­la­rı­nın tam ter­si­ne as­lın­da ka­ba sa­ba­dır. Çıt kı­rıl­dım, öv­gü do­lu, il­ti­fat­lar sa­çan du­dak­la­rın­dan boş bir an­la­rın­da tür­lü kö­tü söz­ler de ya­yı­la­bi­lir (!) As­lın­da ba­zen Av­ru­pa Ya­ka­sı’nın Bur­han Al­tın­top’u ya da Şa­hi­ka Ko­çars­lan­lı’sı “Hah iş­te” de­dir­ti­yor ba­na... Ama yüz­yıl­lar ön­ce ki­bar­lık bu­da­la­la­rı­nı en iyi Mo­li­ere an­lat­mış. 

Mo­li­ere’in ko­me­di­le­ri
Je­an ­Bap­tis­te Po­qu­elin, da­ha bi­li­nen adıy­la Mo­liere, 15 Ocak 1622’de doğ­ar. 17 Şu­bat 1673’te ise ha­zin bir bi­çim­de ha­ya­tı­nı kay­be­tik­ten son­ra tüm dün­ya­nın yıl­lar geç­tik­çe da­ha da hay­ran kal­dı­ğı Fran­sız oyun ya­za­rı ve oyun­cu ola­rak geçer ta­rih say­fa­la­rı­na. Mo­li­ere, sa­ra­yın dö­şe­me­le­ri­ni ya­pan bir mo­bil­ya­cı­nın oğ­ludur as­lın­da. Pa­ris’in en iyi okul­la­rın­dan Col­le­ge de Cler­mont’da öğ­re­nim gö­rür. 1643’te Il­lus­tre The­at­re ad­lı bir ti­yat­ro top­lu­lu­ğu ku­rup, sah­ne adı ola­rak da Mo­li­ere’i se­çer. Mo­li­ere’in bi­li­nen ilk ya­pıt­la­rı, 1655’te Lyon’da sah­ne­le­nen Bek­len­me­dik En­gel­ler’dir. Mo­li­ere ve top­lu­lu­ğu­nun ilk ba­şa­rı­lı tem­si­li ise 1658’de Lo­uv­re Sa­ra­yı’nda Kral XIV. Lou­is önün­de oy­na­nan Cor­ne­il­le’in Ni­co­me­de’si olur. Mo­li­ere, er­te­si yıl ilk önem­li ko­me­di­si sa­yı­lan ve Pa­ris’te sah­ne­le­nen ilk oyu­nu olan Gü­lünç Ki­bar­lar’ı ya­zar. Sos­ye­te­nin ki­bar dav­ra­nış­la­rı­na öze­nen iki taş­ra­lı genç kı­zı ko­nu alan bu oyun, Mo­li­ere’in bü­tün ya­pıt­la­rın­da öne çı­kan bir te­ma­nın ilk iş­le­ni­şi oldu... Mo­li­ere bu­ra­da, top­lum­sal ku­ral­la­rın ge­rek­tir­di­ği yü­zey­sel ki­bar­lık­la alt­ta ya­tan iç­gü­dü­sel dav­ra­nış ara­sın­da­ki uyum­suz­lu­ğun ya­rat­tı­ğı gü­lünç­lü­ğü ele alı­yor­du. Tar­tüf, Ka­dın­lar Mek­te­bi, Don Ju­an, Cim­ri, en çok gü­rül­tü ko­pa­ran, tar­tış­ma­la­ra yol açan oyun­la­rıy­dı... Mo­li­ere’in sağ­lı­ğı 1669’dan son­ra gi­de­rek bo­zul­du. Yi­ne de 1670’te baş­ya­pıt sa­yı­lan Le Bo­ur­ge­ois Gen­til­hom­me’u (Ki­bar­lık Bu­da­la­sı) sah­ne­le­me­yi ba­şar­dı.
Bu, Mo­li­ere’in en se­vinç­li, en mut­lu ko­me­di­le­rin­den bi­riy­di. Or­ta sı­nıf için­de­ki yük­sel­me ve sı­nıf at­la­ma ça­ba­la­rı­nı ko­nu alan oyu­nun kah­ra­ma­nı Jo­ur­da­in, boş ve an­lam­sız söz­le­riy­le söz­le­rin ger­çek­ten boş ol­du­ğu­nu is­ter is­te­mez his­set­ti­ren, cö­mert ya­ra­dı­lış­lı ama bun­dan da utanç du­yan, se­vim­li bir tip­ti. Has­ta­lı­ğı­na kar­şın, öm­rü­nün son yıl­la­rın­da Mo­li­ere üç önem­li oyun da­ha sah­ne­le­di. 1671’de sah­ne­le­nen Sca­pin’in Do­lap­la­rı, 1672’de sah­ne­le­nen Oku­muş Ka­dın­lar ve 1673’te sah­ne­le­nen Has­ta­lık Has­ta­sı. Bu son oyun, ölü­mün­den ve dok­tor­la­rın­dan kor­kan bir has­ta­lık has­ta­sı­nın ku­run­tu­la­rıy­la bir­lik­te tıp mes­le­ği­ni ve dok­tor­la­rın bil­giç­li­ği­ni de ala­ya alı­yor­du.
Oyu­nun 17 Şu­bat 1673’te­ki dör­dün­cü sah­ne­le­şin­de, baş­ro­lü oy­na­yan Mo­li­ere, sah­ne­de fe­na­la­şıp düş­tü. Ve­rem has­ta­sı olan ya­zar, kan­lı ök­sü­rük kri­zi­ni at­lat­tık­tan son­ra, tüm ıs­rar­la­ra rağ­men ro­lü­nü ta­mam­la­dı.
Oyun­dan bir­kaç sa­at son­ra evin­de ye­ni­den fe­na­la­şan Mo­li­ere, bu ikin­ci kri­zi at­la­ta­ma­ya­rak ha­ya­tı­nı kay­bet­ti...

Hal­dun Dor­men’le sah­ne­de
Ti­yat­ro­nun en önem­li kla­sik eser­le­rin­den Mo­li­ere’in yaz­dı­ğı Ki­bar­lık Bu­da­la­sı, fark­lı bir uyar­la­ma ile ye­ni­den iz­le­yi­ci kar­şı­sın­da... Oyun, İs­tan­bul Met­ro­po­li­tan Sa­nat ve Kül­tür Plat­for­mu ile Ti­yat­ro Ke­di’nin or­tak ça­lış­ma­sıy­la pro­fes­yo­nel an­lam­da 1969 yı­lın­dan son­ra ilk kez sah­ne­le­ni­yor.
Ki­bar­lık Bu­da­la­sı’nın en önem­li sür­priz­le­rin­den bi­ri de Hal­dun Dor­men‘i 8 yıl ara­dan son­ra ye­ni­den sah­ne­ye dön­dür­me­si. Uyar­la­ma­sı­nı İpek Al­tı­ner‘in yap­tı­ğı ve Ha­kan Al­tı­ner’in sah­ne­ye koy­du­ğu Ki­bar­lık Bu­da­la­sı, 28 Ma­yıs Çar­şam­ba sa­at 21.00’de Fu­ar Açık­ha­va Ti­yat­ro­su’nda sah­ne­le­ne­cek. Ki­bar­lık Bu­da­la­sı’nın ye­ni uyar­la­ma­sı­nı iz­le­ye­cek ti­yat­ro­se­ver­ler ay­nı za­man­da bir kla­sik mü­zik kon­se­ri de din­le­miş ola­cak. Çün­kü şef Oğuz­han Bal­cı yö­ne­ti­min­de­ki 15 ki­şi­lik İs­tan­bul Met­ro­po­li­tan Oda Or­kes­tra­sı; ba­rok dö­ne­min bes­te­ci­le­ri Vi­val­di, Bach, Al­bi­no­ni ve Bocc­he­ri­ni’nin eser­le­ri ile Lully’nin bu oyun için yap­tı­ğı özel bes­te­le­ri ses­len­di­re­cek. İz­le­yi­ci­ler bir de ara­dan yüz­yıl­lar geç­miş olsa da hiç­bir şe­yin de­ğiş­me­di­ğini farkedecek...