Ankara Sanat Tiyatrosu’nun (AST) sahnelediği “Roma Hamamı” oyununun Büyükşehir Belediyesi katkılarıyla İzmirlilerle ücretsiz buluştuğunu duyduğumda aklıma neler gelmedi ki? Malum... Türkiye’de ağızlardan o iki harflik kelime çıktığında, İzmir geliyor insanın aklına. Başkan Kocaoğlu’nu “Çeşme”de elinde mikrofonla sahnede görünce, “Acaba o kelimeyle başlayacak söze?” diye düşünüyorum. Bir yerde susayıp da su içecekse ister istemez elindeki bardağa odaklanıyorum. Elimi, yüzümü, sebzeleri yıkarken, bardağı elimde tutarken, bir su birikintisi gördüğümde tüm yaşananlar bir film şeridi gibi gelip geçiyor gözümün önünden(!) Böyle düşünmeden edemiyorum. Yani gündemin büyük çoğunluğunu oluşturuyorsa, ben de her hamlede bir “su” bağlantısı arıyorum.
İster istemez AST’ın “Roma Hamamı”nı İzmir’de Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla sahneleyeceğini duyunca da; hele bir de dört gün ücretsiz oyanayacağını öğrenince hemen aklıma aynı düşünceler üşüştü.
Oyunun konusunu da bilmediğimden araştırdım... Sonuç? Sonuçta “Roma Hamamı”nın hamam dışında su sorunuyla pek bir bağlantısı olmadığını gördüm. Ama bir de gördüm ki; oyun özünde aynı ortak paydada birleşiyor. Yani bir “Roma Arenası”nda değil ama “Siyaset Arenası”nda yaşanan etik, insani değerden dem vuruyor.
Aç gözlülere karşı insanlıkŞöyle ki... “Roma Hamamı”, Bulgar oyun yazarı Stanislav Stratiev’in yazdığı tiyatro oyunu... Stratiev oyunda, aç gözlü ve çıkarcı kişilere karşı insanlığı temsil eden İvan Antonov’un insanlığını kaybetmeme savaşı anlatılıyor. Daha da açıklık getirip konuyu da açmak gerekirse eğer... Yıllardır yaz ayında tatile gitme hayali kuran, İvan Antonov, müdürünün rahatsızlanması üzerine, ağustos ayında izine ayrılma fırsatı yakalar. Ancak daha yola çıkmadan taksi durağında başlayan şanssızlıklar, eve döndüğünde de yakasını bırakmaz. Çünkü evinin döşemelerini değiştirmeleri için anahtar bıraktığı ustalar, salonunun tam ortasında, eşi benzeri bulunmayan tarihi bir roma hamamı bulmuşlardır. Ve bu kadar önemli bir hamamın peşine de kişisel çıkarlarını düşünen pek çok kişi takılmış, İvan Antonov’u kendi evinde yaşayamaz hale getirmişlerdir. Tek isteği doğduğu evde insanca yaşayabilmek olan İvan Antonov, seyirciyi kimi zaman güldüren, kimi zaman düşündüren, kimi zaman da hesaplaştıran büyük bir mücadelenin içine sokar. AST Sanat Yönetmeni Rutkay Aziz’e 45’inci yılındaki AST’ın misyonunu ve neden “Roma Hamamı”nı seçtiklerini şu sözlerle anlatıyor: “Aslında sorun ‘Roma Hamamı’ gibi antik değeri olan bir olayın ötesinde, nasıl bir takım değerlerin yok edilip gerçekte talanın, bir işgalin ulusal ya da uluslararası bir pazarlamanın, bir satışın tezgahlanmasıdır. Buradaki yitip giden insanlığın ta kendisidir. Oyun da insan olmaya, insan olmanın değerlerine bir davetiye çıkarıyor.”
Siyaset arenası“Roma Hamamı”nı İzmir’de 10 bin kişi ücretsiz izledi... Aslında oyunun altında ironik bir yaklaşım da vardı. Bilmem bu fark edildi mi? Roma hamamları, dönemin mimarisinin önemli yapılarının dışında genellikle parlamenterlerin siyaset konuştuğu, gizli entrikaların planlarının yapıldığı mekanlarmış vakti zamanında. İzmir de yerel seçimler öncesi “Roma Hamamı”na dönecek gibi bir his var...