Tatlı bir imbatın eşliğinde, tam tepede ay ve yıldızlar bir İzmir akşamında konser dinlemenin keyfi, tiyatro opera, bale izlemenin zevki kapalı mekandakinden biraz daha farklı oluyor... Notalar gecenin karanlığında uçuşuyor, anlamlar biraz daha yerini buluyor. Bunu ilk keşfeden ben değilim elbet!! Bundan binlerce yıl önce Antik Yunan’da ve Roma Dönemi’nde en önemli yapılar açık hava tiyatrolarıymış. O yapıların günümüzde bile hala en iyi konser mekanı olduğu düşünüldüğünde, başka diyecek çok söz de kalmıyor. Binlerce Efesli, Bergamalı, Aspendoslu, Miletli her gece tıklım tıklım doldururmuş taştan oturma yerlerini. Belki de saldırı olsa, kimsenin ruhu duymazmış tehlikeyi...
Zaman geçtikçe, teknoloji ilerledikçe bir şeyler başka şeylere tercih edilir oluyor. Evde bedavadan dizi izlemek, bilgisayar başında kendini kaybetmek de yeni tercih sebepleri.
Gecenin karanlığında, huzurlu bir İzmir akşamında, Fuar Açıkhava Tiyatrosu’nda 5 yıl önce Zuhal Olcay‘ı dinlerken düşünmüştüm bunları ilk defa. Gerçi tıklım tıklım doluydu tiyatro ama... Yaklaşan tehlike o yıllarda hissedilir olmuştu. Ben o gece büyüsünde kaybolmuştum Zuhal Olcay’ın. Sanki onca kalabalık yoktu. Bir tek o vardı. Tiyatral bir konserdi. Duruşu, mimikleri, jestleri...
“Yalnızlığım/Yaşamak zorunda olduğum beraberliğimsin/Yalnızlığım kanımsın canımsın/Sen benim çaresizliğimsin/Yalnızlığım/Bugünüm yarınım/Sen benim hüzünlerimsin/Yalnızlığım/Tek bilebildiğim sen benim/Vazgeçilmezimsin” diyordu. Ve ona bu “Başucu Şarkıları” çok yakışıyordu.
Geçen yıllarda tıklım tıklım başka konserler de izledim Fuar Açık Hava Tiyatrosu’nda. Sezen Aksu, Candan Erçetin, Ferhat Göçer, Kardeş Türküler... Ya da tiyatrolar... Ama bu sene farkına vardım ki fuardaki konserlerin, tiyatroların çoğu Karşıyaka Açık Hava Tiyatrosu’nda gerçekleşiyor. Birkaç haftadır düşünüyorum... Düşünüyorum, bu işi yapan dostlarla konuşuyorum... İçinden çok da çıkamıyoruz. Bazı satırbaşları biraz da özetliyor durumu. Manzara şu:
* * *
Organizasyon şirketleri yaz sezonunun 100 gün olduğunu söylüyor. Bu 100 güne bakıyorum, etkinliklerin yapıldığı yazlık mekanların kaç günü dolu? İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne sorsam aslında kağıt üzerinde çoğu dolu. Ama bunların arasında genellikle mezuniyet, personele yönelik çalışmalar var. Oysa Büyükşehir Belediyesi bu sene Fuar Açık Hava Tiyatrosu’na, 2 milyon 571 bin YTL harcadı tadilat için. Bugüne kadar gerçekleşen konserleri sayalım... Julio Iglesias, Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Ferhat Göçer konseri. Ve iki gösteri: Komedi Dükkanı, Ata Demirer Show... Belki unuttuğum iki üç tane daha? Ya gerisi? Zuhal Olcay konseri önceki gece Bostanlı Açık Hava Tiyatrosu’nda gerçekleşti. Ama orada da topu topu toplam 13 etkinlik var. Peki geçen sene tadilatı yapılan Bornova Açık Hava Tiyatrosu? Orada kaç tane. İnciraltı, Güzelbahçe Açık Hava? Bir tane bile biletli etkinlik yok. Kabahati belediyelerda arayacağımı zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Aslında önce öyle düşünmüştüm. Yani belediyeler kira fiyatlarını düşürse, organizasyonlar da bilet fiyatlarını indirir ve mekanlar dolar! Ancak öyle olmadığını da anladım. Zuhal Olcay’ı getiren organizasyon şirketi, satılan 600 biletin 520’sinin kredi kartıyla alındığı bilgisini verdi. Anladık ki nakit yok... Anladım ki insanlar tatlı bir imbatın eşliğinde, tam tepede ay ve yıldızlar bir İzmir akşamında konser dinlemenin keyfini, tiyatro opera, bale izlemenin zevkini bir kenara bırakmış artık. İnsanlar “Yalnızlığım” diye mırıldanmayı bırakmış bir kenara. İnsanlar ekmek derdinde...