Banu Şen

Banu Şen

banu.sen@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Her şeyi bir kenara bıraktım... Paris sokaklarında Şanzelize’nin ortasında İzmir’in doğal güzelliklerinin gösterildiği bir filmle geceyarısı yüzyüze gelmek, İzmir afişli bir taksiye binmek, yüzlerce delegenin, büyükelçinin günlerce sadece İzmir’i konuştuğunu duymak ve Paris’in ortasında bir kongre salonundan İzmir’i izlemek! Milano ile karşılaştırıldığımız bir yarışta sahnede Milano’dan daha güzel görünmek! Her şeyi bir kenara bıraktım, bunlar en güzeliydi. EXPO 2015’i Milano aldı. Şimdi Paris’te sonlanan rüyadan uyananlar 2018’i, 2020’yi konuşuyor. “EXPO’ya bir daha aday olalım, yola devam” deniyor... Bunu söylemek için özeleştiriyi yapmış olmak, eksikleri fark etmiş olmak, hataları biliyor olmak gerekmiyor mu? Oylamanın ertesi günü konuşmak, bir daha aday olacağız demek için erken değil mi?
* * *
EXPO 2020’ye Paris ve Houston aday olacak diye konuşuluyor. Paris... Günün her saati önünde yüzlerce insan bulunan Concorde Meydanı, dünyada bilmeyen insanın olmadığı Eyfel Kulesi, Zafer Anıtı, Terecado Meydanı, “sacre coeur”, yani “kutsal kalp” kilisesi, Louvre tam 400 yıldır sadece Fransız değil tüm dünya sanatının sergilendiği devasa müze, Viktor Hugo’ya ilham kaynağı olmuş Notre Dome katedrali, Ünlü Garnier Opera binası... Sizlere Paris turu yaptıracak değilim ama böyle bir kentle ya da benzer kentlerle yarışacak İzmir’i çok ihmal etmedik mi? Binlerce yıllık yaşıyla, tüm doğal güzellikleriyle bizi bir anne gibi, körfezin koynunda kucaklayan İzmir’e biz layık olduklarını verebildik mi?
Kordonboyu’nu süsleyen tiyatro binaları, o güzelim mimarisiyle Avrupa kentlerini aratmayan evleri, kafeleri yakılıp yıkılsa da yerine yenileri yapıldı mı ki? Kordonboyu’nda tiyatro operaların yerinde dev binalar, şirin evlerinin yerinde çok katlı apartmanlar boy gösterdi. Sokakta yürürken cumbalardan sardunyalar sarkmıyor üzerinize... Küçücük bir opera binasında devasa baleler, operalar sahnelemeye çalışıyoruz yıllardır. Tiyatro sahneleri de pek farklı değil. Senfoni orkestrası gezici topluluk gibi oradan oraya taşındı yıllarca. Şimdi bir Avrupalı gelse ve konser yaptığı yeri görse “Şaka mı” diye sorar herhalde! Kongre yapılacak, büyük konser düzenlenecek salonlarımız, binlerce turisti gezdirebileceğimiz müzeler nerede? Ya meydanlar? Konak Meydanı’ndaki Saat Kulesi kartpostallara konu olmuş. Onun çevresinde yıllardır dönüp duruyoruz. Dünya kentleri meydanlarıyla övünüyor. Ya tarihi mekanlar? Binlerce yıllık taşlar Agora’da çöplüğün, otoparkların, dar, pis sokakların arasında yok olup gitmiş. Kadifekale? Tarihi dokusunu bir kenara bıraktım, BİE delegeleri gezmeye gelecek olmasa tuvaletlerini bile temizlemekten aciz kalmışız. Tarihi Kemeraltı çarşısında işportacıdan rahat yürüyebilen var mı?
* * *
Evet, İzmir bundan böyle dünya sahnesinde daha çok yer almalı. Bir daha, bir daha, bir daha yılmadan böyle organizasyonlara aday olmalı. Ama “Yola devam” diyenler, önce bu saydığım gibi daha onlarca maddede toplayabileceğimiz eksikleri tamamlamalı, belki yoktan var etmeli ve ondan sonra “Yola devam” demeli. Önce İzmir’e ve İzmirlilere hak ettiklerini vermeli.