Bu yıl Cumhuriyet Bayramı kutlamaları muhteşemdi.
Cumhuriyetimiz, giderek artan bir coşku ile kutlanıyor, değeri çok daha fazla biliniyor.
Cumhuriyet’e yakışan da budur. Bir öneride bulunmak isterim. Ulu önder Atatürk ülkemizde çok sesli müziği başlattı, Cumhuriyet döneminde çok değerli Türk bestecilerimiz yetişti. Meydan konserlerinde, bir senfoni orkestrası icraatı ile ilk senfonik eserleri besteleyen değerli bestecilerimizin eserlerinden seçkileri dinlemek anlamlı olur.
Kültürpark’a uğrayın
Kültürpark, hollerde gerçekleşen bir söyleşide ”sanat tasarım ilişkisi: mekân sanat ve mimari” başlığında faydalı bilgiler tartışıldı, aktarıldı. Hollerdeki sergiler de gezilmeli.
Sergilerden biri; 20.10-20.11.2017 tarihlerindeki, ”mezuniyet projeleri sergisi”.
İzmir’in üniversitelerinde yetişen gençlerin tasarım ve sanat projelerini ilgi ile izledim.
“İzmir, tasarım kenti olmalı” söylemi için geleceğe umut...
“Tasarım kenti olmak” harika bir söylem... Elbette kentin iyi tasarımcılar yetiştirmesi, içerİden ya da dışarIdan tasarımcıların kente katkıda bulunması yetmiyor. İzmir, yakın geçmişinden gelen tasarım yoksulluğunu kolay atacağa benzemiyor.
Tasarım; yaşamın her yerinde kentin sokağında kaldırımında, binaların cephesinde, çatısında, bacasında olmalı, yani estetik kaygı günlük yaşamda her alanda hissedilmeli.
“Söylem+eylem” formülü uygulanabildiği zaman aradaki açık kapanacaktır şüphesiz.
Altından Anadolu izleri
Büyük Efes Oteli Swiss, 25 Ekim-26 Kasım tarihlerinde “sanatuar” projesinin dördüncüsünü gerçekleştiriyor.
Yeditepe Üniversitesi Güzel sanatlar Fakültesi Plastik Sanatlar Bölümü hoca ve asistanlarına ev sahipliği yapıyor.
”İki Kuşak Bir Arada” sergisinde usta çırak ilişkisinin önemi ortaya konuluyor.
***
Aynı zaman diliminde bir başka sergi, Swiss Otel’in Loby’sinde misafirleri karşılıyor.
Sanatçı Gül Perin Sertdemir, takıları ve tabletleri ile Anadolu atlarını ve kadınlarını kendi dili ile ifade ediyor.
Eserlerinde ana malzeme deri ve altın...
Sanatçının, sağlam, kesin, keskin ve de kararlı deseni ile bütün eserlerinde dikkati çeken ana özellik.
Bu sergisinde de tablet ve takılarda da sürdürülen özelliğin yanı sıra, zengin doku anlayışı, stilizasyon sanatçının söylemindeki esasları teşkil ediyor.
Sertdemir’in amacı, var olan Anadolu kültürüne yeni bir anlam yeni bir uslup kazandırmak.
Smyrna, Hitit, Hatti, Hurri, Troya, Asur, Urartu, Frygya, Lykia, Fenike, Helen, Assos’a kadar uzanan Anadolu insanının kendi başlangıcı, potansiyeli, dönemlerin kültürel göstergeleri olan, örf âdet, sosyal yaşantı, gelenek ve alışkanlıklarını, içinde bulundurdukları koşulları belleğinde kodlamak üzerine bir çalışma...
Anadolu Kültürü’ne farklı bir estetik değer ile hayat bulduran eserler turkuaz, siyah, beyaz, gri tonlarında çalışılmış.
Bir zamanlar Vakko kravat ve eşarplarında desenleri ve renkleri ile var olan sanatçının o günlerde satılmış olan koleksiyonu bugünkü sergide de yer alabilseydi ne hoş olurdu.