Eski Ev-Yeni Sanat Uluslararası Plastik Sanatlar Sempozyumu (Old House-New-Art International Art Sempozyum), bu yıl 1-8 Ekim günleri arasında Yağcılar köyünde Urla Bağevi Butik Otel’in ev sahipliğinde yeniden izleyicisiyle buluşuyor... Bu yıl altıncısı düzenlenen sempozyumun teması ‘güzel’ kavramının çevresinde şekilleniyor. Sempozyumun hedefleri, kaybolan mimari değerleri korumak ve yeniden kullanımında değerlendir-mek, sanattan bir şekilde uzak kalan kırsal kitlede evrensel boyutta farkındalık yaratmak, güncel sanatı yaratmak ve paylaşmak, sanatın ülke içinde homojen dağılımına katkıda bulunmak... Başlangıçta ‘Eski’nin ‘Yeni’yle uyumlanmasından yola çıkan bu etkinlik, daha sonraları kırsal kesimi de içine dahil eden, sosyal bir projeye dönüşmüş. Bu proje önceden, sırasıyla köy yaşamının bir parçası olan, yok olmaya yüz tutmuş küçükbaş hayvancılığı, mübadeleyi ve göçü işlemişti, bu yıl doğadan kopmuş insan hayatında gerçekliğini kaybetmiş ‘güzel’ kavramını sorgulamak üzerine düşünülmüş.
Biçimsel bir yaklaşımdan öte ‘dayatılan güzellik’ konusunda farkındalık yaratmak üzere tasarlanan konu, tarihte değişen estetik-güzel penceresinden ayrı tutuluyor. Burada tüketim toplumunun açmazlarına çare olsun diye içleri boşaltılmış, sıradanlaştırılmış, derinlikten ve bütünlükten yoksun bir güzellik kavramının gerçekliği bir kere daha sorgulanıyor. İnsanın insan olarak içinde ve çevresinde yaşadığı veya yaşattığı, içinden gelen özgürlüğe, özgünlüğe dönmesinden bahsediliyor.
Umberto Eco’yu hatırlattı
Etkinliğin küratörleri Tuncay Topçu, Sema Sertkaya, Bengü Bahar. Etkinliğe, Almanya, Danimarka, İngiltere, İtalya, ABD ve Türkiye’den yaklaşık yirmi sanatçı katılıyor.
Sempozyumun açılış günündeki sergide, fotoğraf, resim, heykel ve yerleştirme gibi pek çok disiplin sanatseverlerle buluşacak. Projenin toplumsal başarısı, köyden kente uzanan duyuru, eylem, sergileme, basın gibi süreçlerde son bulması, köy insanının sanatçının üretim sancısına tanıklık etmesi, mini çalıştaylara köy çocuklarının katılması, sergileme anındaki ev sahiplikleri, köy camisinden yapılan duyuru, açılış süresine ve kültürel etkinliklere katılan belediyeler, izleyiciler arasındaki çoğalan paylaşım ve sanat ve bilgi şöleninin kırsaldan kente kadar bir etkileşim sağlamış olması.
Sempozyum, üç grubun sponsorluğuyla düzenleniyor.
Sempozyumun amacı, ‘dayatılan güzel kavramını sorgulamak’... Asıl amacı, estetik güzeli sorgulamak olmayan çalışma, bana bir başka ‘güzel’ çalışmasını, Umberto Eco’nun ‘Güzelliğin Tarihi’ adlı kitabını hatırlattı...
Güzellik nedir? Sanat, zevk, moda nedir? Güzellik, mantık çerçevesinde değerlendirilebilir mi? Güzellik üzerine nesnel saptamalarda bulunulabilir mi? Eco, bütün bu soruların merkezinden başlatıyor büyük keşif gezisini.
Güzellik nedir? Cevaplaması zor bir soru... Kitap, sanatçılar ve düşünürlerle anlatıyı pekiştiriyor, zenginleştiriyor. ‘Güzelliğin Tarihi’ bugüne kadar kabul görmüş tüm fikirleri geliştirerek, güzelliğin tanımını defalarca yeniden yapıyor.
Günümüz Türkiye’sinde ‘güzellik’ kavramının anlaşılması, öğrenilmesi, uygulanması gibi muhtelif süreçler için ciddi bir aydınlanma çağına ihtiyacımız var.
Güzellikle ilgili her ne var ise farkında olalım... Bu misyonu üstlenen sanatçı ve sanatseverlerin, destekçilerin ve de sahip çıkan yerel yönetimlerin çoğalması temennimiz olmakla beraber acil ve şarttır.