Bayram’da Alaçatı’da müstesna bir gece yaşadık.
1 Eylül 2017 akşamında yeni bir otel açılışında Fazıl Say ile hafızalarda güzel izler bırakacak anlar içinde daldık.
Alaçatı’nın arsız kalabalığından arınmış, huzurlu son derece zarif aydınlatılmış bahçeden asıl mekâna doğru yürüyerek çağdaş bir projenin içinde bulduk kendimizi...
O gece, yalın ve modern bir yapının yarı açık yarı kapalı orta holünde bir platformun üzerindeki piyano, Fazıl Say’ın dokunuşları ile hayat buldu.
İç ve dış mekânlar ustaca kaynaştırılmış projede...
Sistem, gerektiğinde kapatılarak yaz sonrasında da yaşamı sürdüreceğini ifade ediyor, bir şömine etrafındaki kütüphane ve bar ile Alaçatı’nın Provence ve Yunan stili karışımı yapılarından farklı, modern ve kişilikli çağdaş bir projeyi yaşamak beni başka bir âleme taşıdı.
Bu; görür görmez sevdiğim, kendimi yakın hissettiğim yapının içinde Fazıl Say’ı dinlemek ayrı bir mutluluk oldu benim için ve benim gibi oradaki pek çok misafir için.
***
Gelelim müziğe... Fazıl Say o gece; Chopin 3 Nocturne, Satie 3 Gnosiene, Kara Toprak, İstanbul’da Bir Kış sabahı, Ses, Debusy Batık Katedral, Gershwin Summertime doğaçlamaları, Mozart Rondo Alla Turca ile yine ayakta alkışlandı.
Bis te de yine kendi eserlerinden birisini seslendirdi.
The Stay Otel’de 2 Eylül akşamında; ressam Ertuğrul Ateş sergisi ile o güzel atmosferin havasını bir kere daha, sanatın bir başka kolu, plastik sanatlar ile soluduk.
Su, 30 lira nasıl oluyor?
Ünlü ressamın mekâna son derece yakışan eserleri karşımızdaydı..
Alaçatı’ya yerleşen Ateş ile sanat ve tasarım üzerine uzun ve güzel bir sohbetimiz oldu.
The Stay Otel, Muzaffer Yıldırım ve Haldun Demirhisar’ın ortak projesi...
12 ay açık tutulacak, tiyatro ve müzik festivalleri düzenlenecek, 18 yaşından büyükler kabul edilecek.
Çeşme’de yemek muhabbeti
Alaçatı’da geçen hafta bir gazetede Vedat Milor’un methettiği bir restoranda bir akşam yemeği yedik.
Çok özenli, güzel ve zevkli bir mekân ancak; Vale parking 20 TL., içerde bebek arabalı çocuklu müşteriler, bir duvarda kocaman bir TV.
Ekranında maç gösteriliyor. Müzik bizden, sözlü ve yüksek sesli...
Sütlü balık istedik, sos tuzdan içimizi yaktı... Kuver 30 TL. İçtiğimiz su 30 TL. Şefe sordum, çay kahve ikramınız var mı?
Hayır, efendim akşam toplantı yapıldı eskiden vardı artık yok, peki su 30 lira nasıl oluyor? O da toplantıda kararlaştırıldı.
Soruyorum ne zamana kadar açıksınız? Cevap; bu sezon yarın akşam son gecemiz efendim.
***
Geçtiğimiz hafta Yunan adalarına bir gezi yaptım. Neden bu kadar tercih ediliyor adalar, hepimizce malum...
Girit sahilinde marinada kaliteli bir restoranda menüde bir porsiyon karides altında 8 euro yazıyor, karides tabağı geldi, kayık tabak içinde, tepeleme karides...
Duygu selinde boğulmak
Başka bir yerde kahve istedim derhal masaya kapalı bir litre su ve bir tabak kek, ikram olarak geldi.
Mikonos’ta şık bir restoranda akşam yemeği yine makul ve kaliteli...
Bu ikram durumu ve her mekânın kapısında fiyatlandırılmış menü bütün adalarda mevcut.
***
İnsanın kendi ülkesini ve ülkenin genel ahlakını eleştirmesi “evladının kusurlarını görüp acı çekmek” gibi bir duygu seli içinde boğulmak oluyor.