Çeşme Devlet Hastanesi’ne ad verildi, alındı derken, Emine Çizgenakat başkanlığındaki Hastane Gönüllüleri Derneği, işbaşında olmaya devam ediyor... Hastanenin ihtiyaçları, dernek üyeleri ve bazı gönüllüler tarafından karşılanmaya çalışılıyor. Alper Çizgenakat Hastane Gönüllüleri Derneği Başkanı Emine Çizgenakat, yoğun yaz döneminde tüm çalışanların gayretiyle başarılı bir dönem geçirildiğini ve 23 yıldır süregelen çalışmaların, isim ne olursa olsun sürdürüleceğini belirtiyor.
Bu gönüllü dernek, örnek bir sivil toplum örgütü çalışması yapıyor... Genel olarak gönüllülük ilkesiyle çalışan ve topluma yarar sağlayan insanları teşvik etmek için gönüllerini almak, onurlandırmak yeterli. Bir acı olay anısına, “Başka canlar kaybolmasın” ilkesiyle çalışmalarını sürdüren dernek üyelerinin ve toplumun arzusu, hastanenin adının Alper Çizgenakat Devlet Hastanesi olması...
Obezite kliniği hizmette
Çeşme Devlet Hastanesi’nde, diyetisten Tuğba Özdemir’in atanmasıyla Obezite ve Diyet Polikliniği de hizmete girdi. Klinikte, sağlıklı beslenme ve beslenme hastalıkları, kilo problemleri, diyabet, hipertansiyon ve hamile beslenmesi gibi konularda tedaviler yapılıyor. Hastanenin ihtiyaçlarına yardım için bir de hesap numaraları var: Çeşme Alper Çizgenakat Devlet Hastanesi Gönüllüleri Derneği Vakıflar Bankası İzmir Finans Market ŞB. TR 95 0001 5001 5800 7285 1698 46HS
Şehircilik anlayışımız
Çeşme, yaz aylarında kasaba olmaktan çıkıp çılgın bir beldeye dönüşüyor... Pek çok İzmirli için durum biraz da endişe verici bir duygu durumunu getiriyor. Çok katlı lüks rezidanslar, geniş asfalt yollar, beach kulüpler belki de etkileyici ve gelişme gibi görünebiliyor... Ancak uzun vadede, sakin ve huzurlu bir tatil beldesi özelliğinin yitirilip kaotik metropol modeline dönüşmesi kaçınılmaz... Bekleyelim görelim, neler kazanıp kaybedeceğimizi...
Fransa, İtalya, İspanya vb. ülkelerde, ‘korunmuş yerel mimari, doğa ve doğal kıyı kenar çizgisi, kültür ve sanat zenginliği, müzecilik, gastronomi’ gibi özellikler, ‘turizm için akıllıca sürdürülmüş’ özelliklerdir.
Genel olarak kentler ve kasabalarımız sağlıklı büyümüyor... Eski kent-old town denilen bölge ve özellikleri korunmuyor, yeşil alanlar betona yenik düşüyor, kültür ve sanat merkezleri yetersiz, kentsel dönüşüm gerçek anlamda uygulanmıyor, çoğalan AVM’lerle yeni yapay çarşılar oluşuyor, mahalle kültürü ve kent merkezi ölüyor.
Yeni kent modellerimizi nasıl bir gelecek bekliyor?