Her yılbaşı zamanı Kadıköy rengârenk şenleniyor, Cafer Erol şekerci dükkânı çocukların hayal bile edemeyeceği büyülü bir şeker dünyasına dönüşüyor. Kastamonu’dan başlayıp Kadıköy’e ulaşan bu tatlı yol geçen ay Londra’ya kadar uzandı. Nurtekin Erol bize bu yolun hikâyesini anlattı.
Bu sene tema atlı karınca. Eski zaman panayırlarında lunaparklarda atlı karıncaya binmek her çocuğun hayali olmuştur. Kadıköy’deki Cafer Erol mağazası her yıl bambaşka bir şekilde süsleniyor, her seferinde daha da heyecan verici oluyor. Bu yıl Cafer Erol’un atlı karıncasıyla Kadıköy panayır yeri gibi. Cafer Erol’un bütün şubelerinde yılbaşı süslemeleri birbirinden güzel ama ilk dükkânları olan Kadıköy’deki başka türlü bir cümbüş yerine dönüşüyor, önünde uzun kuyruklar oluşuyor.
Peki aslen Kastamonu Taşköprü’den olan ailenin yolu nasıl Kadıköy’e düşmüş, hatta geçtiğimiz ay açılan Londra mağazası nasıl akıllarına düşmüş, hepsini Kadıköy mağazasında Nurtekin Erol’la konuştuk. Hikâye 1700’lü yılların sonuna kadar uzanıyor. Taşköprülü Müftügiller İstanbul’da saraya çalışmaya gelir. Kastamonulular Topkapı Sarayı’nda özellikle helvahanede şeker ve tatlı imalatında görev alırlar. Müftügiller’den Mehmet Efendi sarayda edindiği tecrübeyle bir cesaret 1807 yılında Eminönü’nde kendi dükkânını açar. Ne yazık ki büyük İstanbul yangınında dükkân dahil her şeyini kaybedip memlekete geri döner. Ancak İstanbul bir kere ailenin kanına girmiştir. Torunu Cafer Erol dedesinin izinden gitmeye karar verir. 1935’te İstanbul’da Eminönü’nde, sonra Beyoğlu’nda dükkânlar açar. Son durağı ise Kadıköy olur, diğerlerini kapatıp burada devam eder. Kadıköy dükkânı uzun yıllar Şekerci Cafer Erol’un tek adresi olur. Ben üst katında lokum dökülüp akide şekeri kesildiğini dün gibi hatırlıyorum. Artık tüm üretim Dudullu’daki imalathanede yapılıyor, Londra dahil tüm şubelere buradan gidiyor ama bir zamanlar üst katta taze taze yapılan lokumlar hatıralardan silinmiyor. Hatta o lokumlar Amerika’daki ünlü Gourmet dergisinin yaptığı bir belgesel çekimine bile konu olmuştu.
Klasik lezzetler
Nurtekin Erol 1965’ten itibaren babasına yardım etmeye başlamış. O günleri sorunca Kadıköy adı üstünde köy gibiydi o zamanlar diyor. Moda tarafının daha elit olduğunu, kalburüstü ailelerin, gayrimüslimlerin ve Levanten yabancıların orada yaşadığını söylüyor, Kadıköy ise taze sebzenin geldiği Anadolu yakasının en önemli çarşısı olagelmiş. İlk günden beri reçel, akide şekeri ve lokum eksik olmamış. Eski usul, bir zamanlar boğazdan kayıp giden, boğazı rahatlatan anlamında rahat ul-hulkum denilen klasik lokumdan hiç vazgeçmemişler. Nurtekin Bey gerek lokum için gerekse gül reçeli için gül yapraklarını İstanbul’dan aldıklarını ama artık Isparta’dan şekerle ezilmiş maya olarak getirttiklerini anlatıyor. Ama hiçbir zaman sentetik aroma kullanmaya yeltenmemişler.
Londra hatırası
Nurtekin Bey ve eşi gezmeyi seviyor. Yıllar önce kızları Yonca ile Londra’nın altını üstüne getirmişler, tüm müzelerini gezmişler, Sonra Yonca eşinin işi gereği Londra’ya taşınınca torunları ziyaret için hep gider olmuşlar. Oğulları Hakan Erol da dil öğrenmek için İngiltere’ye gidince günün birinde Londra şubesi açma fikri gelişmiş. Hatta ilk Londra seferlerinden birinde yolda tanımadıkları bir kadın beklenmedik bir şekilde elindeki sandviç ekmeği paketini Yonca’ya verince şaşakalmışlar, Nurtekin Bey de kızım demek ki bizim ekmeğimiz buralardan olacak demiş.
Yenilikler yeni nesilden
Yeni nesil en genç kuşak Hakan Erol ise yeniliklerin başlangıcı olmuş. Yılbaşı süslemeleri yapmak onun fikri. Her geçen yıl daha da görkemli hâle gelen süslemeler önce vitrinle başlayıp zamanla tüm bina cephesini kaplayan devasa bir gösteriye dönüşmüş. Eski nesilleri böyle konulara ikna etmek zordur ama Nurtekin Erol yeniliklere açık bir eski nesil. Ancak temkini de elden bırakmıyor, acele etmeden değişime yavaş yavaş yaklaşıyor. Hakan Erol ise heyecanlı ve atak ama babasının yıllara dayanan tecrübesini göz ardı etmiyor. Eski usul lezzetlerden vazgeçmeden, yenilikçi lokumlar, şekerler usul usul raflara giriyor. Eski Bebek tipi az şekerli badem ezmesine Antep fıstığı ezmesi katılıyor, şeker dışında çikolatalar çeşitleniyor. Dubai çikolatası çılgınlığı bile Cafer Erol raflarına sızmış. Sundukları sütlü tatlılar ve şerbetli tatlılara her geçen gün birbirinden güzel pastalar eklenmeye devam ediyor.
Akide şekerinden lokuma...
Eskiden vazgeçmemek ise çok kıymetli. Bugün gerçek safranla zerde yapan yer yok denecek kadar az, menekşeli akide şekerini hatırlayan bile kalmadı, keskin tarçınlı akide bile zor bulunuyor, sakız gibi uzayan sakızlı lokum keza öyle. Cafer Erol eski müşterilerine ısmarlama kaymaklı lokum bile yapıyor. Genç nesiller eşi görülmemiş süslemelerin büyüsüyle dükkâna giriyor ama içeride eski nesillerin horoz şekeri veya elma şekeri hâlâ yerli yerinde duruyor. Eski ve yeni nesil tecrübe ve yaratıcılıkta birleşiyor. Londra’daki dükkâna girenler de gerçek Turkish Delight ile böyle tanışacak, eski Osmanlı şekerciliğinin tadına varacak.