Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kuşaklar arasında eskiden derin görüş ayrılıkları vardı. Küresel ve özellikle de dijital dünyayla birlikte çok şey değişti. Hele ki sosyal medyadan sonra… 

Dünyanın hemen her yerinde, her kuşaktan olmasa da birbirine yakın kuşakların pek çoğu aynı anda, aynı görüntüleri paylaşıp, aynı tasa ve sevinçleri yaşıyorlar.

Parmakları henüz tuşla tanışmayanların oranı, düne göre çok daha az. Akıllı telefon ve internet girmeyen ev ya da kurum yok gibi.

Peki, kuşaklar arası çatışma ve tüm sorunlar ortadan kalktı mı? Evet demek mümkün değil. Tamam katı bakış açıları değişti ama farklı yeni sorunlar gündeme geldi. Örneğin tolerans yok oldu! Gerginlik arttı. Güven erozyonu tavan yaptı! 

Haberin Devamı

Öfkeli kuşak 

Gençler öfkeli hem de çok öfkeliler. Haksızlar mı? Hayır. Peki öfkeli olan sadece onlar mı? Hayır! 

Hemen herkesin, her konudaki tahammül sınırları altüst olmuş durumda. Kendimize yapılmasını istemediğimiz ne varsa, onu başkalarına yapıyoruz! Sabır sınırlarının zorlanması sadece ekonomik mi? Çok önemli bir etken ama sadece ekonomiye bağlamak abartılı olur. İşsizlik sinirleri germiş olabilir mi? Fazlasıyla gerdi. Sadece kendilerini değil ailelerini de perişan etmiş durumda. 

■ Liyakat? 

Moral ve motivasyon erozyonunda ilk sıralarda geliyor. Bugünün gençliği sınavlar yüzünden ne çocukluğunu yaşayabildi ne de gençliğini. Daha iyi bir eğitim ve daha çok diploma için çok büyük fedakarlıklarda bulundu ama aldığı diplomalar bir işe yaramıyor. Liyakatin yerini mülakatın almasını kabullenemiyorlar. 

■ Önlerini göremiyorlar!

Kimse yarınından emin değil. İş bulamıyorlar, bulsalar yeterli ücret alamıyorlar alsalar da hayalini kurdukları hayatı yaşayamıyorlar. Ne kadar çok çalışsalar, ne kadar büyük fedakarlıkta bulunsalar hep daha fazlası isteniyor. 

■ Hayat kuramıyorlar! 

30’lu, 35’li yaşlara gelip hala bir düzen kuramamak canlarını çok sıkıyor. Bırakın evlenmeyi, çocuk yapmayı, kendi başlarına ayakta kalmaları bile mucize olarak görülüyor. Statüleri ve maaşları ne olursa olsun aldıklarıyla yetinmeleri onlara göre mümkün değil. Araba neyse de ev almak hayal gibi geliyor kendilerine. 

Haberin Devamı

■ Eğitim? 

En çarpıcı mutsuzluk kaynaklarından birisi de eğitim. İstedikleri okullarda okuyamıyor, istedikleri meslekleri seçemiyor, istedikleri sektörde ve işyerlerinde çalışamıyor ve sürekli olarak yeterli donanıma sahip olmadıkları için aşağılanıyorlar.

Bırakın kolejleri ve paralı üniversiteleri, büyük, küçük kent fark etmeksizin ailelerinin bulunmadığı farklı kentlerde devlet öğretim kurumlarında öğrenim görmek için bile aile bütçelerini aşan harcamalar gerekiyor. Yakın çevrelerinde gönül rahatlığı ile gidecekleri devlet okulları da kalmadı gibi… 

■ Popüler kültür! 

Bugünkü nesil popüler kültürle büyüdü.

Çok zor koşullarda yetişen anne babalar, çocukları için her şeyin en iyisini istedi, her türlü fedakarlığa katlandı. Onlar hep kendilerinden bir adım daha ileride olsun istedi. Ellerini soğuk sudan, sıcak suya sokturmadı. Yoksulluk nedir bilmesinler istedi. Değirmenin suyu azalınca, süreç uzayınca da işin içinden çıkılamaz hale geldi. 

Haberin Devamı

■ Sosyal medya! 

Sosyal medya ile konuşmayı, yazmayı, paylaşmayı dar kalıplar içerisine hapsettik, derinliği ve ayrıntıları kaybettik. Yapay zekâ ile de düşünceyi askıya alacağız. Sosyalleşiyor derken asosyalleştik, makineleştik, birkaç yüz kelimeyle konuşuyor, yazıyor, düşünüyor hale geldik. Dijital Çağ’ın hep artılarından söz ettik, eksilerini hiç sorgulamadık. 

■ İnançlarını kaybettiler! 

Kendilerine tutunacak dal bırakmadık. İnandıkları, inanacakları ne varsa hepsini değersizleştirdik, kendilerine rol model olacakları sıradanlaştırdık, hakkaniyet duygularını kaybettirdik. Ayrıştırdık, bizi biz yapan ortak değerlerimizi yitirdik… 

Ne yapmak gerekir? 

Daha onlarca satır başı belirleyip, sayfalar dolusu tespitlerde bulunabiliriz. Peki ciddiye alan çıkar mı? Gönül rahatlığı ile evet demek mümkün değil. Peki böyle devam eder mi? Etmemeli!.. 

Nedenini hepimiz çok iyi biliyoruz, bilmiyorsak da bu çok önemli konuya biraz zaman ayırıp havada kalan sorulara bizzat kendimiz cevap bulmalıyız! Bulmalıyız ki harekete geçelim, doğruyu bulalım ve hepimizi huzursuz eden bu öfke selinden çocuklarımızı, gelecek nesillerimiz koruyalım, kurtaralım… 

Özetin özeti: Doğru tespitler koymadan, doğru çözüm yolları bulamayız. Hele ki çocuklarımız söz konusu olduğunda!..