Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünyada bir rüzgâr gibi esen ve beraberinde bir sürü pisliği süpürüp bir ferahlık getiren #Metoo (#Bende) meselesinde kafamı kurcalayan bir yan vardı, BBC Türkçe’nin #SenDeAnlat dosyası için Berza Şimşek’e konuşan Deniz Türkali’nin söylediklerini okuyunca netleşti. “Ben tacize uğradım demenin neden kadınlara düştüğünü anlamış değilim. Her tacizci erkeğin, geçmişte kendisini tacizci olarak görmeyen, normal karşılayan her erkeğin kendi yaptığı tacizleri anlatmasıyla bir açılım olabilir ancak” diyordu; “Erkekleri buna zorlamak lazım. Kadın hareketini destekleyen erkeklerin geçmişlerinde çoğunun, gayet iyi biliyorum ki taciz de var, şiddet de var. Önce onlar bir başlasın dökülmeye...”

Haberin Devamı

Tamam, kadınların ‘dökülmesi’ de az şey değil. Kendimizi yalnız hissetmemiş, başımıza geleni söze döküp rahatlamış oluyoruz hiç değilse. Bir de belki şu işe yarıyordur; erkekler taciz edilen kadının ‘aslında’ ne hissettiğini anlıyordur. Çünkü karşı tarafın da yerine utanmak, ses çıkarırsa üzerine dikilecek bakışlardan çekinmek, hatta hatta “Acaba bende mi bir sorun var ki bu adam bana böyle davranabiliyor?” diye kendini suçlamak sadece kadınların anlayabileceği bir duygu muhtemelen.

Erkekler “Akıllı uslu ol, edepli otur, bacağını açma, önüne bak” gibi uyarılar işitmediklerinden, insanın neden haklı olduğu yerde sesini çıkartmadığını anlayacak şekilde yetiştirilmediklerinden, bir de bu sessizliği rıza sanıyorlar. “Benim ne hakkım var, iki sohbet ediyoruz diye kadının bacağına elimi koymaya?” diye kendilerine sormuyorlar da mesela, ondan kaçacağım diye neredeyse duvara tırmanan kadın halinden hoşnuttur diye düşünüyorlar. Öyle ya, suratına bir tane patlatmadığına göre... Görünüşe göre Catherine Deneuve de öyle düşünüyor da üzgünüm, flört öyle bir şey değil.

Şu okuduğunuz son derece sıradan bir “#metoo” itirafıydı mesela, karşıdaki de konu açılsa mangalda kül bırakmayacak, ihtimal kampanya kapsamında ön saflarda yürüyüşe katılacak bir insanoğlu. Deniz Türkali’nin dediği gibi, yaptığını taciz olarak görmeyen bir dolu erkekten biri. Ve sanırım olması gereken asıl onların “sessizliğini bozması”.

Haberin Devamı

Biz kadınlar olarak “Ben de tacize uğradım” dedikçe, yanımızda bu itirafa ses veren kalabalık bir erkek grubu buluyoruz. Tabii bulalım, ne güzel de, lafı üzerine alınana rastlamadım hiç, adeta uzaylılar tarafından uğramışız tacize.

Hollywood’daki durum tam bu değil mesela. Onlar isim isim açıklıyorlar, tacize uğrayanlar kadar tacizcilerin de ifşa edildiği bir kampanya oluyor en azından. Biz, sürekli itiraf halindeyiz de muhataplar nerede? Onlar ne zaman anlatacaklar o sırada akıllarından gerçekten ne geçtiğini, yaptıklarının taciz olduğunun farkında olup olmadıklarını, şimdi dönüp bakınca fark ediyorlarsa utanıp utanmadıklarını? En azından “Ya evet, benim yaptığım da tacizmiş meğer” diyen çıkmayacak mı? Bir şey değişecekse bu ancak iki tarafın da tacizin ve tacizcinin adını koymasıyla olabilir çünkü.