Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir türlü kadınlar konusunda doğru düzgün bir cümle kurulamıyor memlekette, genlerde yok. Niyet ne olursa olsun, cinsiyetçilik kayasına toslamadan dile getiremiyorlar.

Yani şimdi ihtiyaç var mı bunca ayrımcı söylemin içinde bir de Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkıp “Kadınlardan korkan birisine erkek denmez” gibi ağzına da oturmayan bir cümle kurmasına? Haber değeri bile yok, benzerlerinden her gün onlarca duyuyoruz.

Niyeti kötü değil belli ki. Grup toplantısında kadınlara sesleniyor. “Şeref verdiniz, onur verdiniz, başımızın üstünde yeriniz var. Sizler geldiniz diye, TBMM’nin ses sistemini bozdular, sesimiz duyulmasın diye.”

Haberin Devamı

“Sizin sesinizden korktular” diyor yani.

Ondan sonra Meclis Başkanı’na yöneliyor: “Parlamentoda bir siyasal partinin her hafta düzenlediği bir toplantıyı sabote edene ses çıkarmayan, arkasında duran kişiye meclis başkanı denemez. Hele hele kadınlardan korkan birisine erkek denemez.”

Buyurunuz. Hani neresinden tutabiliriz? ‘Erkeğin’ cesaret timsali, dürüst, ahlaklı kimse olmasından mı? Kadının güçsüz, zayıf, ‘korkulmayacak’ bir varlık olmasından mı? Çünkü belli ki korku salmak iyi bir şey. Ama erkekten korkulur, kadından korkulmaz. Erkek adam hele hiç korkmaz. Yok, çıkamıyorum işin içinden.

Arkasından da bir güzelleme başlıyor: “Bu ülkenin güzel kadınları, sizler için şiirler yazıldı. Sizler için romanlar yazıldı, filmler çekildi. Sizler evimizin direği oldunuz.”

Yeter ama sahiden. Yazmayın. Şiir de yazmayın, roman da yazmayın, film hiç çekmeyin. Kadınlardan ilham falan almayın. Hep bu “kadınlar baş tacımız, ilham kaynağımız, nazlı çiçeğimiz, göz bebeğimiz” edebiyatından oluyor ne oluyorsa. Neden sizin bir şeyiniz olsun? Kadın da senin gibi, senin eşitin bir insan. ‘Onun için’ roman yazmana, film çekmene gerek yok, kendisi pekâlâ roman da yazıyor, film de çekiyor. Gerektiğinde sesini de gümbür gümbür çıkarıyor.

Hiçbir kadının çıkıp “erkekler canımız, ciğerimiz” gibi bir genellemeye girdiğini duydunuz mu? Saçma. Sevgilisinin, kocasının çiçeği, böceği olabilir isterse, sizin bir şeyiniz değil. O ‘miz’ ekini kaldırın ve gerekirse kadınlardan da korkun ayrıca, ‘cinsel istismar’ düzenlemesi bu hızla kanun tasarısından çıkarıldıysa bunu kadınlar başardı.

Haberin Devamı

Tanımıyoruz ama nefret ediyoruz

Formül çok basit aslında. Kendi dini inancına, diline, ‘ırk’ına nasıl dört elle sarılıyor, insanların da buna saygı göstermesini bekliyorsan, aynısını sen de başkalarınınkine göstereceksin. Kendin peygamberine dil uzatıldı diye dünyayı ayağa kaldırıyorsan, başka dinlerin peygamberlerine küfretmeyeceksin. Müslümanlıkla ilgili şaka bile kaldıramazken misal Yahudilere saldırmayacaksın.

Türkiye’de farklı dinlerden insanlar yaşıyor, senden çok daha uzun zamandır. Onlara düşmanlık etmeyecek, bu ülke senin babanın malıymış, onlara lütfedip orada yaşama izni veriyormuşsun gibi davranmayacaksın. Mesela Kurtuluş ve Feriköy gibi azınlıkların yaşadığını bildiğin mahalleleri -tabii ki başka yerleri de- “Uyan ey Müslüman kardeşim” diye başlayan kafası karışık afişlerle kuşatmayacaksın. Ya da Ermeni İlkokulu’nun duvarına “Bir gece ansızın gelebiliriz” yazarak çoluğu çocuğu tedirgin etmeyeceksin.

Haberin Devamı

“Evladı Osmanlı” imzalı afişi Türk Musevi Toplumu Başkanı İshak İbrahimzadeh Twitter’dan paylaştı, “Bir sabah kalkarsınız, Kurtuluş ve Feriköy’ün antisemit ilanlarla kuşatıldığını görürsünüz” diyerek. Şişli Belediyesi’nden de bunların toplanmasını istedi. Belediyenin yaklaşımı olumlu, umarım yakında temizlemeyi de başaracaklar.

Nedir derdi afişin? ‘Müslüman kardeşinin’ başkalarının düşüncelerinin tutsağı olmaması. Bu insanlar İslam dinini yok etmeye çalışıyorlarmış çünkü. Görselde de kolunda Davud yıldızı olan bir el, bir koyuna işaret ediyor. Sanırım karşımızdaki düşman çok zeki, ‘Müslüman kardeşim’ ise koyun misali ve hemen kanıyor.

Peki, tehdit olarak görülen ‘bu insanlar’ kim? Orası karışık. “Yahudi’nin uşağı Yehova şahitleri” diyerek bütün yabancı nefretini tek cümleye sığdırabilmiş olmaları takdire şayan. Yahudiler, Hıristiyanlar, ‘bizden olmayan’ her kimse işte, tanımak zorunda değiliz. Ama nefret ediyoruz o ayrı. Peki.