Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dün gene masum insanoğluna yönelik ‘korkunç’ tehditlerden iki örnek vardı haber sitelerinde: “Bodrum’daki agresif caretta caretta yine saldırmıştı” bir, “Lüks siteye yine domuzlar inmişti”, iki. Buradaki ‘yine’lere dikkat, belli ki sabırlar taşmak üzere. Nedir efendim bu sakin sessiz evlerinde yaşamakta olan insanların ‘vahşi’ hayvanlardan çektiği?

Birinci haberdeki ‘saldırgan caretta caretta’, Orak adasında ikamet etmekte. Denizi kendi evi zanneden, yerlerin ve göklerin asıl hakimi olan insan karşısında eğileceğine agresifleşen, hadsiz bir hayvan belli ki. Çünkü Bodrum Denizciler Derneği Başkanı Mustafa Demiröz, yıllardır bu hayvanın tavırlarıyla ilgili şikayetler aldıklarını anlatıyor. Üzerinde deniz kabuğu gibi bir işaret varmış, herkes aynı caretta caretta’yı tarif ediyormuş, ısırıyormuş insancıkları.

Haberin Devamı

En sonunda “caretta caretta’nın saldırgan tavırlar sergilediğine dair artan ihbarlar” üzerine Demiröz bölgeye gidip deniz kaplumbağasını izlemeye başlamış. Bir süre birlikte yüzmüş, fotoğraflarını çekmiş, sonra birden o da diğer kurbanlar gibi saldırıya uğramış. “Psikolojisi bozulmuş” hayvanın, öyle diyor.

Konu saldırganlıktan açılmışken, siz sözde koruma altında olan caretta caretta’ların bu ülkede ne tür işkencelere maruz kaldığının farkıdasınız, değil mi? Kabuğu kırılanı, bacağı koparılanı, ayağına taş bağlanarak deniz dibinde ölüme terk edileni, kafası kesileni, yakılanı var. Asıl saldırgan olan kim?

Kim bilir bu “agresif hareketleri var” denilen hayvan nelerle karşılaştı, nasıl korktu insan denen varlıktan da gördüğü yerde saldırır hale geldi? Muhtemelen orasından burasından tuttular, ittiler, çektiler, yakalayıp ‘selfie çekinmeye’ kalkıştılar. Onun psikolojisi bozulmasın da kiminki bozulsun? Belli ki derdi kendini korumak, orası onun evi, ne gidiyorsun üstüne?

Tıpkı o “lüks site” oraya kondurulmadan, son ağaç da kesilip son orman da yakılmadan önce oralarda yaşayan, şimdi evsiz barksız ortada kaldığı için nereye gideceğini bilemeyen yaban domuzları gibi. Siteyi ‘istila’ etmişlermiş, sürüler halinde geziyorlarmış, plaja iniyorlarmış, yavruları da varmış yanlarında, daha önce de gelmişlermiş, site ‘sakinleri’ dehşete kapılmışmış. Niye geliyor hayvanlar sizce, Türkbükü beach’lerinde Mojito içmek için mi?

Haberin Devamı

Site yönetimi önlem alacakmış şimdi. Muhtemelen önlem niyetine yok etmeye kalkışacaklar hayvancıkları, hep alışık olduğumuz üzere. Sanki çareymiş gibi.

Bunun doğal yaşama saygılı olmaktan, hayvanların habitatını korumaktan başka ‘önlemi’ yok halbuki. Doğada ‘lüks site’ diye bir coğrafi oluşumun mevcut olmadığını, asıl istilacı olanın en ‘gelişmiş’ canlı kabul edilen insanoğlunun ta kendisi olduğunu görmek tek çaremiz. Aksi halde bedelini ödedik, ödüyoruz.

Bir gün heyelan olarak, ertesi gün sel, bir başka gün domuz saldırısı. Doğayla savaşı kazanabilen olmadı, anlasak ya bunu.