Birine edilebilecek en ağır hakaret nedir sizce? Hani ne derseniz artık kaldıramaz da çileden çıkar? Hırsız? Uğursuz? Yalancı? Haysiyetsiz? Şerefsiz?
Yok, bizde yapılabilecek en ağır şey, anneye dil uzatmaktır. Delikanlının çığrından çıktığı, bu uğurda cinayet işlese haklı görüleceği andır o. Hırsızlık, şerefsizlik bir derece, ama anne? Asla kabul edilemez, ‘kutsalıdır’ o, bir adamın.
Tabii bizimki kutsaldır, nasıl ki kendimizden başkasının kutsal saydığı değerlere saygı duymak genlerimizde yok, hoşlanmadığımızın annesi ise her zaman hedef tahtamızdadır. En belaltı vuruşlarımızın hedefinde hem de. Çoğu zaman sırf doğurduğu çocuğa olan öfkemizden, kinimizden, onun annesi olması nedeniyle sayılıp sövülmeyi hak eder nazarımızda.
Futbolcu sinirlendi mi hakemin annesine küfreder. Trafikte kapışanların ilk muhatabı karşıdakinin annesidir. Patrondan öğretmene kadar canımızı sıkan herkesin annesini anmamız farzdır. Herhalde ‘o’ ile başlayan küfürü ‘günaydın’dan daha çok kullanan tek milletiz.
Şu hale bakın, yıl 2017, biz Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın ‘namusunu’ sorguluyoruz, tekrar ederken bile utanıyor insan.
Karşı çıkanlarda da “Anamıza küfredildi” reaksiyonu. İnsan hakları yok, anne hakları var sanki.
Bir kesim diğerinin aklını başına getirmek için gene o ‘kutsal’ argümana sığınıyor: “Şşşt, beyler, ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun, sizin de ananız, bacınız olabilirdi”. Ha, bunu işitince beynine kan gidiyor, bir durup düşünüyor. “Evet ya, ya benim annem olsaydı? Usturuplu konuşayım madem”.
İlle analık müessesesi üzerinden karar vereceğiz bir insana saygı gösterip göstermeyeceğimizi. Kimsenin anası değilse, ağzınıza geleni söyleyebilirsiniz, o da doğurup kutsallık mertebesine yükselseydi, kendi tercihi.
Bu Anneler Günü vesilesiyle rica ediyorum, bir düşün annelerin yakasından. Birbirinizle meselenizi kendi üzerinizden halledin.
Anne de bir insan, bir sürü başka özelliğinin yanı sıra, bir de doğanın döngüsü gereği birilerinin dünyaya gelmesini sağlamış. Mucize yaratmamış, doğaüstü güçleri yok; sadece kendinden sorumlu ve kendisi olarak saygıdeğer.
Kutsallık falan gerekmez, karşınızdakine kadın ve insan olarak saygı gösterin, yeter.
Asıl mucize bu
Annelikle ilgili bütün kutsallık iddialarına karşı çıktıktan sonra, kendimle çelişiyor görüneceğim ama bir mucize ya da kutsallıktan söz edeceksek, bence bu paye kendi doğurmadıkları canlı yavrularına bakabilen, onları sevebilen annelere verilmeli.
Bu fotoğrafı, Gümüşlük’ün vefalı ve çilekeş hayvanlarına sahip çıkmaya çalışan Gümüşlük Patileri’nin Facebook sayfasından aldım.
Çilekeşler, çünkü sürekli insanların düşmanlığına maruz kalıp zehirleniyorlar, yok tarlama girdi, yok gece havladı gibi sebeplerle.
Vefalılar, çünkü her şeye rağmen insanlara güvenmeye devam ediyor, onlardan dostluklarını esirgemiyorlar.
Görüldüğü gibi başka türlerden de...
Bu annenin adı Archie, grup üyelerinden İnci Hanım, Turgutreis’te yaşayan Hakan Bey’den alarak paylaşmış. Archie, her gün annesiz kalan bebek kediyi emzirmeye geliyor, sonra bakıldığı lokantaya geri dönüyormuş. Kendi kendine, kimse onu zorlamadan. Şimdi bu mucize değilse ne?