Altan Altın

Altan Altın

Altan.Altın@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İzmir, bulunduğu coğrafi konum nedeniyle tarih boyunca hep bölgenin gözde kenti durumundaydı. 18. ve 19. yüzyıllarda Avrupa’yla yapılan kapitülasyon anlaşmaları neticesinde Anadolu’nun inciri, üzümü, pamuğu, tütünü ve madenleri, İzmir üzerinden Avrupa’ya akıyordu. Batı’nın gözünde İzmir ‘Şarkın Kraliçesi’ olarak tanınıyordu. Sadece Avrupalı tüccarlar ve işadamları değil, bitmek bilmeyen araştırma ve doğu kültürünü tanıma merakı yüzünden Avrupalı edebiyatçılar, tarihçiler ve bilim insanları da o yıllarda İzmir’i komşu kapısı yapmışlardı.

Haberin Devamı

Şarkın Kraliçesi’nde bir imparator

18. ve 19. yüzyıllar ile 1900’lü yılların başlarındaki İzmir, Avrupalı aristokratların da uğrak yeriydi. Bu aristokratlardan biri de 1850 yılında İzmir’e gelen, Avusturya Macaristan İmparatoru Franz Joseph’in kardeşi Arşidük Ferdinand Maximilian’dır.

İzmir seyahati, henüz 18 yaşında olan Maximilian’ın ilk uzun yolculuğudur. Bavyera Prensesi olan kız kardeşi, doktoru ve Ressam Peter Johan Nepomuk Geiger ile birlikte İzmir’e gelen Maximilian, seyahatinin hemen her anını günlüğüne kaydetmiş ve 1850’nin İzmir’ini bugüne taşımıştır.

İzmir’i ‘Şarkın Kraliçesi’ olarak tanımlayan Maximilian günlüğünde İzmir çarşısı (Büyük ihtimalle Kemeraltı), dönemin İzmir Valisi Halil Paşa’nın kendisi onuruna verdiği yemek ve Bornova’yı uzun uzun anlatmış.

Kemeraltı tasviri

Maximilian, Kemeraltı’nı “Her yerde bir ses ve bir renk cümbüşü vardı. Gözler, kulaklar ve burun aynı anda görevdeydi. Bu yere alışmak biraz zaman gerektiriyordu. Bu yerden edindiğim intibaı anlatmak o kadar zordu ki... Çarşının sokakları dopdoludur. Bütün işler çarşıda görüşülür, halledilir. Bütün istekler burada yerine getirilir” sözleriyle tasvir etmiş. 1850 yılında günümüzde Vilayet Konağı’nın bulunduğu yerde bulunan ve Konak’a adını veren Kâtipzade Konağı’nda Vali Halil Paşa tarafından ağırlanan Maximilian, notlarında yemekteki tüm detayları ve hatta yemekten sonra sesli bir şekilde geğirmenin burada ne kadar doğal karşılandığını bile anlatmış.

Şarkın Kraliçesi’nde bir imparator

Whittall ailesinin misafiri olarak Bornova’da da bulunan Arşidük Maximilian, burada kaldığı süre içinde Bornova’ya gelen tüm gezginlerin yaptığı gibi Homeros’un İlyada ve Oddyseus destanlarını derlediği mağaraları ziyaret etmiş. İzmir’e onunla birlikte gelen Ressam Nepomuk da bu geziyle ilgili olarak bugüne kadar tespit edilebildiği kadarıyla 3 adet yağlıboya tablo yaptı.

Haberin Devamı

Arşidük Maximilian, 1850’de 18 yaşındayken yaptığı İzmir gezisinden 14 yıl sonra, Fransa İmparatoru III. Napolyon’un ve bir grup Meksikalı monarşi yanlısının desteğiyle 10 Nisan 1864’te Meksika İmparatoru ilan edildi. Ancak pek çok devlet, Maximilian’ın hükümdarlığını reddetti. Napolyon’un desteğini çekmesinin ardından Meksikalı cumhuriyetçiler tarafından yakalanan Maximilian, 1867’de kurşuna dizilerek infaz edildi.

Gezilerini tablolarla belgeleyen Maximilian’ın idamı da tablolarla tarihe kaydedildi. Ünlü Ressam Edouard Manet tarafından 1868’de yapılan ‘Maximilian’ın İnfazı’ tablosu, dünyaca ünlü yağlıboya eserlerden biridir.