Kısa notlarla Bornova’nın müzelerini anlattığımız önceki makalemizi, “Gelecek yazımızda bu konuyla ilgili yepyeni müjdelerimiz var.” cümlesiyle sonlandırmıştık.
Bu yazımızda ilk müjdemizi verelim…
Ege Üniversitesi Rektörlüğü’nün karşısında yer alan ve birkaç yıl öncesine kadar harap durumdaki Levanten köşkünü pek çoğunuz biliyorsunuzdur.
Steinbuchell Köşkü…
İşte o köşk yeniden ve hem de muhteşem bir işlevle hayata dönüyor.
Ama önce köşkü kısaca da olsa bir tanımak lazım.
Köşkün ilk sahibi John Maltas’dı. Onun ölümünden sonra köşk Dr. Charles Wood ile evli olan kızı Eugene’e kaldı. Eugene Wood’un sekiz tane çocuğ u oldu. Bu çiftin ölümlerinin ardından sekiz çocuktan iki kız kardeş olan, Lucy ve Hortense köşkte yaşamaya devam etti. Lucy sanatçı ruhlu biriydi. Ressamdı ve ayrıca Macar Rapsodisinin dünyaca büyük bestecisi Franz Lizst’den piyano dersleri almıştı. Hortense de iyi bir ressamdı ve büyük bir Mustafa Kemal hayranıydı. Mektuplar yazarak O’nu başarılarından dolayı kutlamıştı...
9 Eylül 1922 İzmir’in kurtuluşunda Bornova’ya gelen Mustafa Kemal Atatürk Hortense Wood’un oturduğu köşkün yerini öğrendi ve Steinbuchell Köşkü’nde İsmet inönü, diğer generaller ve Halide Edip Adıvar ile Hortense Wood’un misafiri oldu. Tarih 16 Eylül 1922 idi. Hortense Wood günlüğünde o günü;
“Mustafa Kemal evime geldi. Yanında İsmet Paşa ve diğer generallerle meşhur Türk kadını Halide Edip Hanım vardı. Mustafa Kemal ve beraberindekileri karşıladım. Hepsi bana teker teker hatırımı sordu. Çok, saygılı insanlardı. Ben de kendilerine hayran olduğumu söyledim ve zaferlerini kutladım. Karşı karşıya oturup 15 dakika kadar sohbet ettik. Mustafa Kemal sonra benden izin istedi. Müttefiklere verilecek cevap için ayrılacağını söyledi. Ardından da Fevzi, İsmet, Asım Paşalarla Halide Edip Hanım üst kata çıktılar. Evet, şu anda imparatorluğun kaderi evimin üst katında yatak odamın önündeki piyanonun yanında kadife koltuklarda tartışılıyor” sözleriyle anlatmıştı.
İşte, tarihi boyunca benzeri pek çok yaşanmışlıklara sahne olan ancak birkaç yıl öncesine kadar harabe haline gelerek adeta yıkılmayı bekleyen bu köşke İzmir’e sanat ve kültür anlamında sayısız hizmeti bulunan değerli iş insanımız Lucien Arkas’ın eli değdi.
Steinbuchell Köşkü, Lucien Arkas’ın kullanımına geçtikten sonra 2018 yılında restorasyon çalışmalarına başlandı. Köşkün restorasyonundan sorumlu restoratör Mimar Seda Özen ile o günlerde tanışmış ve harap halde olan köşkü gezmiştik.
Restorasyonun başlangıcından günümüze yaklaşık 3 yıl geçti ve artık işin “çoğu gitti azı kaldı” aşamasındayız.
Yani kısacası, yıllardır Bornovalıların gözü önünde hızla eriyip yok olmaya doğru gitmekte olan Steinbuchell Köşkü, Lucien Arkas sayesinde kurtuldu diyebiliriz.
Bu müjdemizin başlangıcı.
Asıl müjde köşkün nasıl kullanılacağı sorusunun cevabında…
Köşk, restorasyonu tamamen bittikten sonra Lucien Arkas’ın muhteşem halı koleksiyonunun sergileneceği bir sergi merkezi haline getirilerek muhtemelen yine Lucien Arkas’ın deniz tarihi koleksiyonun sergilendiği “Arkas Deniz Tarihi Merkezi” gibi ziyarete açılacak.
Ne diyelim?
Çok yaşayın sevgili Lucien Arkas.
İkinci müjdemiz gelecek yazımızda…