2017 bitti diye mi yoksa 2018 geldi diye mi sevindik bilemiyorum ama, istisnalar olmakla birlikte yeni yılın getirdiği taze umutlarla, âdettendir biraz eğlendik. O havanın etkisiyle bugün geçmiş yüzyıllardaki İzmir’in eğlence hayatından söz edelim diye düşündüm.
Kapitülasyonların ardından Batı dünyasıyla yaşanmaya başlanan ekonomik etkileşim sayesinde, Levanten zümre baskın unsur haline gelmiş ve öncesinde de var olmakla birlikte özellikle Tanzimat’tan sonra İzmir’de yeni ve yoğun bir eğlence hayatı ortaya çıkmıştı.
Büyük ticari olanaklar, İzmir’i Avrupa’nın en çekici kentlerinden biri haline getirmişti. Avrupa’nın her yerinden, her türlü ulustan çok sayıda insan Kordonboyu gazinolarında, tiyatroda, sinemalarda, davetler ve balolarda hoş vakitler geçiriyorlardı.
Sara Pardo, usta gazeteci Yaşar Aksoy’un ‘Bir Kent Bir İnsan’ adlı kitabında dönemin İzmir’ini ‘Frenk Mahallesi’ ya da başka deyimiyle ‘Gâvur İzmir’ Paris ve Londra’da görülebilecek güzellikte ve şıklıkta dükkânları, evleri, ihracat ve ithalat şirketleri, konsoloslukları, sinemaları, kulüpleri ve gazinolarıyla birçok yabancının yazlığa geldikleri bir ‘turizm cenneti’ni andırıyordu. Kordonboyu, gazinolar, tiyatrolar ve sinemalarla süslüydü. Buraları, havagazıyla aydınlatılır, geceleri her taraf ışıl ışıl olurdu. Kordon’da bugünkü Cumhuriyet alanında ‘Odeon’ Tiyatrosu ‘Key’ ve ‘Pathe’ sinemaları; Efes Oteli’nin arkasında da İzmir Tiyatrosu yer alıyordu...“ cümleleriyle anlatıyor.
Partilerin, kıyafet balolarının ve yıl boyunca konuşulan şaşaalı Noel eğlencelerinin Avrupa’daki benzerlerinden aşağı kalır yanı yoktu. Yeni yıl eğlencelerinin hazırlıkları haftalar öncesinden başlar, balo salonları pırıl pırıl süslenir ve Avrupa’dan müzik grupları getirilirdi. Eğlence, Bornova ve Buca gibi Levantenlerin yoğun olarak yaşadığı civar yerleşimlerde de hayatın vazgeçilmez bir parçasıydı. Pınarbaşı ve Paradiso (Şirinyer) gibi yakın çevrelerdeki mesire yerlerinde düzenlenen piknikler de İzmir Levantenlerinin olmazsa olmazıydı.
Gezgin François Herve, 18. Yüzyıl Bornova’sını “Öyle sanıyorum ki Bornova’da eğer bir hastalık nedeniyle yerinden kımıldanamaz durumda değilse, kimse, hiçbir aile geceleri yalnız kalmamaktadır. Ya misafirleri olur, evde parti verirler, ya da bir başkasına, komşularına giderler. Partiler genelde gece 24 civarında sona erer. Bu sırada Bornova’da gezinmek ve özellikle mehtaplı gecelerde değişik suarelerden dönmekte olan grupları görmek, gerçekten çok hoştur. Ayın ışığı hanımların hafif uçuşan elbiselerini aydınlatır ve bunların Bornova’nın koyu yeşilliğine karışması güzel bir etki yaratır“ şeklinde anlatır.
François Herve’nin anlattığı, evlerde düzenlenen partilerin yanında, Buca’daki Manoli Otel ve Bornova’daki İngiliz Kulübü ve Bournabat Golf Sporting Club gibi eğlence mekanları da gün boyunca misafirlerine hizmet verirdi.
Bournabat Golf Sporting Club’da düzenlenen yeni yıl baloları tüm İzmir’de dillere destan olmuştu. Oyuncak yüklü devesiyle Bornova’nın içinde dolaştıktan sonra Bournabat Golf Sporting Club’de çocuklara oyuncak dağıtan Noel Baba hala hafızalardaki yerini korumaktadır.
Tarihteki İzmir’in eğlence hayatına dair kitaplar yazacak kadar çok şey var aslında ama sözü çok uzatmayalım. Kısacası İzmir bugünkü gibi evvelden de yaşanacak şehirmiş.
2018’de daha mutlu olun, sağlıkla çok yıllar görün.