Ali Rıza Kardüz

Ali Rıza Kardüz

Tüm Yazıları

Çubuklu 29 halka açılsın


Zeynep ve Metin Fadıllıoğlu’nun 1986 yılında Çubuklu sahilinde açtıkları yazlık lokantanın adı Çubuklu 29. Bu lokanta Boğaz manzarası, mutfağı, barı, yüzme havuzu ile çok güzel bir lokanta idi. Hafta sonları ve akşamları ailelerin açık havada güzel vakit geçirebilecekleri az sayıdaki yerden biriydi.
1999’dan bu yana lokanta olarak işletilmiyor Çubuklu 29. Sadece davetlere ve düğünlere ev sahipliği yapıyor. Düğün ve davet olduğunda buraya gidenler eski günleri hatırlıyor, klasik Metin Fadıllıoğlu köftesini ve Çubuklu 29 yemeklerini yiyor.
Çubuklu 29’un eski halinin özlemiyle, sayın okuyucularıma eski yıllara ait hatıralarımı aktarayım. Eski yıllarda yaz boyunca pazar günleri öğleden sonraları ve ayın belli gecelerinde, Boğaz’ın iki yakasındaki bahçelere gidilirdi. Beşiktaş’ta Sinan Paşa Camii’nin arkasında bulunan, şimdilerde binalar arasında kaybolan bir bahçede alaturka müzik dinler, sonra İsmail Dümbüllü Efendi’yi seyrederdik.
Atatürk Kültür Merkezi binasının yükseldiği yerdeki Taksim Bahçesi’nde ünlü alaturka şarkıcılar sahneye çıkar, saz dinlenirdi. Daha sonraları bu bahçede Ses Opereti, ardından Karaca Tiyatrosu temsiller verdi.
Tepebaşı’nda şimdi kapalı otopark olan alandaki Belediye Komedi ve Dram Tiyatroları binalarının arasındaki Tepebaşı Bahçesi’nde Safiye Ayla’yı dinlerdik. Perihan Altındağ ve Nesrin Sipahi de bu bahçede matinelerde sahneye çıkardı. 

Bir zamanlar Çubuklu
Babamın karşı tarafta, Anadolu yakasında da sevdiği iki yazlık bahçe vardı: Bugün hâlâ yerinde duran fakat kullanılmayan Beylerbeyi Yazlık Sineması’nın bahçesi ve Çubuklu Aile Gazinosu.
Rahmetli babamın en sevdiği yer Çubuklu Aile Gazinosu idi... Çubuklu’ya girerken sağ kolda denize karşı, salaş bir çay bahçesiydi burası... Pazar günleri öğleden sonra rahmetli babamın “Çubuklulu Musta’ Efendinin Saz Heyeti” diye adlandırdığı, ismi bilinmeyen müzisyenler topluluğu fasıl icra eyler, fasıl arası klasik şarkılar söylerdi.
Babam ve annemle böyle yerlere gitmekten pek hoşlanırdım... Sonra yıllar geçti ve devir değişti. Ben karımı ve kızımı ‘Çubuklulu Musta’ Efendinin Saz Heyeti’ni dinlemeye götüremeyeceğim için mecburen Çubuklu 29’a götürmeye başladım. Ama şimdi Çubuklu 29’a ancak orada bir davet veya düğün olursa ve de davetliysek gitme şansımız var.
Geçen hafta sonu özel bir geceye, Metin Fadıllıoğlu’nun iş yaşamına başlamasının 40’ıncı yılını kutlamak için düzenlenen geceye davetliydik.
Fadıllıoğlu işletmeciliğe 1968’de Batı Kulüp’te başlamış. Şimdilerde Ulus 29 ile Çubuklu 29’u işletiyor. Nişantaşı Brasserie ile Akmerkez Sinbin’de ortak işletmeci. 

Ördek eti pamuk gibi
Ben isterim ki, Çubuklu 29’un geniş bahçesinin geniş bölümü davetlere ve düğünlere tahsis edilirken, bir bölümü de (eski yıllarda olduğu gibi) yaz aylarında bar ve lokanta olarak halka açılsın. İmkanı olan gündüz ve akşam saatlerinde lokantaya gidebilsin ve köfte yiyebilsin.
Size 29’ların köftesini anlatmalıyım. Yıllar önce İstanbul’da en iyi köfte (cızbız köfte) Sirkeci’de Konyalı’da yenilirdi. Artık o köfte ayarında köfte de yok, cızbız köftenin ne olduğunu bilen de... Ama şimdilerde en iyi köfte Ulus 29 ile Çubuklu 29’da var.
Ulus ve Çubuklu 29’un bir başka özelliği (başka lokantalarda bulunamayan yemeği) ördeği. Ördek etini pamuk gibi pişiriyorlar. Lime lime yapıyorlar. Sonra yuvarlak, ufak krepler ve özel erik sosu ile sunuyorlar. Tadı nefis. Nar gibi fırında kızartılan kuzu tandırı ile bademli pirinç pilavı da evlerde hazırlananlar kadar lezzetli.
Çubuklu 29’un servis sorumluları Fevzi Sağnak ve Murat Yürek, mutfak sorumluları ise Osman Çömez ve Selim Akkaya.