Yaz konserleriyle ünlü Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nun eylül ayının ilk yarısına dair program belli oldu. 2-16 Eylül tarihleri arasında müzik dünyasının birçok ünlü ismi sevenleriyle buluşacak.
2 Eylül: Melike Şahin
3 Eylül: Sertab Erener
4 Eylül: Berkay
5 Eylül: Yıldız Tilbe
6 Eylül: Melike Şahin
7 Eylül: maNga
8 Eylül: Mabel Matiz
Tokyo’daki Olimpiyatlarda altın madalya kazanarak, Türkiye adına bir ilke imza atan, 2019 ve 2022 yıllarında iki kez Dünya Şampiyonu olarak tarihe adını altın harflerle yazdıran Milli boksörümüz Busenaz Sürmeneli’nin hayatı kitap oldu. Ersin Şiyhan’ın yazdığı ‘Altın Yumruk Busenaz Sürmeneli’ adlı biyografi, Profil Kitap’tan çıktı.
Trabzonspor Kulübü’nün Milli sporcusu Busenaz Sürmeneli, 20132022 yılları arasında katıldığı boks müsabakalarında elde ettiği biri Olimpiyat ikisi Dünya olmak üzere 33 şampiyonluğu ve bu yaşta hayatının kitap yapılması karşısında duygularını şöyle dile getirdi:
“Ringe ilk adımı attığım 10 yaşımda, ‘Bir gün olimpiyat şampiyonu olacaksın, belgeseller, kitaplar seni anlatacak’ deselerdi, heyecanlanır, utanarak ‘İnşallah’ derdim. 15 yaşımda deseler, ‘Yürekten inanıyorum’ derdim. 20’li yaşlarımın başında bunları yaşamak görmek nasip oldu.
Emeklerinden ve bu güzel fikrinden dolayı kitabın yazarı sevgili Ersin Şiyhan’a çok teşekkür ederim. Kitabın
“Çoğu şeyi artık sosyal medyada paylaşmak için yapıyoruz. Dizi izliyoruz, maça gidiyoruz, kahve içiyoruz, güzel bir manzara çekiyoruz, yüzüyoruz. Daha fazla yürüyoruz, adımlarımızı paylaşmak için. Paylaşmıyorsak onu yapmamış sayıyoruz.”
TRT 1’de yayınlanan ‘Balkan Ninnisi’nin yapımcılarından Yalçın Arı’nın attığı bu tweet’in altına yapılan yorumlar ilgimi çekti. Çünkü mecralar aynı, ama insanların buralarda varlık gösterme sebebi farklıydı. İşte o yorumlardan birkaçı:
Yüksel Ayça Sezer: ‘El âlem ne der?’cilik boyut değiştirerek hayatımızda hüküm sürmeye devam ediyor.’
Muhammet Esad Altıntaş: ‘Paylaşıyorum, o halde varım.’
Gizem Deren: ‘Sanal gerçeklik ile aynaya bakmak gibi, bir de artık sosyalleşmenin adresi burası.’
Elif Nur Akten: ‘Zevk merkezli yaşam tarzlarının ışıltısı canlı bir biçimde yansıtılırken, bu tür yaşam tarzlarının doğal sonucu toplumu sosyal medya inisiyatifine bırakıyoruz.’
Ayşenur Durmaz: ‘Kimi zaman
Gece 04:10’da uykum kaçınca, YouTube’un en hızlı gelişen (etkileşim sağlayıp para kazanan) sıralamasındaki kanalları incelemeye başladım... Karşıma 679 bin aboneli https://www.youtube.com/MerveStudyCorner kanalı çıktı… Soyadına ve vesikalık fotoğrafına bile sosyal medya üzerinden erişemediğim Merve, İskoçya’nın en büyük şehri Glasgow’da, ‘University of Aberdeen’ ve ‘UofG / University of Glasgow’ öğrencisi ve sosyal medyadan anladığım kadarı ile iki üniversitede birden okuyor... Merve’nin yaptığı ise haftada 6 gün, 6 saat ile 10 saat aralığında değişen sürelerde ders çalışmak ve ders çalıştığı ortamı, YouTube’da önceden duyurduğu gün ve saatlerde canlı yayınlamak.
Bu sayede öğrenciler hem birbirinden güzel manzaralı kafelerde ya da kütüphanelerde, Merve ile birlikte ders çalışıp motive olurken o da bu izlenmelerden ciddi bir gelir elde ediyor... Merve’nin bir diğer marka ve gelir kaynağı ise AliExpress’te, videolarında notlar alıp ders çalıştığı defterlerin benzerlerini satması…
Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği (MSG) ve Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği’nin (MESAM) önce Kenan Doğulu, ardından Sertab Erener’in konserlerine polis eşliğinde yaptığı ‘telif baskını’nın yankıları sürüyor.
İki konseri basılan Atlantis’in sahibi Erdal Bozkuş, 2018’e kadar telif ödediklerini, sonrasında istenen oran yüksek olduğu için anlaşamadıklarını söyledi.
Bozkuş, “Organizatörler olarak tüm maliyetleri; sanatçı, mekân, teknik ekip, KDV gibi, biz ödüyoruz ve tek gelirimiz de bilet parası. Günün sonunda bize kalan oran hayli düşük” dedi.
O zaman ‘Ürün pahalı, kar düşükse alma’ derler insana!
Telif ödemek yerine çamura yatmak daha karlı ama…
Kabahat sadece telif ödemeyen organizatörlerde değil, bunu bile bile o konserlerde sahneye çıkanlarda.
Maalesef o şarkılar, kendileri yüzbinlerce lira kazanırken eser sahiplerinin telif ücretlerinin gasp etme edilmesine göz yumuyor.
Şeyma Subaşı, sosyal medyada kendisine hakaret edenler hakkında suç duyurusunda bulununca, savcılık harekete geçti. Savcılığın görevlendirdiği polisler, Subaşı’nın şikayet ettiği hesapları incelemeye aldı, sahiplerini saptadı, evlerindeki dijital materyallere el koydu.
İncelemede, aynı kadınların ortak olarak birden fazla hesap açtıkları ve bu hesaplara aynı dijital materyaller üzerinden girildiği ve Subaşı hakkında hakaret paylaşımları yapan hesaba birçok aynı materyaller üzerinden defalarca kez giriş yapıldığı, söz konusu hesapların bilgi ve şifreleri hakkında notlar bulunduğunun tespit edildi.
İfadeleri alınan kadınlar, hesapları eğlence amaçlı kullandıklarını, olayların bu noktaya geleceğini tahmin edemediklerini beyan etti.
Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında Şeyma Subaşı, kadınlarla uzlaşmayı kabul etmeyince savcılık, iş birliği içinde hareket eden Cansın K., İlknur R., Yeşim N., Yazgülü T. ve Pınar K. isimli kadınlar hakkında dava açtı. Sabah’tan Dilek Yaman Demir’in haberine göre beş şüpheli Subaşı’ya ‘hakaret’ten Asliye Ceza
Murat Dalkılıç’ın Merve Boluğur çıkışına eski eşin tepkisi sert oldu. Çünkü Dalkılıç’ın kendisine ve Boluğur’a yönelik eleştirilere verdiği yanıt, eski eşin yeni bir aşka yelken açtığı zamanda geldi.
O yüzden Boluğur, sevgilisi Mert Aydın’la sokakta el ele yürürken, bir muhabirin Murat Dalkılıç sorusuna tepki gösterdi.
O yüzden Boluğur, Dalkılıç’a ve sosyal medyada hakkında yazılanlara sert bir üslupla yanıt verdi.
Boluğur, önce ‘ex eşi’ Dalkılıç’ı hedef tahtasına koydu, sonra da hakkında yorum yapanları:
“Geçmişimle ilgili hiç konuşmadım çünkü benim için bitmiştir. Susmamın nedeni de hep saygımdandı. Fakat kimse de beni ağzına defalarca sakız etmeyecek.
Topluca son kez yazıyorum, bir daha da bana böyle gelmeyin ne magazin, ne ex.
Son kez söylüyorum benim bir duruşum, bir imajım var... Kalkıp kokuşmuş, bitmiş, gitmiş şeyin primini yapmak ne ya... Yanındaki kadına saygın olsun, bir de ‘Merve açıklasın’ falan, kaçıncı şov koçum... Artık hakkımı
Murat Dalkılıç, eski eşi Merve Boluğur hakkında yapılan, “Bu kız delirdi. Murat’tan sonra kendini toparlayamadı” şeklindeki yorumlara Instagram’dan tepki gösterdi:
“Bir süredir tüm medya mecralarında eski eşim Merve’nin özgürce, canı ne istiyorsa öyle yaşadığı halini toplumla paylaşıyor olmasını hangi hakla ‘bu kız delirdi’ etiketiyle her gün, her saat durmaksızın her şeyin görünür olduğu mecralarda paylaşıyorsunuz? Muhatabı bunları her gün görüyor, hiç mi düşünmüyorsunuz? Asıl sizin bu atıflarınız ile herhangi bir insanın ne kadar üzülerek o hale dönüşebileceğinin farkında değil misiniz? Ne kadar tehlikeli olduğunuzun farkına varıp, bu işe bir an evvel son vermenizi tüm kalbimle diliyorum.
Bu atıfların benimle ilişkisine gelince; ne sular akmış üstünden ki hakikaten şaka yapıyorsunuz diye düşünüyordum ilk zamanlarda ama her gün ciddi ciddi yüzlerce nefret dolu mesajlar geldiği için bir açıklama gereği duydum. Hiçbir zaman ne yaparsanız yapın kendimi haklı