“Çoğu şeyi artık sosyal medyada paylaşmak için yapıyoruz. Dizi izliyoruz, maça gidiyoruz, kahve içiyoruz, güzel bir manzara çekiyoruz, yüzüyoruz. Daha fazla yürüyoruz, adımlarımızı paylaşmak için. Paylaşmıyorsak onu yapmamış sayıyoruz.”
TRT 1’de yayınlanan ‘Balkan Ninnisi’nin yapımcılarından Yalçın Arı’nın attığı bu tweet’in altına yapılan yorumlar ilgimi çekti. Çünkü mecralar aynı, ama insanların buralarda varlık gösterme sebebi farklıydı. İşte o yorumlardan birkaçı:
Yüksel Ayça Sezer: ‘El âlem ne der?’cilik boyut değiştirerek hayatımızda hüküm sürmeye devam ediyor.’
Muhammet Esad Altıntaş: ‘Paylaşıyorum, o halde varım.’
Gizem Deren: ‘Sanal gerçeklik ile aynaya bakmak gibi, bir de artık sosyalleşmenin adresi burası.’
Elif Nur Akten: ‘Zevk merkezli yaşam tarzlarının ışıltısı canlı bir biçimde yansıtılırken, bu tür yaşam tarzlarının doğal sonucu toplumu sosyal medya inisiyatifine bırakıyoruz.’
Ayşenur Durmaz: ‘Kimi zaman paylaşımlarımızla zihinlerde kontrol edemediğimiz mahkemeler kurdurup iyi, kötü, çalışkan, başarılı, yetersiz, diplomalı, sertifikalı diye düşünülen kişiler olarak yargılanıyoruz.’
Fatih Önal: ‘İnsanın ruhundaki bazı eksik duygular kişiyi yaşam boyunca onaylanma, ilgi görme ve beğenilme ihtiyaçlarını daha fazla talep eder duruma getirir. Kişi ihtiyaçlarını karşılamak için kendi seçtiği mecralarda kendi varlığını göstermek için çırpınır durur.’
Yazılanlardan da anlaşılacağı gibi yedi kişinin sosyal medyaya bakışı, bu mecralarda var oluş sebebi farklı. Değil yedi kişi 777 insan sosyal medyaya niye girdiğini, bu mecraların kendileri için ne ifade ettiğini anlatsa, eminin 777 farklı görüş çıkar ortaya... Çünkü içine girdiğimiz sosyal medya girdabı o kadar çok katmanlı, o yüzden herkesin gördüğü ve anladığı sosyal medya tanımı farklı.
ABD’Lİ KADIN OYUNCU ÜMİT OKUR’U ŞAŞIRTTI
New York’lu Maxx Oliver’in prodüktörlüğünü yaptığı, Miami’li Sean GK’nin hikayesini yazıp yönettiği, Ebru Cengiz Ergen’in senaristi olduğu Türk ve Amerikan ortak yapımı ‘Umut/The Hope’ adlı festival filminin kadın başrol oyuncusu ABD’li Alix Kermes’ti. Filmin çekimleri için Antalya’dan gelen Ümit Okur’la ABD Minnesota’lı Alix Kermes’in sohbeti, dinleyenlere, “Dünya ne kadar küçük” dedirten türdendi. Ümit Okur, ABD’li oyuncu Alix Kermes’e, Amerikalı meslektaşı Gina Gerson’la 2010 yapımı ‘New York’ta Beş Minare’ filminde oynadığını söyleyip, cep telefonundaki setten birlikte çekilmiş fotoğrafını gösterdi. Okur, Kermes’e Gina Gerson’la tanışıp tanışmadığını sorunca, oyuncudan şaşırtan bir yanıt aldı.
‘What Happened Last Night’, ‘Joy Hope’, ‘Baking Up Love’ ve ‘The Perfect Find’ gibi filmlerin başrol oyuncusu Kermes de, 2004’te Gina Gerson’la televizyonu şovu ‘Kevin Hill’de kamera karşısına geçtiğini söyleyip, “Bu da o zaman birlikte çekilen fotoğrafımız” dedi.
SEVCAN ORHAN’IN HAYAT FELSEFESİ YAPTIĞI DEYİŞ
Halk müziği sanatçısı Sevcan Orhan, çocukluk yıllarında ezbere söylediği ‘Söz Etme Gönül’ deyişinin ilk dörtlüğünü paylaşıp, altına şunları yazdı. “8 yaşımda ‘ezbere’ bilir söylerdim tamamını. Aklım erdikçe nasıl şükrediyorum çocuk belleğime! İyinin, doğrunun kılavuzudur deyişler.” Aşık İlhami’nin ‘Söz Etme Gönül’ünü sadece Sevcan Orhan değil, her insanın okuyup, ezberlemesi ve yaşam felsefesi yapması lazım...
Kendi noksanını bilip arif ol
Kimsenin ayıbını gözetme gönül
Yetmiş üç millete bir nazarla bak
Hak sevmiş yaratmış söz etme gönül
Gönül gönül deli divane gönül
Sakın kalleş olup lakırdı dizme
Kimsenin alemde gönlünü üzme
Düzelmiş bir işi varıp da bozma
Işınmış dilleri buz etme gönül
Gönül gönül deli divane gönül
İlhami halini bir düşün şöyle
Dünyaya gelmekten maksat ne böyle?
Hakkını alırsan bir şükür eyle
İhmale düşüp de naz etme gönül
Gönül gönül deli divane gönül
GÜNÜN SÖZÜ
“Çabuk sinirlenen bir kadın ya da erkek, daha tehlikesiz bir düşmandır sessiz ve zeki olandan.” (Euripides)