‘PARASIZ YAŞAMANIN SIRRI’NI FİLM YAPACAK

‘Mandıra Filozofu’, ‘Yaşamak Güzel Şey’ ve ‘Babamın Ceketi’yle sinemada kendine özgü bir kitlesi olan Müfit Can Saçıntı, yeni filmi için kollarını sıvadı. Saçıntı, “4 yıl sonra... Vira Bismillah” notuyla Twitter’da senaryosundan görseller paylaşınca merak edip, sorduğum yeni projesi için, “Ben aslında ‘Parasız Yaşamanın Sırrı’ diye bir film çekmek istiyordum... ‘Ne zaman çekeceksin?’ diye soranlara da, ‘Parayı bulunca’ diyordum” dedi.

Peki Saçıntı, parayı buldu mu?

Saçıntı, “Parayı bulamadım” dedi ve ekledi:

“Kıvanç Tatlıtuğ kadar olmasa da ben de Türkiye’den birkaç teklif aldım ve bir Kıvanç Tatlıtuğ olmadığımı iliklerime kadar değilse bile göbeğime kadar hissettim...

İyi ve müstesna insanlara haksızlık etmekten çekinerek, birkaç kelam edebilirim... Malum bizler Nasreddin Hoca’nın torunlarıyız. Güzel yurdumda parayı veren düdüğü çalmak istiyor... Ama ben ‘düdük’ değilim, olmak da istemiyorum... Ne hikmetse bana teklifler daha çok bizim sektörden olmayan ama parası olan alaturka finansörlerden geldi... Bazılarının, senarist, yönetmen, oyuncu değil de aslında ‘düdük’ aradığını hissedince ipler koptu.”

Almanya hikâyesi

Tek kişilik gösterisi için sıkça gittiği Avrupa’daki ülkelerden, Almanya’dan bir yatırımcı bulan Saçıntı, “Almanya’da bana para verip, ama ‘düdük’ muamelesi yapmayan, olaya sadece finansal yatırım gözüyle bakan bir arkadaş buldum... Üstelik kendisi de sanatçı, tiyatrocu” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“O biraz finansal destek olacak, gerisini Almanya’daki bazı sponsorlardan ve Alman Eyaletleri’nin sinema desteklerinden faydalanarak halletmeyi düşünüyoruz... Zira filmin en büyük kısmı Almanya’da ve Alman oyuncularla çekilecek... Türkiye’de çekilecek sahnelerde ise ülkeme ve memleketime tanıtım hizmetinde bulunmak istiyorum. Çünkü öncelikle Avrupa’yı hedefliyoruz... Film, mecburen köylü kalmış bir vatandaşın, bir sebeple Almanya’ya gidiş hikâyesini anlatıyor... Filmdeki vatandaşın yolu bize destek olmak isteyen her yerden geçebilir... Yolu sevgiden ve nezaketten geçen her türlü kurum ve finansörle buluşabiliriz... Yalancı durumuna düşmek istemem, bu anlattıklarım imkân değil, ihtimal düzeyinde... Zira bana düdük muamelesi yapıldığını hissettiğim anda, anında vazgeçerim. Kesin olan tek şey var; ben senaryoyu yazmaya başladım. Üstelik çok da hızlı yazıyorum.”

HARVARD ÖĞRENCİLERİ KIM’DEN NE ÖĞRENDİ?

Kim Kardashian’ın dünyanın en prestijli üniversitelerinden Harvard’da konuşmacı olmasının üzerinden günler geçti, ama tartışması bitmedi...

Finans şirketi CEO’su Genevieve Roch-Decter, attığı şu tweet’le tartışmayı yeni bir boyuta taşıdı:

“Harvard MBA mezunu maaşı: 175 bin dolar. Kim Kardashian’ın maaşı: 80 milyon dolar. Bence burada herkes yanlış kişiyle dalga geçiyor.”

Yönetici Koçu ve Psikiyatri Doktoru Julie Gurner, “Başkalarından öğrenecekleri çok şey olduğunu düşünmezlerse, o 175 bin dolar’da kalacaklar” diye yazıp, ona destek çıkınca, tartışma daha da alevlendi. Bana göre işin aslı şu:

Popüler kültür yıldızlarını sevebilir veya nefret edebilirsiniz, ama başarılarını yok sayamazsınız.
Prof. Len Schlesinger’ın Harvard’daki ‘HBS Moving Beyond DTC’ dersinin amacı Kim Kardashian’ın özel yaşamı değil, Haziran 2019’da Emma Grede ve Jens Grede ile kurdukları Skims adlı yeni nesil iç çamaşır firmasının bugünkü değerinin 3.2 milyar dolar’ın üstünde olması... Schlesinger’ın öğrencilerine verdiği ödev de, üç ortağın bu başarıyı nasıl yakaladıklarını öğrenmekti. Kim Kardashian ile Jens Grede, o derste bunu anlattı ve öğrencilerden, “Bana çok yararı oldu” diyenler bile çıktı.

GÜNÜN SÖZÜ

“Hayatta en büyük marifet söyleyeceklerini doğru zamanda söylemektir.” (Maeve Binchy)