Sosyal medya sayesinde yaygınlaşan ‘halk gazeteciliği’nin tek tehlikeli yanı şu:
Teyit edilmemiş yalan yanlış bir bilgiyi gerçekmiş gibi kamuoyu ile paylaşmak.
‘Yalan’ı satın alan çok, gerçeğin tarafına bakan yok.
O yüzden birinin sosyal medyada dolaşıma soktuğu yalan yanlış bilgi, gerçek gibi alınıp, satılır ve gerçeğin yerini alır.
Örnek mi?
“Pandemide 102 müzisyen intihar etti.”
Değil 102, bir müzisyen bile işsiz ve parasız olduğu için intihar etmişse elbette ki önemsenmeli...
O yüzden bu konuda sayı veren müzisyenler sendikası ve dernek başkanlarıyla konuştum, değil 102, intihar eden 12 müzisyenin bile ismini veremedi hiçbiri.
Sosyal medya mecraları, İsrail’in Doğu Kudüs ve Gazze’de Filistinlilere yaptığını dünyaya duyurmak isteyen paylaşımların kimini sildi, kimini sansürledi. Tepkiler üzerine Twitter ve Instagram “Teknik bir hata oldu” açıklamasını yaptı.
Dünya medyası İsrail’in başta çocuklar olmak üzere Filistinlilere yaptığını görmezden geldi. Görenler de gerçekleri saptırıp, Gazze’nin işgal edilmesini Filistin-İsrail çatışması olarak verdi. Avrupa medyası ise Filistinli çocukların öldürülmesine tepki gösterenleri, anti semitist ilan edip “İsrail karşıtı nefret paylaşımları” diye lanse etti.
Medyası böyle de siyasetçileri farklı mı?
Hayır...
Almanya ve Fransa, İsrail karşıtı gösterileri yasakladı.
Yıllardır PKK yandaşları Almanya’da Türk bayrağını yakınca ölü taklidi yapan CSU’lu siyasetçi Alexander Dobrindt, nedense şimdi ülkesinde bayrak yakmanın iki yıl cezasının olduğunu hatırlayıp, “İsrail bayrağını kim yakarsa hapse girsin” dedi.
Her daim insanların gösteri hakkını savunan Fransızlar, Pa
Türkiye’nin Pretorya Büyükelçisi Elif Çomoğlu Ülken, bugüne kadar sosyal medyadan takip ettiklerimden biri değildi.
Güney Afrika’daki Büyükelçimizin Ramazan Bayramı’nda Twitter’da yaptığı bir paylaşımı, Rüstem Eyüboğlu retweet edince gördüm. Tesla’nın sahibi dolar milyarderi Elon Musk’ın doğduğu şehirdeki büyükelçiliğimiz, yanındaki iki hemcinsiyle çekilen fotoğraf için şunları yazıp, paylaştı:
“Bugün Büyükelçilik ailemizle bayramlaştık. Bir anda, üç farklı ve güzel meslekten üç kadın olduğumuzu fark edip; bu anı ölümsüzleştirdik. Bir subay, bir diplomat ve bir polis! Dünyanın bir ucunda, Türk kadınları olarak Atatürk’ün manevi huzurunda dimdik poz verdik.”
İç karartan haberlerle girdiğimiz Ramazan Bayramı’nda ülkemiz ve kadınlarımız adına gurur duyulacak bir fotoğraf...
Büyükelçimizin paylaştığı ‘tweet’in altında “Gurur duydum sizlerle” diye yazanların yanı sıra,
İsrail yine Filistinli çocukların kanını dökerek yeni bir insanlık ayıbına imza attı. Mescid-i Aksa’nın bahçesinden alevler yükselirken fanatik Museviler, dans edip, şarkılar söyledi. Sivil İsraillilerin, İsrail vatandaşı Filistinlilerin otomobillerini silahla taradı.
Dünyanın yine görmezden geldiği bu vahşete sanat dünyası sessiz kalmadı. İsrail’in ‘insanlık ayıbı’nı kınayan birçok ünlü oldu. Yazılı ve sosyal medyada yaptığım taramada gözümden kaçan ya da sonradan paylaşım yapanlardan özür dileyerek not aldığım isimler -alfabetik sırayla- şunlar:
Aslı Tandoğan, Aslı Hünel, Alişan, Bülent Ersoy, Bergüzar Korel, Bekir Aksoy, Cem Davran, Ceren Benderlioğlu, Cüneyt Arkın, Çetin Altay, Doğa Rutkay, Deniz Seki, Esra Erol, Esat Kabaklı, Ezgi Mola, Funda Arar, Gamze Özçelik, Gülben Ergen, Gülşen, Hazal Kaya, Haluk Piyes, İsmail Hakkı, Hadise, Kaan Yıldırım, Muazzez Ersoy, Murat Kekilli, Nadide Sultan, Serkan Çağrı, Sefa Doğanay, Songül Öden, Şoray Uzun, Tarkan, Uğur Işılak, Lara, Yonca Evcimik ve Zeynep Mansur.
Bu
İsrail polisinin, Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’da Kadir Gecesi ibadet eden Filistinlilere uyguladığı şiddete dünyadan sadece iki ünlü tepki gösterdi.
7.8 milyarlık dünyanın insanlık ayıbıdır bu...
İsraillilerin zulmüne tepki gösteren iki ünlüden biri Amerikalı model Bella Hadid’di.
Sosyal medyasından “Filistinli kardeşlerim için ağlıyorum” diye video paylaşan Hadid, 41 milyon takipçisine ve ABD’lilere şöyle seslendi:
“Eğer Amerikalıysanız bilin ki ödediğiniz vergilerin bu yaşananlarda payı var. İsrail’e her yıl 3.8 milyar dolar ödüyoruz. Bunu biliyor muydunuz? Güvende olmayan ve korkan Filistinli kardeşlerim için ağlıyorum. Filistinli olmaktan gurur duyuyoruz ve her zaman Filistin’in yanındayız! Buna açıkça üzülmenin insan olmakla alakası var. Bu dinle değil, ilkeli olmakla alakalı.”
Filistin asıllı modelin yanıldığı yer tam da burası...
Sözde ‘İnsan Hakları’na duyarlı ‘çağdaş dünya’nın yıllardır İsrail’in Filistinli kanı dökmesine görmezden
Şahan Gökbakar, Anlık Normal Dergi’ye verdiği röportajda Instagram hesabını niye askıya aldığını ilk kez anlattı. Oyuncu neden böyle bir karar verdiğini de şu sözlerle açıkladı:
“Özellikle pandemi döneminde, yaptığım paylaşımların anlamsızlığını fark ettim. Ben neden her gün fotoğraf koyuyorum diye düşününce koymayayım daha iyi dedim. Baktım yine sürekli elim gidiyor, bir şey paylaşmasam da vakit geçiriyorum boş boş, en iyisi kapatayım dedim ve Instagram’ımı dondurma kararı aldım. Çok da iyi geldi. İnsan sürekli aynı şeyi yaptığı zaman fark etmiyor, ama çok anlamsız bir hareket oraya sürekli fotoğraf koymak. Bu işten para kazanmak veya herhangi bir şeyi tanıtmak, reklam vb. gibi bir amacınız yoksa günlük hayatı paylaşmanın amaçsız bir eylem olduğunu fark edip, dondurdum. Hayatımda tekrar çok ilginç şeyler olursa paylaşmak istediğim, o zaman açarım yeniden.”
Düne kadar hayatımızda olmayan sosyal medya bugün birçok insanda bağımlılık yaratsa da “olmazsa olmaz” değil. O yüzden sosyal medyada hesap
Yıldız Tilbe, 2 Mayıs gecesi 01.43’te Twitter’da’Kış Güneşi’ni söylediği video’nun sonunda ne dedi? “Tarkan pası sana attım. Sen kimi istiyorsan ona at.” Şarkıcının tweet’te yazdığı da şuydu:
“Ben de Tarkan’a pas atıyorum.” Şarkıcının o paylaşımda ne yazılı ne de sözlü olarak, “Bu challenge’ın amacı işsiz müzisyenlerin çığlığını duyurmaktır” vurgusu yoktu.
Tarkan, Yıldız Tilbe’nin bu pasını hangi gerekçeyle iade etti?
“Yıldız’ım sen benim kıymetlimsin, seni çok severim ve geri çevirmek hiç istemem ama bu challenge’ın nasıl bir amaca hizmet edeceğini pek anlamadım doğrusu ve bir parçası olmak da gelmedi içimden ne yalan söyleyeyim. O yüzden sen en iyisi topu benden geri al, bir başkasına atıver.”
Bu yüzden Tarkan’ın başına gelenler malum.
Megastar önce sosyal medyada linç edildi, sonra köşe yazarlarının hışmına uğradı.
‘Survivor’ yarışmacılarından İsmail Balaban’ın kazandıkları oyunun ödülü olarak yaptığı telefon görüşmesinde annesi Ümmü Gülsüm Balaban’ın nişanlısı Gamze Atakan için, “O kız senin bıraktığın kız değil, öldürdüler beni burada” sözlerinin yankıları sürüyor.
Önce yarışmacının ikizi Turan Balaban, “Annem konuşmanın kaydedilip, yayınlanacağını bilmiyordu” dedi.
Acun Ilıcalı’nın “İstersen Gamze’yle konuşabilirsin” teklifini İsmail geri çevirince nişanlısı, sosyal medyasından fotoğraflarını sildi.
Bilahare konuştuğu İsmail’e, “Ben senin bıraktığın kızım, seninle seviniyor, seninle üzülüyorum” diyen Atakan, sildiği fotoğrafları geri yükledi. Nişanlısının sözleri İsmail’i ikna edemedi ki yarışmacı, nihai kararı annesiyle konuşunca vereceğini söyledi.
Sosyal medya üzerinden benimle iletişime geçen Balaban’ın arkadaşı N. Y.’nin iddiasına göre işte olayın içyüzü:
“İsmail ile uzaktan akrabası olan Gamze görücü