Sosyal medya sayesinde yaygınlaşan ‘halk gazeteciliği’nin tek tehlikeli yanı şu:
Teyit edilmemiş yalan yanlış bir bilgiyi gerçekmiş gibi kamuoyu ile paylaşmak.
‘Yalan’ı satın alan çok, gerçeğin tarafına bakan yok.
O yüzden birinin sosyal medyada dolaşıma soktuğu yalan yanlış bilgi, gerçek gibi alınıp, satılır ve gerçeğin yerini alır.
Örnek mi?
“Pandemide 102 müzisyen intihar etti.”
Değil 102, bir müzisyen bile işsiz ve parasız olduğu için intihar etmişse elbette ki önemsenmeli...
O yüzden bu konuda sayı veren müzisyenler sendikası ve dernek başkanlarıyla konuştum, değil 102, intihar eden 12 müzisyenin bile ismini veremedi hiçbiri.
Peki, nereden çıktı bu sayı diye sorduğumda da verdikleri yanıt aynıydı:
“Sağdan soldan bize gelen duyumlar.”
Pandemide müzisyenlerin intihar ettiğine ilişkin iddiayı ilk dile getiren CHP Ankara Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Gamze Taşcıer’di.
Milletvekilinin pandemide 100 civarında müzisyenin intihar ettiğini açıkladığı tarih 16 Eylül 2020.
Pandemi yüzünden müziğin sustuğu ilk sekiz ayda 100 civarında müzisyen intihar ettiğine göre ikinci sekiz aylık dönemde bu rakamın ikiye katlanması gerekmez mi?
İşsizliğin getirdiği maddi ve manevi yük daha da ağırlaşmasına rağmen, intihar eden müzisyenlerin sayısı niye aynı kaldı?
İnsanlar nasılsa bu sosyal medya yalanını satın aldı, o sayıları güncellemeye gerek yok çünkü.
Zerrin Özer’den sonra Gaye Su Akyol da sosyal medyada bu yalanı alıp, satanlar kervanına katıldı. Şarkıcı yedi kez alt alta “Pandemide 102 müzisyen intihar etti” diye yazdı.
Siyasetçisinden şarkıcısına sosyal medyada ısrarla “Pandemide 102 müzisyen intihar etti” diye paylaşım yapanlar, lütfen kaynağınızı ve mümkünse 102 ismi açıklayın.
Sayenizde Türkiye öğrensin o müzisyenlerin kimler olduğunu.
Şayet siz de, “İntihar etti” dediğiniz müzisyenler kimler soruma, “Bizde liste yok. Aldığımız duyumlar öyle” diyen sendika ve dernek başkanları gibi, “Sosyal medyanın yalancısıyız” şeklinde yanıt verecekseniz, o zaman özür borçlusunuz kamuoyuna.
Hakkınız yok ‘sosyal medya yalanları’yla insanları kandırmaya, haksız yere müzisyenlerin intihara meyilli insanlar olduğunu topluma lanse etmeye...
‘LA CASA DE PAPEL’İN TÜRKİYE VERSİYONU MU?
‘La Casa De Papel’in Türkiye versiyonu geliyor!’ başlıklı haberde bir grup Türk’ün, zekice yazılmış senaryo uyarınca, Darphane’yi işgal edip, para basmaya çalışması sonrasında yaşananların anlatıldığı soluksuz izlenen bir dizi bilgisi bekliyorsanız, boşuna...
Adı bile ‘La Casa De Papel’in çakması olan ‘La Hay De Maske’; Ayhan Taş, Burak Satıbol, Nuri Alço, Tuğba Özay, Serhat Bahadır, Hüseyin Elmapınar, Ekin Ataizi, Yakup Atar ve Latif Doğan’ın oynadığı dizi değil, Türk işi komedi filmi.
Sefa Özçelik’in yönettiği Sineline Yapım’ın filmini, ‘La Casa De Papel’in Türkiye versiyonu’ diye lanse etmek, fenomen bir dizi üzerinden ucuz reklam ve insanların aklıyla alay etmektir.
CEM YILMAZ BİR ‘TWEET’ ATTI, TAKİPÇİLERİ COŞTU
Cem Yılmaz, ‘Hokkabaz’ filminin bir televizyon kanalında yayınlandığını görünce, 2022’de ‘Bi İskender’ hikayesinin devamını çekeceğine dair ‘tweet’ atınca, takipçileri coştu.
Kimi ‘Hokkabaz’ı seyretmekle yetinmeyip, senaryo kitabını bile aldığını, kimi filme dair anısını yazdı, kimi Yılmaz’ın ‘Vahşi Batı’nın devamını çekmesi gerektiğini.
Yılmaz’ın ‘tweet’ine yazılan yorumlardan en komiği Mehmet Ünal’ın oyuncuyla ilgili anısıydı:
“Abi, Geliboluluyum, filmde figüran oynadım. Konvoy sahnesi çekilecekti. Güneyli’de arkadaşlarla takım elbiseyle sette bekliyoruz. ‘Bu arkadaşları ‘Kurtlar Vadisi’ setinden mi getirdiniz?’ diye takılmıştın bize.”
GÜNÜN SÖZÜ
“Başkalarının hatalarından ders alın. İnsan, bütün hataları kendi yapacak kadar uzun yaşamıyor.” (Tolstoy)