Ali Canip Olgunlu

Ali Canip Olgunlu

alicanipolgunlu@gmail.com

Tüm Yazıları

Güneşin bahçesi Anadolu’nun beyaz zambaklar şehri Tokat’a merhaba... Evliya Çelebi’nin ifadesiyle “alimler ve şairler” diyarı Tokat’a uzun yıllardan sonra yeniden gittim, gördüm ve tanıdım.

Değerli dostlar; gezmekle tanımak arasındaki önemli farkı zaman kavramı belirler. Zaman ayıranlar gittikleri şehirleri gezerler; lakin herhangi bir şehri tanımak için o şehirde yaşamak gereklidir. Sosyokültürel yapısını gözlemlemek, kültürel miras örneklerini yapısal, anlamsal ve işlevsel olarak tanımak için şehrin kimliğini
hissetmek gereklidir.

Haberin Devamı

Bir kültür çınarı

Bu kadim coğrafyayı gönülden gönüllere giden yolcuların yurdu olarak bildiğimizden ve bellediğimizden dolayı hiç kimseyle tanışamayız. Aşk ehli olanlar kendilerini tanıştıramazlar; karşısındakilerin anlamalarını beklerler. Zira içinde ben olmadan hiç kimse kendisini tanıştıramaz. Âşıklar ben demekten utandıklarından dolayı tanışamazlar, buluşurlar.

Tokat’ta geçirdiğim günler içerisinde başta Vali Cevdet Can’a şükranlarımı sunarım. Bilgi yolunda hiçbir şey bilmediğini bilerek bilgi toplayan bilgeler olarak vali makamında bir beyle buluştum. Zira bilginin, cömertliğin, tevazunun yolunda küçülerek yol alanları her bey anlayamaz. Sözlerimize kulak olan Can, şehri görkemli günlerine yeniden taşıyabilmek için bir derviş meşrebinde gayret sarf etmektedir. Anadolu’nun en önemli ticari, dini, ilmi, askeri Türk şehirlerinden biri olan Tokat’ı tüm yönleriyle bilen ve buna aktif olarak duyarlılık gösteren valimiz, beyefendi Cevdet Can aşk ile kalsın.

Tokat şehrimizin başta Danişment, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait görkemli eserlerini dere tepe dolaşarak bana bunca yıl sonra tanıtan, sevdiren ve şehirden ayrıldıktan sonra da özleten dost Hasan Erdem ise koca bir kültür çınarıdır. Bu çınarla kadim Tokat şehrini tanırken Anadolu’nun ilk merkezi kubbeli camisi içerisinde Yaradan’a yönelişi hissederken Kuran dinledik, Sulu Sokak’ta bakırcıların, dokumacıların izlerini sürdük, 1905 tarihli saat kulesinin önünde II. Abdülhamid Han’ı hürmetle andık, mevlevihanemizde ise Hz. Mevlana’nın Tokat için vasiyetini hatırladık. Mevlana der ki: “Tokat’a gitmek gerek çünkü Tokat’ta iklim ve insanlar mutedildir.”

Haberin Devamı

Niksar’da heyecanlandık

Adem Çakır ise ayrı bir güzel insan. Dostumuz şehir kültür ve turizm müdürü olmakla makamsal hedefine ulaşmış bir bürokrat değil elbette. Bütün zamanını Tokat’ın kültür mirasını iyileştirerek turizme açmaya gayret sarf eden bir can. Turizmle kültürün anlamsal ve işlevsel farkını çok yerinde bilen Adem Çakır, kültürel donanımla turizm yürütülmeli düşüncesinde. Tabiri caizse bu yolda mürşit kültür, mürit ise turizm olmalıdır. Değerli dostlar, Tokat’ı tanımaya gittiğinizde Adem beyi makamında aramayın; kendilerine Hasan Erdem’le birlikte herhangi bir eserin önünde rastlayabilirsiniz.

Tokat deyince aklıma ve gönlüme elbette Niksar da düşer. Niksar’ı aklımıza anlatan, gönlümüze doğuran ise Niksar’ın selvisi Danişment Hüseyin Şahin dost oldu.
Heyecan bir insanın bir şeyi ne kadar iyi bildiğinin temel göstergesidir. Danişment Beyliği’nin başkenti Niksar’ı görkemli heyecanıyla günümüze taşıyan kardeşim Danişment’le birlikte Roma silah deposu içerisinde, Ulu Cami’de, Büyük Hamam’da ve Erzurumlu Emrah’ın, Âşık Veysel’in bağlama çalıp şiir, destan okudukları kahvede heyecanlandık. Heyecan hayrete götürür. Can Danişment Hüseyin Şahin; ilim yolunda Niksar’a verdiğin emeklerden dolayı Yaradan hayretini artırsın. n