İnsanoğlunun bilimsel sorulara verdiği bilim dışı karşılıklar evresi olarak adlandırılan mitoloji inanç dairesinin mitos (hayal ürünü sözler) bölümünde aşk önemli bir yere sahiptir. Mitoloji dünyasında aşk denince akla Afrodit ve oğlu Eros gelir. Titan Kronos, babası Uranus’un üreme organlarını keserek öldürür. Uranus’un akan kan damlalarının Kıbrıs kıyılarında oluşturduğu köpükten ise Afrodit doğar.
Afrodit’in kocası çirkin ve topal tanrı Hefaistos’tur ama Afrodit ona sadık değildir. Poseidon ile birlikteliğinden Rodos (Rodos Adası ismini buradan alır), Zeus ile kaçamağından Lapsekili bereket tanrısı olan Piriebos, gezgin tanrı Hermes ile beraberliğinden de Hermofrodit dünyaya gelir.
Ünlü heykelin öyküsü
Afrodit Ay’la ilintilidir. Sin, Ay tanrıçasının arkaik izleğidir. Ay’ın yeni, yarım ve dolunay durumları dişi figürün bakire, kadın ve yaşlılık safhalarını ima eder. Öte yandan doğrulanmışı olasıdan ayırt etme çabasına girdiğimizde hilal bakireyi, dolunay hamileyi, yarımay ise hamilelik sonrası görünümünde olan kadını işaret eder. Kadın gökyüzünde bakire olan Selene, denizlerde Afrodit ve gece karanlığında Heketa olarak kişileştirilir.
Aşk ve güzellik tanrıçası heykel sanatında idealize edilmiştir. Knidos (günümüzde Datça) Afroditi olarak çağımıza kadar tüm şöhretiyle bilinen heykeli ünlü heykeltıraş Paraksiteles yapmıştır. Hikayesi de dikkate şayandır.
Bağnaz sebeplerle güzel Phyrne ölüme mahkum edilmek üzereyken, avukatı kadının üzerindeki elbiseyi hışımla yırtar ve bedenini mahkemede bulunanlara göstererek “Böyle bir güzelliği nasıl ölüme mahkum edersiniz?” diye bağırır. Bu olaya şahit olan ressam Apelles Phyrne’nin resmini, Paraksiteles ise heykelini onu model olarak kullanıp yaparlar. Apelles’in denizden çıkan Afrodit resminin İmparator Agustus dönemine kadar ulaşabildiğini biliyoruz. Agustus bu resim için büyük para ödemiştir. Resim erken Hıristiyanlık döneminde yok edilmiştir. Paraksiteles’in heykelini ise İmparator Thedosius, Konstantinapolis’e getirtmişti. Ne yazık ki bir saray yangınında bu ünlü heykel de yok olmuştur.
Paraksiteles heykelini yaptıktan sonra hiç kimse satın almak istemez çünkü Phryne’den etkilenilerek idealize edilen Afrodit çırılçıplaktı. Devrin bağnaz şehirleri kadında çıplaklığı asla kabul edemezdi. Heykeli alma cesaretini Anadolu’nun uygar şehri Knidos göstermiştir; akabinde de bu heykele Knidos Afroditi adı verilir. Günümüze kadar yapılan tüm çıplak Afrodit heykelleri bu yok olan heykelin kopyalarıdır.
Önemli bir öğüt
Mitler toplumların bilinçaltılarının dışa yansımaları olarak değerlendirilmelidir ve bu anlamlandırmada Afrodit, Selene, Heketa üçlüsü ideal kadını işaret eder. Kadın gökyüzünde güneyi işaret eder ve adı serin Selene’dir; kadın denizlerde derinliği gösterir ve hareket halinde olan yapısı coşkulu Afrodit adıyla bilinir; kadın karanlık yeraltının gübresi gibi olmakla birlikte Hekate adıyla adlandırılır.
Harran’dan başlayan ay tanrıçasının izi bin yıllar boyunca Anadolu’da üç tanrıçayla devam etmiştir. Değerli dostlar; Selene için bir dolunay zamanı Karya şehri Heraklia’da konaklayın; Afrodit adına kurulan Afrodisyas’ta ise bir yaz sabahı uyanın ve Anadolu üzerinde dolaşırken üç yolun kesiştiği yerde Heketa ile buluşun.
Ay tanrıçaları içerisinde günümüz Anadolulularına en ideal öğüdü Selene verir: “Akıllla yol alıp birbirinizi ötekileştirmeyin; aşkla yol alarak birbirinizi anlamaya çalışın ve Anadolu’da hoşgörü şemsiyesinin altında bu üç günlük dünyayı kardeşçe cennete dönüştürün.”
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024