Hayatınızdaki insanla birlikte üstesinden geldiğiniz zorluklar sizi birleştirir ve daha güçlü bir çift haline gelirsiniz.
Zor günler yaşadığımız süreçte ülkemizin çeşitli bölgelerinde meydana gelen yangın felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Yangında kaybettiğimiz canlar sadece insanlarla sınırlı değil, yitip giden tüm canlılar, doğanın güzellikleri bizleri derinden yaraladı. Aynı zamanda evlerini yangında kaybeden ve felaketten zarar gören insanların acılarını paylaşıyorum.
Bütün bu olaylarda aklıma çocukluğumdan bir sahne geldi, hem derin yaralar içeren hem de sağlam bir evliliğin sırrını ortaya koyan bu sahneyi sizlerle paylaşmak isterim. Sanıyorum ki 7-8 yaşlarındaydım, çocukluğumda yaz mevsimlerini geçirdiğim Ayvalık’ta Sebahat Nine vardı mahallede. Yaşı neredeyse seksene dayanmıştı ve mahalledeki tüm çocuklar onu çok severdi. Sebahat Nine eşi Sefer Bey’i çok severdi ve neredeyse 60 yıllık bir evliliği devirmişlerdi. Günümüzde artık örneklerine pek rastlamadığımız bir evlilikten bahsediyorum; maalesef böyle uzun süreli evliliklerin devri sona erdi. Bir yaz mevsiminde sebebi bilinmeyen şekilde Sebahat Nine’nin evinde yangın çıktı ve büyüyen yangın, sadece onların evini değil anılarını da alıp götürdü.
İnsan evini özlüyor
Şu sahne hep aklımda: yanmış evin önünde yaşlı çift birer taburenin üstünde oturuyor. Komşular toplanmış herkes onları evinde misafir etmeye çalışıyor, ancak onlar yerlerinden kıpırdamıyor. Çocuk zihnimde yer etmiş bu sahneyi uzun bir süre aklımdan çıkaramadım. O günün akşamı İstanbul’da oturan çocukları geldi ve onları alıp götürdü; neyse ki kendilerine sahip çıkan evlatları vardı.
Ertesi yaz yine Ayvalık’a gittiğimde evin yeniden inşa edildiğini görmüştüm, bir de baktım yaşlı çift geri dönmüş ve evlerinde yaşamaya devam ediyor. Bu sahneyi görünce mutlu olmuştum, çünkü onları tekrar birlikte görmek güzeldi. Daha önemlisi sonradan mahallede duyduğum kadarıyla evleri yeniden yapılırken İstanbul’da çocuklarının yanında kalmışlar, ancak bir an önce memleketlerine dönmek için acele etmişlerdi; ne de olsa insan kendi evini özlüyordu. Birlikte uzun yıllardır sayısız anı biriktirdikleri evleri onlar için benzersizdi ve sadece bir evden ötesini temsil ediyordu.
Kader ortaklığı
Sağlam ilişkilerin sırrı da burada saklıdır; birlikte emek verirsin ve anı biriktirirsin; bunları yaptığın zaman bağlılık artar. Hayatınızdaki insanla birlikte üstesinden geldiğiniz zorluklar sizi birleştirir ve daha güçlü bir çift haline gelirsiniz; zamanla aranızda benzersiz bir bağ oluşur ve bunu hiçbir güç ortadan kaldıramaz.
Günümüzde en büyük problem insanların ilişkilerine artık emek vermiyor olmalarıdır; her gün biraz daha emek verip uğraşmadığınız ilişki asla size mutluluk getirmez. Üstelik emek tek taraflı değildir. Sürekli partnerinden adım atmasını bekleyenler, genelde tüm fırtınayı içlerinde yaşar ve sonrasında yalnız kalır. Kimi zaman istediğimiz uyumu bulamayız, ancak gurur meselesi yaparak alınganlık gösterdiğimiz bir ilişkide içe kapanmak, kendini iletişimden uzak tutmak asla bir çözüm yolu değildir. Tam tersine, her konuyu iletişim yoluyla çözmeyi denemek ve burada tartışma esnasında bile hayatındaki insanın karakterine laf etmeden sadece soruna odaklanmak son derece önemlidir.
Yukarıda kısaca bahsettiğim hikâyede 60 yıllık bir evliliği geride bırakmış çiftin birlikte üstesinden geldikleri zorlukları düşünün! Onlar asla ayrılık gibi bir ihtimali dile getirmediler; çünkü kader ortaklığı ettiklerini biliyorlardı.
Sağlam ilişkiler kader ortaklığı üzerine kuruludur.