Evlilik anlık heveslerle alınacak maceralı bir karar değildir; tam aksine hayat boyu birliktelik amacıyla yapılan son derece ciddi bir seçimdir
Hafta boyunca mail adresime gelen sorular arasında evlilik başlığı dikkatimi çekti. Her zaman merak edilen ve üzerine çok çeşitli yorumlar yapılan evlilik konusunda sizlere farklı bir pencere açmak amacıyla önde gelen soruları yanıtlamaya karar verdim.
1-“Evlilik için ideal insanla karşılaştığımı nasıl anlarım?”
Evlilik için ideal insan tanımı son derece göreceli olmakla birlikte her insana göre değişir. Aslında bunu anlamak için kendinize şu soruyu sormalısınız: “Benim bir ilişkide karşı cinste aradığım özellikler nelerdir?” Buna önemli bir başka soru eşlik eder: “Asla bana yapılmasını kabul etmeyeceğim davranışlar nelerdir?” Bu iki soruya maddeler halinde yanıt verirseniz, sizin için evlilikteki ideal profili bulmuş olacaksınız. Benden size ufak bir tavsiye; partnerinizde aradığınız özellikler arasında ilk sıraya karşılıklı anlayış maddesini koyarsanız evlilikte mutlu olursunuz.
2- “Boşanma oranları neden giderek artıyor?”
Evlilik kurumu, karşılıklı anlayış ve fedakârlık gibi ana kolonlar üzerine kuruludur; ancak maalesef günümüzde bu ikisi giderek sallanıyor, çünkü bir taraftan artık kimse fedakârlık etmek istemiyor ve sürekli bunu karşı taraftan bekliyor, öte yandan sosyal medya herkesin ilgisini dağıtıyor ve kendini birlikteliğe adama kavramı tarihe karışıyor.
3-“En büyük boşanma sebepleri nelerdir?”
Dönemsel olarak boşanma sebepleri değişiyor, ancak milenyum sonrası yirmi yıllık süreçte en büyük sebepler: 1) Maddi zorluklar, 2) Sadakatsizlik, 3) İletişimin kopması ve yabancılaşmadır. Sadakatsizliğe yol açan nedenler arasında önde geleni de üçüncü madde, yani eşler arasında iletişimin giderek azalması ve sonunda tamamen kopmasıdır. Öyle bir noktaya gelirler ki, birikmiş problemleri çözme ihtimalleri kalmaz ve bir araya gelerek konuşmak dahi istemezler. Buna da tahammülsüzlük diyoruz. Geri dönüşü yoktur.
4- “Bir erkekle 2 aydır ilişki halindeyim, evliliği ne zaman düşünür?”
Öncelikle şunu ifade edelim; bazı adamlar asla ama asla evliliği düşünmezler ve bu adamların sayısı gün geçtikçe artıyor. Farklı sebepleri olabilir; örneğin eski travmalar, evlilik korkusu, maddi endişeler gibi. Böyle korkuları olmasa bile bir erkek ilişkide ilk birkaç ay evliliği yine de düşünmez ve partnerini tanımaya çalışır, zamanla aralarındaki uyumu gördükçe evlilik fikri zihninde uyanmaya başlar, en az altı ay geçirdikten sonra düşünmeye başlar diyebiliriz. İlişkide bir seneyi geride bıraktıktan sonra ise bu kadınla evlenirim ya da onunla ilişkiye devam ederim ama evlenmem gibi düşünceler kafasında yer etmiştir. Yine de kendince aldığı bu kararı size belli etmemeye çalışır, çünkü evlenmeden devam etmek hoşuna gider.
5-“Evliliğimize çok az bir zaman kala nişanlım, ailesi beni istemediği için ayrılma kararı aldı; ne yapmalıyım?”
Aileler ülkemizde evliliklere yoğun olarak dâhil oluyor ve sadece evlilik öncesi değil sonrası süreçte de tüm kararlara müdahale etmek istiyorlar; dolayısıyla size bu durum ne kadar acı görünse bile aslında şanslısınız. Neden mi? Bazı insanlar evlendikten sonra ve hatta çocukları olduktan sonra aileler nedeniyle boşanmak zorunda kalıyor ve boşanma süreçleri çok zorlu geçiyor. Henüz evlenmeden bu durumu görmüş ve kendinizi bir anlamda kurtarmış olmanız şans bile denilebilir. Yine de duygusal yıkım nedeniyle olaya bu tarafından bakmıyorsunuz ve ben sizi anlıyorum.