Donald Trump başkanlık koltuğunu bıraktığı andan itibaren eşi Melania Trump’ın ondan boşanması bekleniyordu fakat söylentiler gerçekleşmedi. Peki neden?
26 Nisan 1970. ABD eski başkanı Donald Trump’ın eşi Melania Trump’ın doğrum günü. O dönem komünist rejimle yönetilen Slovenya doğumlu bu gizemli kadının hayatı aslında daha çocukluk döneminde yıldızının parlayacağına dair işaretler veriyor. Babası, devlet işletmesi bir araba fabrikasında satış sorumlusu olarak çalışırken annesi bir tekstil fabrikasında çocuk elbiseleri için desen çiziyor. Melania daha çocukluk döneminde bu fabrikada düzenlenen çocuk kıyafeti defilelerinde modellik etmeye başlıyor. Bazı kişilerde yaşamlarının başlangıç çizgisinden bitişe kadar devam eden ve tanımlanamayan bir ışık vardır. Bu ışığın parlaklığı onu gözleyenlerin dikkatini çeker ve işte o noktada bu kişinin ileride kader yolunun onu en yukarılara taşıyacağı anlaşılır. Buradan baktığımızda, Melania Knavs’ın (aile soyadı) üniversite yıllarında Ljubljana’da başladığı mimari ve tasarım
Teknoloji son 20 yılda aldığı hızla birlikte gelişim sürecini artık ölçülemez bir boyuta getirdi ve bizler de bu hıza ayak uydurmaya çalışıyoruz. Özellikle Z kuşağı ve Alfa kuşağı bu konuya hâkim. Benim gibi 1980’ler jenerasyonundan gelenler ve hatta 1990’lılar bile mesafeli diyebilirim. Gençler bugün sanal gerçeklik ortamında, yüz yüze görüşmeden tanışıyor. Tam katılımlı deneyimler sanal gerçeklik ortamında flört uygulamalarının izin verdiği ortamlar. Avatarını yaratanlar başkaları ile tanışıyor ve sanal gerçeklik deneyimlerini paylaşıyor. Yaşıtlarıma bu konularda yorumlarını sorduğum zaman ilk duyduğum tepki “Ne kadar garip!” oluyor. Oysa üniversite gençliği için bunlar hayatın sıradan deneyimleri; dolayısıyla diyebiliriz ki teknoloji dümene geçmiş durumda. Gençlerin bu kadar ilgi göstermelerinin en büyük sebebi, bugün dünyanın onlara sunduğu zenginlik ve güzelliklerin daha ötesine geçmek ve kendi hayal güçleriyle daha fazlasını deneyimleme arzusu diyebiliriz.
Son günlerde medyaya yansıyan bazı haberlerde sosyal medya üzerinden tanışan çiftlerin şiddete kadar varan ayrılık süreçleri dikkat çekiyor. Sosyal medya üzerinden tanışmalarda dolandırıcılık vakalarına da artık daha sık rastlanıyor. Henüz yolun başındayken sinyalleri fark etmeniz için dikkat edilmesi gereken noktalara bakalım.
1 - Sürekli olarak en lüks mekanlardan yeme içme paylaşımları yapan profillere karşı dikkatli olmanızı öneririm çünkü normal şartlar altında bir insan gün boyunca nerede yiyip içtiğini paylaşmaz. Hayat sadece yeme içmeden ibaret olmadığı gibi aynı zamanda sadece lüks mekanlardan paylaşımlar yapmanın amacı dikkat çekmektir. Peki bir insan neden bu kadar dikkat çekmek ister? Bu sorunun cevabı; gizlemeye çalıştıkları narsist kişilik bozukluğu olabilir. Sosyal medya kullanımında sürekli dikkat çekmeye çalışan bir insan aynı zamanda sürekli övgü ve beğeni isteyen bir insandır; dolayısıyla bunları alamadığı zaman öfkelenip ani tepkiler vermesi de mümkündür. Bu tip
Günümüzde ilişkiler genel olarak sosyal medya uygulamalarında yaşandığı için ayrılık sonrası göndermeli paylaşımlara da yine bu platformda şahit oluyoruz.
Özellikle ünlüler dünyasında yaşanan ayrılıklar, sosyal medyadaki paylaşımlarla su yüzüne çıkıyor. Dışarıya yönelik mutlu pozlar veren bazı çiftlerin aniden karşılıklı kin dolu paylaşımları bizi şaşırtıyor. Demek ki mutlu pozların arkasında saklamaya çalıştıkları tartışmalar ve gerginlikler, önünde sonunda böyle ortaya saçılıyor.
Öncelikle şu konuya değinelim: “Ayrılıktan sonra arkadaşlık devam edebilir mi?” Eğer her iki taraf da ilişkiler ve hayat konusunda modern bir bakış açısına sahipse ayrılık veya boşanma sonrasında arkadaş kalabilen ve aralarındaki güzel dostluğu koruyabilen çiftler görüyoruz. Öte yandan, bunların sayısını yüzdeye vurduğumuzda oldukça azınlıktalar. Çiftleri ikiye ayırabiliriz: Çocuklu boşanan ile çocuksuz boşanan çiftler. İkinci gruba girenlerin bir daha görüşmemek gibi bir seçenekleri var; ancak
Flört ettiğiniz kişiyle tatile çıkmak onu daha yakından tanımanız için bir fırsattır. Detaylara dikkat ederseniz karşınızdakinin belki hiç de hayal ettiğiniz kişi olmadığını fark edebilirsiniz.
Yazın birlikte tatile çıkan çiftlerin birbirlerini tanıma konusunda ne kadar hızlı farkındalık yaşadıklarını biliyor muydunuz? Birisini tanımak için ya onunla seyahat edeceksin ya da onunla tatile gideceksin. Evet, bu kadar yakın iletişimde bulunulduğunda karşınızdaki kişiyi tanımanız kolaylaşır. Günümüzde insanlar özellikle sosyal medya üzerinden başlayan ilişkilerinde bir süre sonra karşılarındaki kişinin tamamen bir yabancı olduğunu fark edip hayal kırıklığı yaşıyor. Bunun en büyük sebebi mesajlaşmalar esnasında söylenen güzel sözlerin onları yanıltmasıdır. Üzerine bir de duygusal boşluk ve sevgi açlığı gibi faktörleri eklersek sosyal medyada tanışmanın ne kadar risk taşıdığını görebiliriz.
Mesajlaşmalar başladığında ilk 30 güne kesinlikle ilişki demiyoruz; bu sürecin adı iletişim sürecidir. Bu iki kişi arasındaki iletişimin bir ilişkiye
Mesajlaştığımız kişiyle bilgi paylaşmadan önce kaç kez düşünmeliyiz?
Günümüzde sosyal medya aşklarına yoğun olarak şahit oluyoruz. Yüzlerinde gizlemeye çalıştıkları bir gülümseme ile etraflarında olup biten her şeyden soyutlanmış halde bakışlarını telefon ekranından bir an olsun kaçırmadan heyecanla mesajlaşmaya devam ediyorlar. Oysa madalyonun bir başka yüzü var: Arkadaşlık sitelerine üye olurken verdiğimiz bilgi acaba kimlerin eline geçiyor? Bu sorunun yanıtı belli değil. Üye olurken, flört etme ihtimalinin verdiği heyecanla buna dikkat etmiyoruz. Mesajlaştığımız kişiyle paylaştığımız bilgi de var. Yaş, cinsiyet, medeni durum, hobilerimiz ve benzeri bilgiyi paylaşmadan bu tip arkadaşlık sitelerinde bir başka profille eşleşmek mümkün değil. Dolayısıyla sanal âlemde paylaştığımız her bilgi, hiç tahmin edemeyeceğimiz maliyetlere yol açabilir.
Altın kurallar
1- Öncelikle gerçek isim ve soy isim kullanma konusunda bütün uygulamalar aynı seviyede inatçı değil. Örneğin Bumble uygulaması, baş harfleri kullanarak profil sayfası
Yaz aşklarında öyle süslü, iddialı cümlelere yer yoktur. Yaz mevsimi sadece anı yaşamamıza izin verir. Hayat sadece ‘şimdi’den ibarettir ve yaşadığımız andan keyif alabilmek yaz aşkının felsefesini oluşturur
Mevsimler ruh halimizi etkiler ve her mevsim farklı bir duyguyu beraberinde getirir. Örneğin sonbahar ayrılığın ve hüznün mevsimidir, son derece yoğun yaşanan bir yaz aşkının ardından sonbahar gelince herkes kendi yoluna gider ve yaz gecelerinin coşkusundan eser kalmaz. Bunun tam aksine; ilkbahar mevsimi yorucu geçen bir kışın ardından ruhumuzun yeniden canlanmasına neden olur ve yaşam sevincimizde muazzam bir yükseliş yaşanır. İlkbahar doğadaki canlanmayla karnımızda kelebeklerin uçuştuğu bir heyecanı bizlere getirir. Yaz mevsimi ise aşkın ve heyecanın doruk noktasıdır ve yaz mevsiminde yaşanan aşkların kendine göre gizemli kuralları vardır.
1 Yaz mevsiminde insan aşka âşık bir ruh halinde dolaşır. Âşık olmak, sevgisini göstermek ve sevilmek ister; yaşam sevinci artmış hayata daha çok bağlanmıştır. Yaz mevsimi için adeta insanı depresyondan çıkaran mevsim diyebiliriz;
Oğulları evlenmek istemeyen annelere Papa, “Gömleklerini ütülemeyin, bırakın evden ayrılıp kendi hayatlarını yaşasınlar. Ayakta durmayı öğrensinler” diye öğüt verdi. Peki, ama asıl sorun maddi sıkıntı olabilir mi?
Kadın erkek ilişkileri konusunda son günlerde yorum yapmayan kimse kalmamıştı. Fakat Katolik dünyasının lideri Papa Francis’in açıklamaları için, zamanlama açısından manidar diyebiliriz. Önce filmi geriye saralım ve Amerikan Yüksek Mahkemesi’nin geçen hafta aldığı ‘kürtaj yasağı’ kararını hatırlayalım. Öyle bir karar ki, Amerikan Başkanı Joe Biden bireylerin kişisel özgürlük alanına bir nevi müdahale anlamına geldiğini söyleyerek tepki göstermişti. Kadın erkek ilişkileri konusunda son günlerde yorum yapmayan kimse kalmamıştı. Fakat Katolik dünyasının lideri Papa Francis’in açıklamaları için, zamanlama açısından manidar diyebiliriz. Önce filmi geriye saralım ve Amerikan Yüksek Mahkemesi’nin geçen hafta aldığı ‘kürtaj yasağı’ kararını