Milli futbolcu Demiral’ın Avusturya’ya gol attıktan sonra yaptığı bozkurt işaretine yönelik Almanya’nın başvurusu üzerine UEFA soruşturma başlatmış. Öncelikle ev sahibi ülke Almanya’nın yaptığını anlamak zor. Hem de milyonlarca Türk Almanya’da yaşarken.
Bir de tabi aşırı sağın yükseldiği ve ırkçılığın yükseldiği Almanya var ortada. Bunun yanında Almanya’nın geçmişte yaptıkları da var. Ayrıca Almanya’da yaşayan PKK’lıları ne yapacağız? Hem besliyorlar hem destekliyorlar.
Bir sevince dayanamayanlar terör örgütlerini niye ülkelerinde tutuyor? Türkiye’ye yönelik hep çifte standart davranan Almanya ne zaman Türkiye’nin gerçek önemini anlayacak acaba?
Almanya İçişleri Bakanı ‘aşırı sağcı Türklerin sembolü’ demiş. Irkçılık ve aşırı sağın yükseldiği Almanya ve Avrupa önce aynaya bakmalı biraz. Sonra gol sevinci yaşayan Türklere laf atmalı.
Hazmedemiyorlar sanki Türklerin başarısını. Gol atmasını, tur atlamasını.
Ama alışacaklar, alışacaklar...
Almanya’nın Türklere
ABD’de seçim. İran’da seçim. Fransa’da seçim.
Dünya liderlerini arıyor, seçiyor. Ama korkuyla, tedirginlikle.
Keşke savaşlara ‘dur diyecek’ liderler bulsa. Ama çok zor.
Bakıyorsunuz ABD seçimlerine. İki aday da ABD halkına yenisini aratacak durumda.
Son televizyon tartışması sonrası herkes alternatif arayışında. İstifa et çağrıları.
Biri eski başkan diğeri şimdiki başkan. Tartışma programı ABD halkını tatmin etmedi ki dünyaya faydaları olsun.
Yapamayacaklarını söylüyorlar, korku veriyorlar.
Fransa’da dün seçim vardı. Aşırı sağ günden güne güçleniyor.
Savaşla yatıyoruz, savaşla kalkıyoruz. Televizyonlarda sürekli 3. Dünya Savaşı’nın başlangıç tarihi tartışılıyor.
Bir de İsrail’in Lübnan’a girmesi ve savaşın bölgede büyümesi.
Diğer tarafta ise darbeler ve girişimleri. Son Bolivya gelişmesi.
Ukrayna-Rusya Savaşı. Uzakdoğu’daki hareketlilik.
Vekalet savaşları ise sürekli var zaten.
Eeeee bir de terör ve teröristan tartışması.
Bütün bunlar kime ne kazandırıyor, kime ne kaybettiriyor?
Bu savaşlar, darbeler ve gerginlikler
15 Temmuz 2016. Alçak darbe girişiminin üzerinden 8 yıl geçti. O gece ‘demokrasi destanı’ yazıldı. O geceyi unutmamak ve unutturmamak gerekiyor. Yıldönümü yaklaşırken FETÖ yine hareketli. İçindeki derin çatlağı gidermek için yurtdışında çalışmalarını artırmış.
ABD Başkanı Biden’a mektup yazmış, Türkiye’yi şikâyet etmiş. Türkiye aleyhine çalışmalarını diğer ülkelerde de değişik kanallardan yapmaya başlamışlar.
Özellikle Avrupa’da birçok ülkede teröristler barınıyor ve saklanıyorlar.
FETÖ’den kopuşlar da artmaya başlamış. Güvenlik kaynakları örgüt içindeki iç çekişmenin ve hesaplaşmanın arttığını, parçalanmayı engellemek için FETÖ’nün değişik oyunlar içine girdiğini dile getiriyor. FETÖ mensupları Türkiye’ye dönmeye çalışıyorlarmış. O gece yaşananları kimse unutmadı ve unutmayacak.
Temmuz’da ABD’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı NATO zirvesi var. FETÖ NATO zirvesini
Yangınlar arttı. Seller arttı. Fırtınalar arttı. Mevsimler değişti. Susuzluk artacak. İklim değişikliğinin sonuçlarını günden güne daha çok göreceğiz.
Orman yangınlarında büyük etken insan hatası ve dikkatsizlik. Küresel ısınmanın da yangınların yayılmasında etkisi var. Bunu ayrıca ele alacağım ama öncelikli konumuz dünya neden bu hale geldi? Dünyayı kim kirletiyor?
Türkiye’nin kirletme oranı düşük ama dünyaya baktığımızda dünyayı kirletmede başı çekenler ABD, Çin, Hindistan, AB ülkeleri ve Rusya. Kömürden enerji elde eden Avrupa ülkeleri var hâlâ.
Şöyle bir düşünün. Uzmanlar dünyanın ısısının 2 derece daha artması halinde krizlerin başlayacağını söylüyor. Yani gıdaya ulaşım azalacak, kuraklık başlayacak ve göçler başlayacak. Arkasından su savaşları ve toprak savaşları. Ya sonrası...
Dünya eskisi gibi olmayacak. Zaten savaşlar bölgesel nedenlerle artacak gibi gözüküyor.
Bir de karbon miktarını artırarak dünyayı kirletmeyelim.
Yangınlar neden
Turizm bölgeleri bayramda yoğunluk yaşıyor. Bu sene turizmde rekor bekleniyor. Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile sohbetimde Türkiye’nin süper lige çıktığını ve ilk 5’e girdiğini dile getirmiş “liderlik için mücadele ediyoruz” vurgusu yapmıştı. Türkiye’yi aranan ülke seviyelerine çıkaranlar ise turizmdeki çeşitlilik ve hizmet kalitesi.
Bu konuları turizmcilere de sorarak görüşlerini aldım. Kuşadası Unique Lifestyle Hotel Genel Müdürü Hasan Polat turizmde çeşitliliğin çok önemli olduğunu belirterek, “sepete çok şey koymak lazım. Tek pazarla da olmaz. Hizmet kalitemizle öndeyiz. Turizmde çeşitlilikle gelen yine geliyor” diyor.
Her yaşın beklentisi farklı
Otellerin bir segmente oynaması halinde zarar edeceğini belirten Polat, “sadece deniz, kum, güneş derseniz onu 90 güne sığdırırsınız. Turizm sadece bu değil. Her yaşın, her ülkenin seyahat dönemleri farklı, eğlence anlayışları ve beklentileri farklı. Biz turizmciler 21 sektörü destekliyoruz. Turizm dış ticaret açığının kapanmasına
Avrupa’da aşırı sağın zaferi daha çok tartışılacak ve sonuçları olacak. Öncelikle Avrupalı liderlerin alacağı çok ders var geçmişten. Avrupalı liderler hızlıca aynaya bakmalı ve hatalarını, yanlışlarını görmeli. Ve tabi ki Türkiye ile ilişkilerini geliştirmeli. Avrupalı liderler İspanya ve İtalya’yı örnek almalı.
Türkiye, Avrupa için çok önemli bir ülke. Türkiye’nin AB üyeliğinden hem Avrupa kazanır hem Türkiye. Yani kazan kazan.
Ama yıllardır çifte standart ile iki yüzlü bir yaklaşım hâkim. AB üye standardının yakınından bile geçemeyecek ülkeler AB sürecini hızlıca tamamlıyor ama Türkiye’ye hep bir “dur” mesajı. Ama Türkiye her ülke ile görüşüyor ve her zeminde var. Yine onlar kaybediyor.
Avrupa’nın aşırı sağa kaymasının ardından Fransa Cumhurbaşkanı Macron, sol ve sağdan ılımlı siyasetçilere, aşırı sağa karşı birleşilmesi çağrısı yapmış. Macron geçmişte aşırı sağın güçlenmesini sert çıkışlarıyla sağladı. Türkiye
İsrail her gün bombalıyor, her gün masumlar ölüyor. Bakar körler bu sürecin bitmesini önlüyor. Tüm dünya halkları sokaklarda ama ülke yöneticileri frene basamıyor.
Ortadoğu ne zaman sakinleşir? Bölge ne zaman sakinleşir?
Bu sorudan önce ‘bölgede kim, ne istiyor?’ ona bakmak lazım.
Türkiye net, barış ve huzur istiyor. Ya diğerleri?
ABD 10 km uzaktan gelerek bölgede üstleri olsun, doğal kaynakları olsun istiyor. En önemlisi ise bölgede huzur istemiyor. PKK’ya silah veriyor, eğitiyor. Vekalet savaşları yapıyor.
Ve en önemlisi İsrail’e silah veriyor ve ‘dur artık’ diyemiyor.
Yunanistan Ege ve Akdeniz’de hakimiyet istiyor.
Fransa AB’nin lideri olmak istiyor. Bölgede söz sahibi olmak istiyor.