Büyük Taarruz’un 102. yılını kutluyoruz. 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun.
Düşmanları güzel yurdumuzdan kovma destanı olan bu büyük zaferin hikâyelerini tekrar tekrar dinlememiz ve okumamız gerekiyor.
Bu ruh gelecek nesillere de hep örnek olmaya devam edecek.
1922’deki bu zaferin son hazırlıklarına ve taarruza, gelin o günlere dönerek bir göz atalım.
Mustafa Kemal Atatürk, Büyük Taarruzu aylar önce planlamaya başladı.
Cepheler belirlendi ve düşmanı nerede yeneceklerini komutanlarla görüşerek saptadı.
Komutanlarla dikkat çekmeden yaptığı son toplu gizli toplantı bir futbol maçı oldu.
28 Temmuz 1922 günü öğleden sonra Batı Cephesi Karargahı’nın bulunduğu Akşehir’de özel bir futbol maçı organize edildi. Bu futbol maçını seyretmek bahanesiyle ordu komutanları ve bazı kolordu komutanları Akşehir’e çağrıldı.
Lübnan’a saldırdı, Hizbullah’a saldırdı, İran’a saldırdı...
İran ne yanıt verecek? Hizbullah ne yapacak? ABD’den İsrail’e destek açıklamaları... İsrail’in istedikleri oluyor. Arkasına ABD’yi alan İsrail savaşı genişletmek ve Gazze’de yaptığı vahşetin üstünü kapatmak istiyordu.
İran, Lübnan ve Hizbullah tartışmalarıyla İsrail yavaş yavaş bölgeyi ele geçiriyor.
Gazze’yi unutturuyor. Çocukları, kadınları öldürdüğünü unutturuyor.
Soykırım yaptığını unutturuyor.
ABD seçim nedeniyle İsrail’e destek veriyor, silah veriyor. Ya seçim sonrası ne olacak?
Bosna’da da böyle yaptılar. Avrupa’nın ortasında batı soykırıma izin verdi ve görmezden geldi. Sonra ne oldu? Tarihte utanç sayfası olarak yerini aldı. Batının iki yüzlülüğünün en büyük kanıtı oldu.
Gazze de böyle olacak.
Maymun çiçeği. İlk kez Danimarka’da 1958’de maymunlarda keşfediliyor.
İlk insan vakası Kongo’da 1970 yılında görülüyor.
2022-2023’teki salgında toplam 112 kişi hayatını kaybetmiş.
Korkalım mı korkmayalım mı?
Yeni bir salgın olur mu?
Etkisi ne olur? Ne yapmalıyız?
Nasıl bulaşır ve geçer?
Bu soruları ve kovid 19 ile farklarını kovid döneminde bilim kurulu üyesi olan Halk Sağlığı Uzmanı Prof Dr Mustafa Necmi İlhan ile konuştuk.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş yeni Anayasa çalışmalarının yol haritasını Milliyet’e anlattı. Kurtulmuş, “Ekim ayıyla birlikte sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, yargı camiasının, farklı kesimlerin yeni Anayasa çalışmaları sürecine katılmasını temin edeceğiz. Her kesimin görüşünü alacağız. Bizim planımız 1 yıl içerisinde yani, Ekim 2024’ten Ekim 2025’e kadar yeni Anayasa konusundaki müzakereleri tamamlayarak bir sonraki yasama yılında bunun kanunlaşması için faaliyetlere başlamaktır” diyor. Anayasa’nın artık Türkiye’yi taşımadığını vurgulayan Kurtulmuş, “Anayasal sistem içerisindeki eksikliklerimizi yeniden bir masa etrafında konuşmalı, ruhu darbecilerden miras kalan metinleri ortadan kaldırmalıyız” diyor.
Kurtulmuş Milliyet’e şunları söyledi:
ANAYASAL SİSTEM İÇİNDEKİ EKSİKLER: Türkiye’de demokrasinin güçlü bir şekilde işleyebilmesi, anayasal zeminde devlet millet bütünleşmesi tam manasıyla sağlanmış bir siyasal yapısının kurulabilmesi için gayretle çalışıyoruz. Hiç
Bölge üzerinde oynanan oyunlar. Türkiye üzerinde oynanan oyunlar.
Bölgeyi yakmak, ateşi yaymak, huzursuzluğu artırmak isteyen ülkeler var.
Türkiye’yi ateşin içine çekmek isteyenler var.
Kim bunlar?
Aslında şöyle bir bakınca herkes görüyor bunları.
Türkiye üzerindeki oyunlarla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki günkü mesajlarının da altını çizmek gerekiyor:
- Kökü dışarda girişimlerin tamamının farkındayız
- Suriye’nin kuzeyinde bir oldu-bittiye göz yummayacağız
Bir tarafta İsrail’in vahşeti. Bir tarafta İsrail-İran-Lübnan gerginliği. Bir tarafta Rusya-Ukrayna savaşı.
Savaşlarla yatıp savaşlarla kalkıyoruz.
Dünya nereye gidiyor belli değil.
Kazançlılar ise silah satıcısı büyük devletler.
Bölgede ve dünyada gerginlikler sürerken bir büyük tehlike de iklim krizi ve kuraklık.
Sonucu ise gelecekte su savaşları.
Kuraklık göçlere neden olacak, gıda krizleri oluşacak ve suyun olduğu yerler savaşlara davetiye çıkaracak.
İklim değişikliğini ve kuraklığı ciddiye almıyoruz ama Bodrum’daki nüfus artışının susuzluğa neden olduğunu herkes görüyor.
Başlıktaki cümleyi 2023’ün başlarında Savunma Sanayi Başkanı Haluk Görgün ASELSAN Genel Müdürü olduğu günlerde Milliyet’e söylemişti. Hava savunma sisteminde Türkiye’nin geldiği noktayı göstermesi açısından Görgün’ün bu sözleri o günlerde büyük yankı yapmıştı.
Görgün, 70 bin metrekarelik ASELSAN’ın yeni tesislerini bana gezdirirken ağırlıklı olarak hava savunma sistemlerini ürettiklerini dile getirmişti. Görgün Roketsan ve SAGE ile birlikte geliştirdikleri SİPER projesini uzun uzun göstermiş ve anlatmıştı. Uzun menzilli hava savunma sistemi olan SİPER, deneme atışlarında 100 km uzaklıktaki hedefleri başarılı şekilde vurmuş. Aldığım bilgi bunun 100 kilometreyi de aştığı yönünde.
Bunları niye yazdım. Sadece SİPER projesi 13 kamyondan ve bazı merkezlerden oluşuyor. Geliştirilen ve büyütülen hava savunma sistemi olan ÇELİK KUBBE ise SİPER’in de içinde olduğu 10’un üstünde projeyi birleştirecek. Bu 10 projenin de kendi içinde bir sürü aracı ve
Bir dünya düşünün; savaşların arttığı ve dünyanın 2 derece daha ısındığı. Ne olacak o zaman?
Ne petrol kalacak ne de diğer zenginlikler. Birkaç büyük devlet ve silah satıcıları her şeyi kontrol edecek.
Sınırlar değişecek. İttifaklar değişecek. Vekalet savaşlarının yanı sıra su savaşları başlayacak.
5 saniye bir düşünün bunları.
Bir ülke düşünün, PKK’yı barındırarak destek veriyor, Filistin yok edilirken o top çeviriyor, Irak’ta bazı olumlu gelişmelere engel oluyor, ülkesindeki suikastlara engel olamıyor. Sonra ise farklı farklı açıklamalar...
İslam ülkeleri ne zaman uyanacak acaba yaz-kış uykularından. Hedef ve planlarda bölgeyi karıştırmak ve İslam dünyasını birbirine düşürmek de var. ‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ diyerek daha ne kadar gözlerini kapatacaklar ve kulaklarını tıkayacaklar.
Filistin’in yok edilmesinde bence İslam dünyası da birlik ve beraberlik gösteremediği için sorumlu. O kadar petrol zengini Arap ülkesi ‘dur, ne yapıyorsun?’ diyemedi İsrail’e. Seyretti, ses