Kayseri- Beklenen İstanbul depremine yönelik ne tür hazırlıklar yapılıyor? Adalar çevresinde gerçekleşmesi olası deprem nereleri etkiler? Kaç bina yıkılabilir, yeni rezerv alanları nerede olacak? Sanayi bölgeleri ve fabrikalar nereye taşınacak?
Bu gibi soruları Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki ile konuştuk. Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve Anadolu Yayıncılar Federasyonu’nun ortaklaşa düzenlediği Kayseri’deki Çevre, İklim, Turizm ve Medya Konferansı’na bir grup gazeteci ile birlikte davetliydim. Konferansta çevre, iklim ve turizm konuları masaya yatırıldı.
Kayseri Kalesi’nde sohbet ettiğimiz Bakan Özhaseki olası İstanbul depremine yönelik hazırlıkları hızlandırdıkları ve aralık ayı ortasında 5-6 maddelik eylem planını açıklayacaklarını söyledi.
Bakan Özhaseki ilk olarak dokunsanız yıkılacak 200 bin daireyi taşıyacaklarını dile getirdi. İstanbul’da 600 bin yüksek riskli konut olduğunu dile getiren Özhaseki bunları taşımaya yönelik rezerv alanlarının belirlenmeye devam edildiğini vurguladı.
ASKERİ ALANLARA
Başlıktaki sorunun yanıtını dün sabah saatlerinde başlaması gereken rehine takası ve 4 günlük ateşkesin ertelenmesi bile veriyor. Görünen ve net olan, İsrail barış istemiyor ve sonuna kadar da gitmekte kararlı. Çeşitli bahanelerle de Gazze’yi vurmaya devam edecek. Ara vererek iç siyasetine rehine mesajı vermek isteyen İsrail’i tüm dünyadan gelen tepkiler zorlayabilir. Ateşkes ve rehine takasının nasıl başlayacağını ve nereye gideceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Birçok ülkenin sokaklarından gelen eylemler ise Gazze’yi tamamen yok etmek isteyen İsrail’in önüne iki devletli çözümü de getirebilir.
Gelinen noktada acı ve düşünülmesi gereken tablo şöyle:
- Büyük çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan 15 bin Filistinlinin öldürülmesi
- Gazze’de ancak filmlerde görülebilecek bombalamadan yıkılmış binalar
- Binaların altında kalan ve hâlâ ulaşılamayan Filistinliler
- İsrail’in soykırımı ve toplu mezar görüntüleri
- İsrail’in dezenformasyon ya
11 ili etkileyen deprem sonrası yaraların sarılması ve bölgenin tekrar ayağa kalkması için konut çalışmaları hızlı bir şekilde devam ediyor.
Bölgenin ekonomisi ve üretimi de çok önemli. Devlet konut yapımının yanı sıra bölgenin ekonomisini ayağa kaldırmak için de destekler veriyor. Bölgenin ekonomik hayatına bakmak için bu hafta sonu yapılan Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birliği’nin (GAİB) Gaziantep’te düzenlediği İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’ne katıldım.
Sohbet ettiğim GAİB Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci yaşanılan depreme ve küresel krizlere rağmen bölgenin güçlü ihracat istatistikleri yakaladığını vurguladı.
Geçen yıla göre bölgenin ihracatının yüzde 6 geride olduğunu belirten Kileci, “Bunun en önemli nedeni yaşadığımız deprem felaketi ve dünyada değişen tedarik zinciri alışkanlığı, üretim modeli. Bu rakamı bu topraklar ve üreticiler en kısa sürede yakalayacaklardır. 1-2 ay bölgede hiçbir makine çalışmadı. Burası Güneydoğu.
Antalya- Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile Antalya buluşmamızda İsrail’in yargılanıp yargılanmayacağını, Türkiye’nin buna yönelik neler yaptığını, suç şebekeleri ve çetelerle mücadelelerini ve arabuluculuk uygulaması başta olmak üzere birçok konuyu konuştuk.
Bakan Tunç, “İsrail eninde sonunda yargılanacak. Çünkü dünyanın gözü önünde çocuk katliamı yapılıyor. O çocukların hesabı sorulmaz mı? Mutlaka sorulur. Bugün bu başarılamazsa bile yıllar sonra o katiller Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin huzuruna çıkar ve yargılanır” diyor.
Bakan Tunç sohbetimizde Milliyet’e şunları söyledi:
SİSTEM YETERSİZ AMA DELİLLER TOPLANIYOR: (İsrail yargılanacak mı?) Şu anda uluslararası sistem yetersiz kalıyor. BM Güvenlik Konseyi’nin yapısı, BM anlaşması maalesef bu sorunun çözümüne imkân veren bir yapıda değil. Maalesef bir üyenin veto hakkı ateşkesi reddedebiliyor, savaşa devam kararı verilebiliyor. İnsani yardım önergeleri reddediliyor. Maalesef en insancıl şey bile o bir üyenin
ANTALYA - Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasındaki bireysel başvuru krizi, yeni kanun ve anayasa değişikliklerini gündeme getirdi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile Antalya’da bir araya gelerek krizin nasıl bitebileceğini ve yol haritasını konuştuk.
Anayasa Mahkemesi’nin kendi yaptığı iç tüzükle yargılama yaptığını belirten Bakan Tunç, “İç tüzükte istediği gibi değişiklik de yapıyor. Dolayısıyla bir denetim mekanizması da yok. Anayasa Mahkemesi’nin yaptığı iç tüzüğe birisi iptal davası açamıyor. TBMM iç tüzüğü ile ilgili iptal davası açılabiliyor. Sadece iç tüzüğünü mahkeme kendisi değiştirebilir. Hukuk devletinde bu olabilir mi?” diyor.
Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında hem kanundan hem de anayasadan kaynaklanan belirsizlikten ötürü bir kriz yaşandığını belirten Bakan Tunç, “Süratle bu belirsizlikleri gidermemiz lazım. Anayasa Mahkemesi’nin yargılama usulleri ile ilgili kanunda değişiklik yapılabilir” vurgusu yaptı. Tunç Anayasa
Bugün 10 Kasım. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ü saygıyla, özlemle ve minnetle anıyoruz.
Bugün yine milyonlar Anıtkabir’e gidecek, sevgisini gösterecek.
Dünya da Atatürk’ü çok iyi tanır.
Kurtuluş Savaşı’yla tanır, büyük komutanlığıyla tanır, devrimleriyle tanır, çocuklara dünyada ilk bayramı hediye etmesiyle tanır, kadınlara verdiği haklarla tanır.
En önemlisi de barışçı dış politikasıyla tanır. ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ sözünü herkes bilir.
İsrail’in Gazze’de taş taş üstünde bırakmayan bombalarına ve çocukları öldürmesine ‘dur’ diyemeyen ülke yönetimlerinin de dünya barışı için Atatürk’ten alması gereken dersler var.
Artık onlar bizim evlatlarımız
Atatürk’ün Çanakkale Savaşı sonrası Anzak annelerine söylediği sözler beni hep duygulandırır.
Birkaç gün önce yeni evlenen genç akrabalarını kaybetmiş. Her gün, tanıdığı çocukların, sivillerin ölüm haberini alıyor. Bir haftadır ise Gazze’deki babasından haber alamıyor.
Zaher Elbek. Filistinli gazeteci.
Yolumuz birlikte katıldığımız TRT Haber’de kesişti. Filistin’deki son durumu, akrabalarından ve arkadaşlarından aldığı haberleri anlattı ‘Birinci Sayfa’ programında Elbek.
Son konuşmasında babasının “Gazze’yi ne yaparlarsa yapsınlar terk etmeyiz. Buradayız, hiçbir yere gitmeyeceğiz” dediğini aktardı Elbek. Gazze’deki genel havanın da “hepimiz ölürüz ama buradan ayrılmayız” olduğunu söyledi.
Gazze’de inançla savunmanın yapıldığını ve ancak İsrail’in kullanılması yasak birçok mühimmat kullanarak savaş suçu işlediğinin altını çizdi.
O gece İsrail bombardımanı artmıştı. Hem İsrail’in yaptığı soykırımı konuşuyorduk hem de Gazze’den gelen canlı görüntüleri izliyorduk. Bomba üstüne bomba atılıyordu. Gazze’den gelen görüntüler vahşeti
Birkaç gündür İstanbul’da önemli toplantılar yapıldı. Bunlardan birincisi BM İnsani Yerleşim Programı UN-Habitat’ın ‘Dünya Şehirler Günü’ etkinliği idi. Cumhurbaşkanlığı himayesinde Üsküdar Belediyesi ev sahipliğinde yapılan programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan BM yetkililerini, misafir devlet başkanlarının eşlerini ve Sıfır Atık Danışma Kurulu üyelerini ağırladı.
Emine Erdoğan’ın öncülüğünde Türkiye’de 6 yıl önce başlayan Sıfır Atık Projesi hem ekonomiye hem de çevreye büyük katkılar sağladı. Proje dünyaya örnek oldu ve BM’de 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan edildi.
Benim de katıldığım İstanbul’daki toplantıda 2 ana konu öne çıktı. Birincisi Emine Erdoğan’ın öncülüğündeki Sıfır Atık Projesi’nin başarıları ve bundan sonra bunun dünyada nasıl daha çok yayılabileceği.
Dünyanın birçok bölgesinden gelen devlet başkanlarının eşleri, Emine Erdoğan’a sıfır atıktaki başarıyı nasıl sağladığını sordu.