- Atatürk 1907’de Makedonya’da 3. Ordu’da iken milli egemenliğe dayalı bağımsız bir Türk devletinin kurulmasını seslendirmiş. Yani yıllar önce Atatürk’ün aklında cumhuriyet hep varmış. Hatta çevresine söylediği zaman ‘hayal’ diye yanıtlar alıyormuş.
- Milli mücadelenin dönüm noktalarından biri 23 Temmuz 1919’daki Erzurum Kongresi’ydi. Cumhuriyetin temelleri bu kongrede atıldı. Mustafa Kemal Atatürk bu kongrede ‘cumhuriyeti’ açık açık seslendirmişti.
- 23 Nisan 1920’de açılan TBMM ve hükümeti milli egemenlik esasına dayanıyordu. Yani ilan edilmemiş yönetim şekli olarak cumhuriyet var oluyordu. 20 Ocak 1921 tarihli anayasada ‘hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ deniliyordu.
- Atatürk 1920’de ‘Efendiler, millet önünde, onun hak ettiği bağımsızlığın önünde, onun layık olduğu gelişme ve yenileme arzusu önünde, her kuvvet ancak milletin irade ve amaçlarına uymak şartıyla yaşayabilir. Milletin irade ve amaçlarına uymayanların talihi hüsrandır,
Ya büyük bir savaşa ya da büyük bir barışa gideceğiz”. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın bu sözleri İsrail-Filistin krizinin ne kadar büyük olduğunu gözler önüne seriyor. Yani bölgede oynanan oyunları ve arkasındaki büyük planları ortaya çıkarıyor.
Türkiye barış ve ateşkes görüşmeleri yaparken ABD ve batı ülkeleri savaş baltalarını çıkarmış bile.
Peki bu işin sonu nereye gider? Gerçekten 3. Dünya Savaşı mı olacak? Yeni haritalar mı çiziliyor bölgede?
Bölgede bir süredir büyük güçler fırsat kollayan bir şekilde devriyeler atıyordu. Petrol gibi doğal kaynakların çevresine üstler kuruyordu.
Gelinen noktada Gazze’de yapılan soykırımı batı ülkeleri ısrarla görmek istemiyor nedense. AB adaylığı konusunda insan haklarına yönelik kriter üzerine kriter isteyen Avrupa ülkeleri şimdi sivillerin yok edilmeye çalışıldığı Gazze’ye gözlerini kapamış kulaklarını tıkamış.
ABD ve İngiltere’nin savaş gemileri ve uçakları Akdeniz’de bekliyor. Rusya ise
17 gündür bombalanıyor Gazze. Görüntüler vahşet, soykırım.
Hastane, okul, pazar yeri, cami, kilise ve sivillerin yaşadığı binalar.
Sanki Gazze haritadan silinmek, yaşayanlar tamamen yok edilmek isteniyor.
Batı destekli olduğu için bombaları attıkça atıyorlar.
Çocukların görüntüleri de durdurmuyor, ölümleri de durdurmuyor.
Tüm bunları yapmamış gibi bir de yalan üstüne yalan yayıyorlar.
Algı operasyonu yaparak savaş yalanları hazırlıyorlar.
Barış isteyenleri de engelliyorlar, ateşkes isteyenleri susturuyorlar.
Ellerim titriyor, yazmakta zorlanıyorum.
Çocuklar ölüyor, kadınlar ölüyor, siviller ölüyor.
Bombalar yağıyor gökyüzünden. İzlerken insan korkuyor.
O görüntüler, o vahşet.
Orantısız güç kullanılıyor kaç gündür.
Soykırım yapılıyor.
Savaşın da bir ahlakı olmalı. Hiç mi vicdanınız kalmadı?
Hiç mi insanlığınız kalmadı?
Yeni Delhi - TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Amerikan ve İngiliz gemileri başta olmak üzere birçok ülkenin askeri varlıklarını bölgede daha görünür hale getirmelerinin dünya için büyük bir tehdit olduğunu ve küresel savaşların fitilini ateşleyebileceğini söyledi.
Bölgedeki ülkelerin haritasının değiştirilmesine yönelik emperyal projenin görülmesi gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, “Vekalet savaşlarının da bir sonu vardır. Yani nihayetinde maşalarınızla bunu sürdürüyorsunuz ama bunun da gelip dayanacağı bir yer vardır” diyor. Kurtulmuş, Hindistan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını şöyle yanıtladı:
ÇİFTE STANDART UTANÇ VERİCİ: Yüzlerce insan Filistin’de katlediliyor, Gazze’de katlediliyor. Sadece Gazze Şeridi’nde değil, şu anda İsrail’in savaş ilan etmediği Batı Şeria’nın birçok yerinde de Müslümanlara, Filistinlilere karşı zulümler artırılarak devam ediyor. Buna da maalesef dünya kamuoyu, uluslararası camia ya çifte standartlı ya İsrail yanlısı,
Yeni Delhi- TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile birlikte 3 gündür Hindistan’dayım. Başkent Yeni Delhi’de düzenlenen G20 Parlamento Başkanları Zirvesi’nde (P20) ana gündemlerden biri Filistin-İsrail arasındaki yaşananlar oldu.
Kurtulmuş G20 ülkelerinin Meclis Başkanlarından Gazze’deki sivillere yönelik yapılan İsrail saldırılarının sona erdirilmesine destek vermelerini istedi. Kurtulmuş Gazze’ye acilen insani yardımların ulaşması gerektiğinin de altını çizdi. Yayılma potansiyeli bulunan çatışmaların, bölgesel ve küresel güvenlik için çok büyük birer tehdit teşkil ettiğini belirten Kurtulmuş, “ateşi söndürmek uluslararası camianın en kritik görevlerinden birisi” dedi.
Kurtulmuş yaptığı ikili görüşmelerde ve zirvede şu çağrıları yaptı:
* Filistin’de sivilleri hedef alan hiçbir saldırı kabul edilemez. Hiçbir şey ne bu tür saldırıları ne de uzun yıllardır devam eden işgal ve ilhak politikalarını mazur göstermeye yeterli değildir
* Son gelişmeler artık bölgede iki devletli bir
O çocuklar ve anneleri neden ölüyor baba?”
Bu soruya yanıt vermekte hepimiz zorlanıyoruz...
Su yok, elektrik yok, gaz yok, gıda girişi yok, giriş-çıkış yok. Kaçacak yer yok. Ve tepenize sürekli bombalar yağıyor.
Böyle bir durumda ne yaparsınız hiç düşündünüz mü?
Gazze’den bahsediyorum.
Yıllardır abluka altındaki Gazze’den bahsediyorum.
İnsani yardımların kesildiği ve sivil halkın cezalandırıldığı Gazze’den bahsediyorum.
Gazze sahil şeridi
Bölgemiz savaşlardan bunaldı. Savaş mı iyi barış mı?
Tabii ki barış. Savaşların bölgemize neler kaybettirdiği ortada.
Filistin-İsrail çatışmaları büyüyecek gibi.
Bölgede kim barış istiyor, kim savaş istiyor?
Ve asıl soru bundan sonra ne olacak ve Ortadoğu nereye gider?
Filistin-İsrail arasındaki sorunların kalıcı olarak çözülmesini isteyen bir tek Türkiye gibi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan itidal çağrısı yaptı. Türkiye çatışmaların bitmesine yönelik görüşmeler yapıyor.
Ama ABD, İsrail’in arkasında olduğunu dile getirdi.