Veli olmak zordu ama şu günlerde sanki çok daha zor!
Evinde öğrenci olanların kafasında onlarca soru var!
İlkokula, liseye ya da üniversiteye başlayacak çocuğu olanlarda tedirginlik tavan yapmış durumda. Ne sorularına cevap alabiliyorlar ne de önlerini görebiliyorlar.
Peki ama nereye kadar?
MEB, YÖK ve üniversiteler keşke daha düzenli bir bilgi akışı sağlasalar ama bu kimin umurundaki ki!..
KPSS bombardımanı
Eylülün ilk haftasından itibaren Kamu Personeli Seçme Sınavı var. Milyonlarca aday girecek.
Ertelensin beklentisi ciddiye alınmadı, hiç olmazsa gerekli önlemler alınır umudu var. En büyük sıkıntı ulaşımda. Eylülde denetimler artmalı!..
Ve bu arada hiç bitmeyen sorunlar var! ÖSYM, adayları ne zaman ciddiye alacak? Bu ÖSYM mi gençlerin geleceğine yön verecek?
“Boyum 1.95 ve KPSS için sınav yerim ilkokul olarak belirlenmiş! Bu gerçekten komedi filmi gibi bir şey! Evde yeğenlerim var 1.30-1.40’lar, onlarla aynı sıralarda oturup, 2 yılda bir yapılan ve son bir yıldır tüm enerjimi harcadığım sınava gireceğim!..”
‘Okulları kapatıp dershaneleri açıyorlar!’
Bir dokun bin ah işit:
“Milli Eğitim Bakanlığı 2020-2021 eğitim ve öğretim dönemindeki çalışma esaslarını belirlemiş durumda. Bu esaslara göre tüm resmi ve özel okullar 21 Eylül’de yüz yüze eğitime başlayabilecek. Ancak buna karşın Özel Öğretim Kursları ve diğer çeşitli kurslar ‘her sınıf seviyesinde’ yüz yüze eğitim yapabiliyor/yapabilecek. Bu duruma ilişkin MEB’e çeşitli başvurular yaptım.
Bu başvurularda, okulların yüz yüze eğitim yapamadığı süreçte kursların yapabiliyor olmasının ciddi sonuçlar doğuracağını vurguladım. Ancak herhangi bir sonuç alamadım.
MEB, son kararıyla okulların takviye kursu açabileceğini belirtti, ancak bunu sadece ‘8 ve 12. Sınıflar’ ile kısıtladı. Bu uygulamanın devam etmesi halinde;
1) Eğitimi önceliklendiren veliler çocuklarının yüz yüze eğitim görmesini sağlamak için kurs merkezlerine yönelecektir!
2) Kurs merkezleri okullara alternatif bir eğitim merkezi haline dönüşecektir!
3) Özel okullardan kayıtlarını devlet okullarına aldıran ve yüz yüze eğitim için kurs merkezine yazdıranlarda artış olacaktır.
4) Özel okulların kayıtlarındaki düşüş okul kapanmalarına kadar gidecektir.
5) Dershanelerin kapanması sonrası dönüşüm ile kurs merkezi olarak faaliyet gösteren kurumlar yine Türkiye’nin gündemine gelecektir.
6) MEB’e bağlı faaliyet gösteren kursların yanı sıra merdiven altı diye tabir edilen kursların yaygınlaşmasına yol açabilecektir!
Şu an kurs merkezleri fahiş fiyatlarla kayıt yapıyor. Resmen paralel bir eğitim modeli oluşturuldu.
Dershaneler kapandı dendi ancak bu söylediklerinin bir karşılığı yok. Tam tersine, okulları kapatıp kurs merkezlerini her sınıf seviyesinde yüz yüze eğitime açıyorlar...”
Ulaşım ve okullar ne kadar güvenli?
Toplu taşıma araçları hem öğrenciler hem de öğretmenler için büyük risk taşıyor.
Okula toplu taşımayla ulaşan öğrencilerin durumu belirsiz.
Okullar ve servislerdeki korona kapsamında hijyen tedbirleri HES kodları konuşulurken, toplu taşımalardaki aşırı yoğunluk, alınacak önlemlerle ilgili hiçbir açıklama yapılmıyor.
Okullarda hijyenik ortam sağlansa da toplu taşımada hijyen kuralına uyulmadığı sürece okuldaki hijyenin de hiçbir anlamı yok!
Bu konuda neler yapılıyor?
MEB’in açıklamalarında sadece okul ve servislere yönelik bilgilendirme var, toplu taşıma konusuna nedense hiç değinilmiyor!..
Bu arada okullardaki korona vakalarına yönelik çok fazla bilgi akışı var. Ne kadarı doğru, ne kadarı abartılı bilmiyoruz ama MEB bu konuda, kesinlikle şeffaf olmalı. Çünkü saklaması mümkün değil!
Hemen her gün, öğretmenler odasında, birlikte oturdukları öğretmen arkadaşlarının ya da hizmetlilerden birinin test sonucunun pozitif çıktığını söyleyenlerin sayısı giderek artıyor!
Buna rağmen “Siz yine de okula gelmeye devam edin dediler. İl Sağlık’tan, semptom göstermeyenler okula gidip gelmeye devam edecek” deniliyor. Bakalım nereye kadar?
Özetin özeti: Her zamankinden daha korunaklı ve sabırlı olmamız gereken bir döneme giriyoruz. Başkalarından beklediklerimizi önce kendimiz yapalım!..