Pandeminin yarattığı sıkıntıların etkilemediği alan kalmadı.
Sağlıktan ekonomiye, turizmden tarıma, ulaşımdan çalışma yaşamına hemen her sektör derin yaralar aldı. Eğitim de bunların en başında geliyor.
Milyonlarca çocuğumuz ve gencimiz LGS’den YKS’ye, KPSS’den TUS’a çok zor bir sınav sürecinden geçiyor. Moralleri dibe vurmuş durumda. Aileleri de onlarla birlikte perişan!
Çocuklar çocukluğunu, gençler gençliğini, ebeveynler de doyasıya bir huzuru yaşayamıyor.
Evde öğrenci varsa huzur yok. Bunu artık çok iyi anladık. Ama eğer evde bir de sınava hazırlanan bir öğrenci ya da atama bekleyen veya iş arayan birileri varsa, yandınız demektir.
Eğitim sistemindeki tüm sıkıntılar öğrencilere, dolayısıyla aileye de yansıyor.
Peki, onca mücadelenin sonunda isteyen istediği öğrenim kurumuna girebiliyor mu? Daha da önemlisi, mezun olduktan sonra eğitim aldığı alanda bir iş bulabiliyor mu?
Anlayacağınız, zorlu mücadelelerden sonra sınavlar kazanıp mezun olduğunuzda huzura erebiliyor musunuz?
Evet demek o kadar zor ki!..
Her şeye rağmen pes etmeden yola devam etmek gerekir. İnanırsanız hemen her alanda kazanan siz olursunuz.
Bu süreçte, sakın sıradanlaşmayın, çıtanızı sürekli yükseltin, fikirleriniz çılgınca bulunsa da hayallerinizden asla vazgeçmeyin, son gülen siz olun.
Günümüzde yaratıcı fikirler diplomanın önüne geçti. İleriki yıllarda daha da önemli hale gelecek, bu yüzden, kimilerine çılgınca gelse de sıra dışı “icat”lar çıkarmaya devam edin.
Ebeveynler perişan
Hemen her gün benzer içerikte yüzlerce mesaj geliyor.
Sınavlara hazırlanan adaylar ya da iş arayan, atama bekleyen, staj kuyruğunda bekleyen gençler mum gibi erirken, onları öyle gören anne, babaların moral ve motivasyonları da yerlerde sürünüyor. İşte ortalama herhangi bir sınav annesinin yaşadıkları:
“Merhaba Abbas Bey, yine güzel bir yazı yazmışsınız elinize sağlık.
Benim de 12. sınıfta YKS için hazırlanan kızım var. Maalesef, salgından dolayı neredeyse bir senedir ne bir tatil yapabildi, ne bir arkadaş görüşmesi var ne de ailecek bir yere gidebildik!
Bu yetmezmiş gibi, bir yıldır doğru dürüst bir eğitim de yok!
Müfredat bile azaltılmadı. Özel okullarla aynı imkâna sahip olmamamıza rağmen, aynı sorulara maruz kalıyoruz.
Sınava girecek çocuğum daha 17 yaşında ama sanki 40 yaşında gibi mutsuz.
Dünya yıkılmış da altında kalmış psikolojisinde.
Ne gençler huzurlu ne de aileleri.
Ailelerle gençler evlerde karşı karşıya.
Hem manevi hem de maddi anlamda çöktük.
Dershaneye doğru dürüst gitmediği halde ona dünyanın parasını ödedik.
O yetmedi, yardımcı, deneme, test kitaplarına da öde öde yetmiyor.
YKS başvurusu için 180 TL gibi rakam (TYT+AYT) isteniyor, bu ne parası?
Bu kadar fazla mı olmalıydı?
Ücretsiz olması gerekmez mi?
Abbas Bey, manevi ve maddi anlamda bittik ama devlet hiçbir konuda sağ olsun bizim yanımızda olmadı.
Ne gidilmeyen dershane parasını öderken ne müfredatın düzenlenmesi konusunda ne özel okullarla aynı şartlarda sınava girilmemesi konusunda ne de sınav giriş ücreti alınmaması hususunda bizim yanımızda değildi.
Peki, bu kadar sıkıntıdan sonra, çocuğum üniversiteyi bitirince devlet iş garantisi verebilecek mi? Saygılarımla.”
Bu soruya, devlet adına, gönül rahatlığıyla keşke evet cevabı verebilseydik ama öylesine zor ki!..
İşsizlik
İşsizlik hemen her alanda tavan yapmış durumda. Çok uzun yıllardır atama bekleyen öğretmenler gibi, milyonlarca mühendis, İİBF’li, veteriner hekim, tekniker, sağlık personeli ve daha pek çok üniversite mezunu müjde bekliyor.
Bakan Selçuk önceki akşam ekranlardaydı. En önemli konuda, “Öğretmen atamalarında KPSS sınav tarihlerini de dikkate alarak, öğretmen adaylarımızın mağdur olmaması için imkânları zorlayarak birtakım çalışmalar yapmaya uğraşıyoruz. Çok uzamaması için elimizden geleni yapıyoruz” dedi!
Siz ne anladınız bilmiyorum ama benim anladığım: Daha nereye kadarsa, sabretmeye devam!..
Özetin özeti: Korona, uzaktan eğitim, sınavlar, ya sabır derken, ruh sağlığımızdan olmayalım!..