Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Mustafa Kemal, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl bir eğitim sistemi arzuladığını, 17 Temmuz 1921’de gerçekleşen 1. Maarif Kongresi’nde şöyle dile getirdi:

“Eğitim, memleketin çocuklarının birlikte ve eşit olarak kazanmak zorunda oldukları bilim ve fendir”.

Eğitim tek elden verilecek, her çocuk yararlanacak ve temeli de bilim ve fen olacak.

3 Mart 1924, TBMM’de üç devrim yasasının kabul edilmesiyle bu yol açıldı.

Ulusal birliğin mihenk taşı Tevhid-i Tedrisat yani eğitimin birliği, bütünlüğü kanunuyla ülkedeki eğitim kurumları tek elde toplandı, Şeriye ve Evkaf Vekâleti’nin kaldırılmasıyla modern hukukun önü açıldı, halifeliğin kaldırılmasıyla da laik devlet mekanizması için en gerekli adımlardan biri atıldı.

Haberin Devamı

94 yıl önce çıkarılan 3 devrim yasasıyla İslam coğrafyasındaki ilk laik devleti kurarak, bulunduğu bölgeye örnek olan ülkemiz, dün olduğu gibi bugün ve yarın da Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyetimizin kazanımlarına, ülke bütünlüğüne, laik, bilimsel, demokratik eğitime sahip çıkmaya elbette devam edecektir...

Eğitim sistemimizin sorunları yok mu, tabii ki var! Ama tüm bu sorunları aşacak, çok güçlü bir irademiz de var!..

Fark yaratanlar

Müthiş denilecek kadar dinamik bir toplumuz.

Nasıl ki kendi küllerinden doğan bir Cumhuriyet kurduysak, zoru başarma konusundaki irademizle, isteyip de yapamayacağımız hiçbir şey olamaz.

Yeter ki ne istediğimizi bilelim ve ona odaklanalım.

Ezbere dayalı, sınav odaklı eğitimin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sonu gelmek üzere.

Fen, Anadolu, temel ve benzeri liselerin sayısı öyle arttı ki üniversiteye öğrenci hazırlamanın ötesinde hiçbir işlevleri yok.

O işi de dershaneler üstlendiğinden varlıkları daha da tartışılır hale geldi.

Kaldı ki artık üniversiteye girmek hiç sorun değil. Mezun olanların bile yüzüne bakan yok!

Doğru olan, gençlere ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, hayata tutunacakları meslekler kazandırmak ama bunu hep ihmal ettik. Etmeye de devam ediyoruz.

Okul kurucularından pek çoğu kolay yolu seçip, fen, Anadolu, kolej ve temel liselere yönelirken, TİNK, teknoloji ve insan koleji kurarak, bilişime yöneldi.

Haberin Devamı

Önceki gün, ilk öğrencileriyle birlikteydik. Daha lise hazırlık ve birinci sınıf öğrencisi olmalarına rağmen, üniversite öğrencisi performansı sergilediler. Son yıllardaki en keyifli sohbetlerden biriydi.

Öğrenciler, sohbette sonra mesaj atıp, “Okulumuzda verdiğiniz seminer bizi çok etkiledi. Rica etsek, velilere ve öğretmenlere de bir seminer yapabilir misiniz? Çünkü söyledikleriniz çok güzeldi; veli ve öğretmenlerimizin de ders çıkarmaya ihtiyaçları var” dediler. “Organize edin, gelirim” dedim.

Akşamında ise velilerden mesaj yağdı: TİNK Okullarında yaptığınız konuşmadan oğlum o kadar etkilenmiş ki anlatamam. Söylediğiniz her cümleyi bize aktarırken olan heyecanını görmenizi isterdim. Hakkını arayan, sorgulayan, okuyan, empati yapabilen, saygı duymasını bilen bir çocuk yetiştirmeye çalışırken, bunun ülkemizde gittikçe zorlaştığının farkındayız. İyi bir insan olsun diye uğraşıyoruz. Bu koşturmacada bazen onu dinlemeyi ve haklısın demeyi unutuyoruz galiba. Bu akşam bunu bize hatırlattığınız ve oğlumun gözlerindeki inanç olduğunuz için teşekkür ederim.”

Haberin Devamı

Demek ki bir şeyleri başarmak o kadar da zor değilmiş! Teşekkürler TİNK!..

Baraj sıralamaları

LYS’de adayların puanı MF3 VE MF4 olarak ayrı ayrı hesaplanıyordu. Şimdi Sayısal olarak tek çatı altında hesaplanacak! Bu da aday sıralamalarının geçen yıla göre daha altlara düşmesine neden olacak.

Bu durum, özellikle tıp kontenjanlarının boş kalmasına neden olabilir!

Aynı durum meslek lisesi öğrencileri için de geçerli. 240 bin barajını aşıp, eğitim fakültelerine girmeleri çok zor!

Bu yüzden, YÖK’ün barajları yeniden gözden geçirmesinde sonsuz yarar var!..

Özetin özeti: Demokraside çare tükenmez. En tıkandığımız konularda bile çözüm mümkün! Yeter ki isteyelim!..