Almanların “Son iyiyse her şey güzeldir” diye bir atasözü var.
Nasıl ki yemekte tatlıyı tatmadan son kararın verilmediği, maçta iyi oynayanın değil gol atanın üç puanı kazandığı, maraton yarışlarında hep önde gidenin değil de ipi göğüsleyenin şampiyon olduğu gibi seçimde de son kazanan olmadıkça mutlu sona erişilemiyor.
İkinci tur işte bu yüzden çok önemli.
29 Mayıs sabahı güne seçim öncesi kaldığımız yerden mi devam edeceğiz yoksa ikinci 100 yıla da tıpkı birinci 100 yılda olduğu gibi coşkulu ve bir o kadar güçlü bir başlangıç mı yapacağız?
Vereceğimiz karar sadece bugün değil önümüzdeki 100 yıl için belirleyici olacak.
Parlamento seçimi konusunda çok net bir tavır sergileyen halkımızın Cumhurbaşkanlığı konusunu ikinci tura havale ederek, düşünmek için biraz daha zaman kazanması bu yüzden.
Seçimin galibi 0.3, 0.5 gibi mini minnacık oy oranları ile değil de çok daha yüksek bir oranla o koltuğa oturursa hiç şaşırtıcı olmamalı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Cumhurbaşkanı’nın kim olacağı elbette çok önemli.
Bu yüzden, bu konuda öngörüler ve beklentiler olabilir ama sandık açılmadan bu yönde yorum yapmak hem erken hem de yanıltıcı sonuçlar doğurabilir.
Halkımızın iradesi hangi yönde olursa olsun, her iki Cumhurbaşkanı adayı da eğitimde değişimden yana.
Bu konudaki rahatsızlıklarını ve değişim isteklerini defalarca dile getirdiler.
İkinci 100 yıla girerken, tıpkı birinci 100 yıla girerken olduğu gibi yine çok iddialı olacağız ve kalkınmanın lokomotifi yine eğitim olacak.
Nereden mi biliyoruz?
Bunu artık herkes gördü, herkes biliyor ve herkes istiyor.
Bu isteğimizi, önümüzdeki 10 günlük süreçte, her platformda, her fırsatta çok daha yüksek bir sesle dile getirmemiz adayların bu yöndeki çabalarına güç katacaktır.
Daha önce de defalarca dile getirdik ve ilk turda da gördük, gençlere ve onların geleceğine sahip çıkanlar sadece onların değil ailelerinin oylarına da sahip olabilirler!..
Geleceği onlar inşa edecek
Bugün, her yönüyle çok önemli bir gün.
Bugünü önemli kılan tüm ayrıntıları bir kez daha gözden geçirelim.
Örneğin bugünün bizim biz oluşumuzdaki rolü neydi, neden gençlere armağan edildi ve en önemlisi de 19 Mayıs uzun bir yolculuğun başlangıcı mı yoksa finali miydi?..
Gençlerimizden ne kadarı dünyada bayramı olan ender ülkelerden biri olduğunu iliklerine kadar hissediyor ve bunun coşkusunu yaşayabiliyor?
Kaçı mutlu ve kaçı geleceğe umutla bakıyor?
Geleceğimizi onlara emanet ettik, geleceğimizi onlar inşa edecek de peki onların geleceğini kim, nasıl inşa edecek?
Seçimin kaderini onların belirleyeceği kesin. Peki onlara ne vadediliyor?
Bu çok özel günde ve önümüzdeki on günlük süreçte bu çok net olarak ortaya konulsun ki onlar ve onların gözünün içine bakanlar da mutlu olsun ve oylarının rengini ona göre belirlesinİ
Bugün yine gençlere yönelik çok sayıda mesaj yayımlanacak.
Onları ne kadar çok sevdiğimiz, onların ülkemizin geleceği olduğu, uzun uzadıya anlatılacak.
Gençler için ne vadedilse az. Çünkü onlar için vadedilen en ufak bir ayrıntı bile, ülkenin geleceği için atılmış bir adımdır.
Onlar mutsuzsa, bizim mutlu olmamız mümkün değil!
Onları görmezden gelmek, aslında kendimizi yok saymaktır!
Peki, niye mutsuzlar?
Gençlere yönelik olarak yapılan tüm anketlerde en önemli sorun, gelecek kaygısı ve işsizlik çıkıyor.
Eskiden ille de üniversite diyen gençler, şimdi giderek artan bir şekilde, eğitimden uzaklaşmaya başladı. Çünkü işsizlik sıralamasında ilk sırada üniversite mezunları geliyor!..
İyi eğitimli bir gençlik ülkenin lokomotifi olacağı gibi eğitimsiz bir gençliğin sorunlar yumağı olacağını da hatırlatmaya gerek yok.
İşte bu yüzden sporun gölgesinde kalmış bir Gençlik Bakanlığı değil de eğitimden istihdama, sosyal gelişimden motivasyona hemen her alanda gençleri kucaklayacak olan şemsiye bir bakanlığın ülkemizin geleceği açısından çok daha yararlı olacağını düşünenlerdeniz.
Gençler kendilerine değer vereni asla unutmaz!..
Eğitim ne olacak?
Ülke olarak adeta seçimlere kilitlendik.
Önce birinci turu, şimdi de ikinci turu bekliyoruz.
Daha sonra TBMM’nin toplanması, yeminler, hükümetin atanması, hükümet programının hazırlanması ve bürokratik kadroların yeniden oluşturulması derken süreçler uzadıkça uzayacak…
Peki değişen ne olacak?
Yola kaldığımız yerden mi devam edeceğiz yoksa yeni açılımlar söz konusu mu?
Cumhurbaşkanı adayları eğitim, gençler ve gelecekleri konusundaki görüşlerini en azından bugün enine boyuna ortaya koyarlarsa büyük bir yol katetmiş olurlar.
Yeni fikirler üreten ve samimiyetine inandıran seçimin kazananı olacaktır.
Özetin özeti: Daha nice bayramlara...