Turizm sezonu yarından itibaren hareketlilik kazanacak.
Büyük bir beklenti içerisine girmek hata olur ama bitkisel hayattan çıkması bile çok önemli.
Haziranın ikinci yarısı ve özellikle de temmuz ayında ivme giderek artacak ve ağustos ortalarında, yabancı turistle olmasa da yerli tatilcilerle tam doluluk oranlarına ulaşabiliriz…
Peki, buna ne kadar hazırız?
Ulaşım, konaklama, yemek ve eğlence konusunda bir sorun olacağını sanmıyoruz. Çünkü en iyi bildikleri iş o ve fazlasıyla tecrübeleri var. Ancak, koronayla birlikte tüm ezberler bozuldu.
Tecrübe artı inovasyonla yeni bir süreç söz konusu. Ve çok daha önemlisi bu bir ihtiyaç olmanın ötesinde bir zorunluluk!
Konulan kuralların keyfe keder olmadığı, hizmet sunanlar kadar, alanların da bu kurallara uyması gerektiği çok iyi anlatılmalıdır.
Odalara uyulması gereken kurallar broşürü konulmalı, oda TV’lerinden de otel tanıtımlarından hemen önce ya da sonra, uyarıları görsel olarak anlatacak videolar yayınlanmalıdır!..
Denetimi kim yapacak?
Turizmle ilgili çok sıkı tedbirler alındı. Hayata geçer ve sürdürülebilirliği sağlanırsa, turist sayısı her geçen gün artar. Aksi durumda ise kaybeden sadece sektör olmaz! Koronayla mücadelede, en başa dönmüş oluruz ki, bunu da hiçbirimiz istemeyiz!...
Sürdürülebilirlik, hemen her alanda olduğu gibi koronayla mücadelede de çok önemli. Alınan tedbirleri kalıcı hale getirmez ve yeterince denetlemez ya da sorunları farklı gerekçelerle görmezden gelirsek turizmde itibar erozyonuna uğrarız ki, buna da hiç kimsenin hakkı olmamalı!..
Fiyatlar uçar mı?
Restoranlardan plajlara, oda ücretlerinden ulaşıma kadar hemen her alanda seyrekleştirme uygulamasına gidilecek?
Peki, bu durum, beraberinde fiyat artışı getirir mi?
Kârdan mı zarar edilecek, devlet sübvansiyonu mu gelecek ya da genelde olduğu gibi tüm yük, tüketenin yani tatilcilerin üzerine mi yüklenecek?
Tatil yörelerinden gelen sinyaller, haziranda olmasa bile temmuzda fiyatların uçacağı yönünde.
Bakanlık, bu konuyu bir kurala bağlasa çok iyi olur!..
Güney Kore’de görmüştüm. Maliyet artı, mekâna göre yüzde 15, 20 fazla. Hepsi o kadar.
Bahşiş ve servis ücreti de yok! Bizde ise hem servis ücreti alınır hem de bahşiş. Az verenin de bakışlarla sanki gözleri oyulur!..
Danimarka örneği
Yabancı turist konusunda söylentiler çok farklı.Azalma olsa da gelecek çok diyen de var sinek avlayacağız diyen de!
Öyle ya da böyle kritik bir sezon olacağı kesin!..
Danimarka gibi pek çok ülke, sınırlarını sıkı sıkıya kontrol altına almış. Komşusu İsveç’e bile kapısını aralamıyor ama Türkiye’ye gidiş-gelişler serbest bırakıldı. Koşulu ise dönüşte evde 14 gün karantina altında kalmak.
Başka ülkelerde de benzeri karantina kuralları söz konusu.
Peki, bu durumda, iki haftalık tarih için iki hafta da karantina süresi eklenince bir aylık süreyi herkes gözden çıkartır mı? Uluslararası turizme bir de bu çerçeveden bakmakta yarar var!.