Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ÖSS sonuçlarını neresinden tutsanız dökülüyor. Açıklanan puanların kafa karıştırmaktan öte fazla bir anlamının olmadığını görmek için kahin olmaya gerek yok.
Bir puanda ortalama 3 bin kişinin yer değiştirdiği bir ortamda, alan ağırlıklı orta öğretim başarı puanı nedeniyle 15, 20 puana varan farklılıklar olacak. Dolayısıyla şu anda 12 bininci sırada bulunan birinin, yerleştirme sırasında 32 bininci sıraya düşmesi işten bile değil.
Kazananlar listesi açıklandığında, ÖSS'de ilk on bine giren bir aday A fakültesine giremezken, 30 bininci sıradaki bir başka adayın aynı fakülteyi kazanması, sadece kafaları karıştırmayacak, güven duygularını kökten sarsacak.
Ve işin en can alıcı noktası: Geçen yıla kadar orta öğretim başarı puanının yerleştirme puanına etkisi yüzde 8.2 düzeyindeyken, bu yıl yüzde 20'ye çıktı. 700'lü puan sisteminde 20 ile 40 arasında değişen OÖBP'nin fazla bir etkisi yoktu ama en yüksek puanın 160, 170 olduğu bugünkü sistemde, 20, 30 puan çok ama çok önemli...
Aday hele bir de geçen yıl herhangi bir fakülteyi kazandıysa, ağırlıklı orta öğretim başarı puanı yarı yarıya düşeceği için kaybı çok daha yüksek olacak. Örneğin şu anda 15 bininci sırada bulunan bir öğrenci, bir anda 70 bininci sıraya düşecek.
Dahası var: Öğrenci ne kadar başarılı olursa olsun, eğer aynı okuldan mezun olan diğer adaylar ÖSS'de aynı performansı göstermedilerse, bu başarısının çok fazla önemi yok. Çünkü, tembellerin başarısızlığı, çalışkanların başarısını gölgeliyor. Böyle bir saçmalığı, dünyanın başka bir ülkesinde görmek gerçekten mümkün değil.
Peki o halde tercih sıralaması neye göre yapılacak? Bu saçmalıklar nasıl önlenebilir? Her şeyden önce ÖSYM hiç zaman geçirmeden ağırlıklı orta öğretim başarı puanının da içinde olduğu yerleştirme puanlarını açıklamalıdır. İsterlerse bir hafta içinde bunu duyurabilirler.
İkinci olarak OÖBP'nin ÖSS içindeki oranı yeniden gözden geçirilmelidir. Üçüncü ve en önemlisi ise adayların tercih aşamasında önlerini görmelerini sağlayacak teknik bilgilerin bir an önce açıklanmasıdır. Örneğin, üç puan türünde sıralamaya girenlerin ne kadar 05'lik, ne kadarı 02'lik dilimde. Puan türlerine göre 2 ve 4 yıllık programların kontenjanları ne kadar?..
Tercihler konusunda yazacak daha pek çok konu var. Hepsi de birbirinden önemli. Asıl yarış şimdi başladığı için bizi mümkün olduğunca yakından izlemenizi öneririz. En gerçekçi, en ayrıntılı bilgileri her zaman olduğu gibi yine Milliyet'ten öğreneceksiniz... Bu arada Milliyet Eğitim Sayfası'nı önceki yıllarda olduğu gibi "Zirvedikiler 99"a da layık gören M.Ü. İletişim Fakültesi öğrenci ve öğretim üyelerine teşekkür ediyoruz...




Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr