2020, bırakın diğer alanları, eğitimde beklentilerimizi karşılayan bir yıl oldu mu?
Cevabı zor olduğu kadar bir o kadar kolay bir soru!
Peki, bu konuya hiç kafa yordunuz mu?
Cevabınız hayırsa, hâlâ zamanınız var, bu muhasebeyi yapmadan yılı sonlandırmayın deriz.
2020, nereden bakarsanız bakın dünya genelinde zor bir yıldı.
Her şeyi unuttuk sağlığımıza odaklandık. Onu da tam olarak henüz başaramadık.
Aşı sayesinde, 2020’yi tüm yaşattıklarıyla geride bırakıp, 2021’e çok daha umutlu giriyoruz.
Umarız dün dünde kalır, yeni yıl, herkes için sağlık, huzur, iş, aş ve en önemlisi de sağlık getirir.
Peki, geriye dönüp baktığımızda ve diğer sektörleri bir kenara bırakıp, eğitime odaklandığımızda, elimizden geleni yaptık mı?
Zorluklar her zaman oldu, olmaya da devam edecek.
Mazeretlerin arkasına saklanmaya hiçbirimizin hakkı yok.
Gereken dersleri aldık mı, üzerimize düşeni gerek birey olarak gerekse de kurumlar ya da devlet olarak hakkıyla yerine getirebildik mi?
Bu muhasebeyi şimdi değilse ne zaman yapacağız?..
Kafa karışıklığı
Eğitimde, yıl boyunca, kafamız karışık hem de çok karışıktı.
Akıl ve bilim yerine, binlerce yıl öncesinde olduğu gibi deneme-yanılma yöntemini tercih ettik.
Mehter takımı gibi bir ileri, iki geri gittik.
Sabah aldığımız kararlardan, akşam vazgeçtik!
Bir yandan, “Çocuklarınızı ekrandan uzak tutun, ekran bağımlılığı, uyuşturucu bağımlılığından daha beter” diye kampanyalar düzenlerken, öte yandan on milyonlarca öğrenciyi, öğretmeni ve veliyi, “ekran manyağı” haline getirdik.
Sabah akşam, hafta içi, hafta sonu demeden ekran karşısına oturtup, onlara bir şeyler öğretmeye kalktık. Yüz yüze öğretimi, uzaktan eğitimle vermeye çalıştık! Sonra da kendimizi dünyanın en iyisi ilan edip, verimliliği göz ardı ettik.
Ders aldık mı?
Yaşadığımız sıkıntılar her konuda canımıza okudu, peki hiç mi yararı olmadı?
Atalarımız “Her şerde bir hayır vardır” derdi, pandemi sürecinin hiç mi hayrı olmadı?
Bir okurumuz, “2020’nin bana göre en iyimser öğretisi, yüksek bilince katkısı oldu. İnsanlar daha çok okudu, dinlendi ve düşündü” diyor.
Twitter’da yaptığımız ankete katılanların yüzde 72’si ise “2020 eğitimde beklentilerinizi karşılayan bir yıl oldu mu?” sorusuna, “Daha beteri olamazdı” yanıtını verdi.
Görünen o ki kurumlar bir yana bireyler olarak bizlerin de kafası hâlâ çok karışık!..
Telafi yılı
2021, her şeyden önce bir telafi yılı olacak. Yaralar sarılacak, umutlar tazelenecek, yeni hayaller kurulacak.
Kimileri kayıp nesiller olacak diye haklı endişeler yaşasa da alınacak ciddi önlemlerle geleceğe çok daha emin adımlarla yürüyebiliriz.
Geçtiğimiz aylarda yaşadığımız felaketlerden ders çıkartabildik mi yoksa deprem konusunda olduğu gibi yine üç maymunu onamaya devam mı ediyoruz?
Krizleri fırsata çevirme konusunda söylem çok ama uygulama yok.
Örneğin, eğitimde köklü reformlar için inanılmaz bir fırsat doğdu. Günde 500 test çözen çocuklarımızın iki yumurta kırıp karnını doyuramadıklarına şahit olduk. Peki, almamız gereken dersi alıp, öğrencilere öncelikle hayatlarını kolaylaştıracak ve yaşam kalitelerini artıracak yetkinlikler kazandırma konusuna zerre kadar da olsa kafa yorduk mu?..
Çocuklara çocukluğunu, gençlere gençliğini, ailelere huzuru yaşatmayan sınav ve diploma odaklı eğitim sisteminin iflas ettiğini görebildik mi? Yeni arayışlar içerisine girdik mi?..
Aşıyla sağlanan huzur ortamında hiçbir şey olmamış gibi yola devam edersek yuh olsun hepimize!..
Özetin özeti: Yeni yılda, dünü dünde bırakıp geleceğe odaklanabilecek miyiz yoksa alışılageldiği gibi mazeret üretmeye devam mı edeceğiz?..