Karadeniz doğal gazı heyecan yarattı. Eminiz ki arkası gelecektir. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler...
Moral, motivasyon çok önemli. 320 milyar metreküp, 6 yıllık ihtiyacımızı ancak karşılar diye dudak bükmek yerine, devamının gelmesi için heyecan duymak, yeni rezervler bulma şansımızı artıracaktır!..
İşte bu noktada, eğitimde de benzeri bir motivasyona fazlasıyla ihtiyacımız var.
Nasılını hep birlikte düşünmeliyiz!..
MEB’den uyarı!
Özel okullarda kıyametler kopuyor. Veli, öğrenci, öğretmen, servisçi, kantinci, idari personel ve okul kurucuları, aylardır “Canımız yanıyor” diye haykırıyor. Ve nihayet MEB’den ilginç açıklama geldi!
MEB, “Özel öğretim kurumlarımızın, öğrencilerimizin eğitim hakkı başta olmak üzere bünyesindeki öğretmen ve çalışanların haklarını da gözeterek velilerimizin maddi manevi talepleriyle ilgili yapmakla yükümlü oldukları düzenlemelerin yakın takipçisi olacağız” açıklamasına keşke, kurucular ve sektörün diğer paydaşlarına yönelik de bir çift laf koyabilseydi!..
Açıklamayı anlamak için ikinci bir açıklama daha gerekiyor sanki. Daha net olabilirdi.
Kimseyi töhmet altında bırakmadan tek tek ayrıntılara girmek daha yol gösterici olabilirdi.
Örneğin, hakkının yendiğini iddia edenler ile “Bu konuda hiçbir hak kaybı yok” diyenlerin argümanları ortaya konup, ne yapılması gerektiği anlatılabilirdi.
Bu noktada mağdur olan elbette sadece öğrenci, veli ve öğretmenler değil. Zor duruma düşen çok sayıda özel okul var. Diğer sektörler korunurken, eğitim sektöründe “Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” mantığı hiç doğru değildir!..
Özel okullar hiçbir zaman bir sektör olamadı. Belki de bu yüzden sıkıntıları hiç bitmiyor!..
Tuzu kurular hep kendilerini kurtarmanın peşinde oldu. “Batan batsın, öğrencisi bize kalsın” anlayışı devam ettiği sürece, taşlar yerli yerine oturmaz ve bir gün sıra kendilerine de gelebilir, bunun bile farkında değiller!..
Yakın takipçi!
MEB diyor ki, “Kolejlerin yapmakla yükümlü oldukları düzenlemelerin yakın takipçisi olacağız”!
Peki, bugüne kadar olmuyorlar mıydı?
Daha da önemlisi, okullardan bir kısmı çoktan açıldı, bir kısmı da açılmaya hazırlanıyor. Aylardır almadıkları önlemleri, yapmakla yükümlü oldukları düzenlemeleri hâlâ yerine getirmediler mi?..
Eğitimdeki halkalar birbirinin devamlılığını sağlıyor. İçlerinden biri kırıldığında sistemin tümü zarar görür. Bu yüzden, birini kollama, diğerinin canına okuma yerine, tüm paydaşların eşit koşullarda yükümlülükleri olmalı!
Kim daha güçlüyse, diğerinin sırtına yük olması, kalıcı olmadığı gibi MEB’in cezai yaptırımlarını da beraberinde getirir!..
Okul okuldur!
Özel ya da devlet, hiç fark etmez. Okul okuldur, öğretmen ve öğrenci de bir diğerinden farklı değildir.
Onları birbirinden ayrıştırmaya çalışmak ve farklı roller yüklemek, aradaki uçurumun daha da derinleşmesini sağlamaktan öte bir işe yaramaz.
Özel okullarda çocuk okutan herkes zengin değil, pek çoğu dişinden tırnağından artırarak, çocuğuna daha iyi bir gelecek sağlamak için bu fedakârlığa katlanıyor.
Evinin yakınında çocuğunu gönül rahatlığıyla göndereceği bir devlet okulu bulsaydı inanın böylesi bir sıkıntıya girmezdi!
Özel okullar bu gerçeği bilerek yollarına devam ederlerse kalıcı olurlar. Günün birinde eğitim, devlet ve millet meselesi haline gelip, tüm okullar iyileştiğinde, bol keseden not ve diploma dağıtanlar değil, ellerinde çok yönlü bir başarı hikâyesi olanlar ayakta kalacaktır!..
Sonuç olarak, MEB, eğitimde hiç yapılmaması gerekeni yaptı ve özel öğretim kurumlarına cezayla gözdağı verdi!
Öğretmenlere, “Öğrencilerinize şefkatle yaklaşın, onları cezayla değil ödülle kazanmaya çalışın” derken, kendisi bu noktaya geldiyse, herkesin şapkasını önüne koyup düşünme zamanı geldi de geçiyor demektir!..
Özetin özeti: Yeni öğretim yılı geliyor diye karalar bağlamak yerine güven dolu bir heyecan dalgası herkesi mutlu edecektir!