Siyasiler her ne kadar referandum derdinde olsa da ÖSYM ve MEB’den ağzı yananların gündemi bambaşka.
Örneğin ÖSYMzedeler yeni bir sınav peşinde, öğretmen adayları da mülakatın kaldırılması için yoğun çaba içerisinde.
Çakılı kadro ile yerinden kıpırdayamayan sözleşmeli öğretmenler ise parçalanan ailelerini birleştirmenin yolunu arıyorlar...
Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) son aylarda Ankara’da kimsesizlerin kimsesi oldu.
Devlette aradığını bulamayan, hatta muhatap olarak ciddiye bile alınmayan öğrenciler, öğretmenler,
veliler için hak arama makamı haline geldi.
Hemen her gün yüzlerce başvuru alıyor ve vatandaş adına devletle adeta cebelleşiyor.
Öğrenciyi, öğretmeni, veliyi, zerre kadar ciddiye almayan kurumlar, yasal bir kuruluş haline gelen KDK’ye kamu adına en azından yasal düzlemde ‘hesap’ vermek zorundalar...
Mazeret sınavı!
KDK, sınava girip de hakları ihlal edilen adaylardan sonra, 9.45-10.00 arası salona gelip de sınava alınmayan üniversite adayları için de yoğun bir şekilde çözüm arıyor.
Bu seçeneklerden biri de TEOG’da olduğu gibi mazeret sınavı.
Eğer bu sınav gerçekleşirse, YGS’ye giren tüm adayların puan ve sıraları tümüyle değişebilir!..
KDK ile ÖSYM arasındaki hak mücadelesinde görünen o ki ibre öğrenciler lehine dönmeye başladı.
Öğrenci itirazlarını, “Kurallar böyle, başka çare yok” diye bugüne kadar zerre kadar ciddiye almayan ÖSYM, KDK’nin devreye girmesinden sonra öğrenci şikâyetlerini dikkate almaya, hatta sonuçlandırmaya başladı.
KDK, dün ve bugün, çok sayıda eğitimci ve uzmanla görüştükten sonra, görüş ve tavsiyelerini hem ÖSYM’ye iletecek hem de kamuoyuyla paylaşacak.
Ve bakalım, ortaya nasıl bir tablo çıkacak?..
www.edutr.com’un bu konuda yaptığı ankete gelen cevaplar da bir hayli ilginç!..
Anket şöyle:
KDK’nin cevabını aradığı soru: YGS’ye 9.45-10.00 arası gelip de sınava alınmayan adaylara da mazeret sınavı hakkı tanınsın mı?
a) Tanınmazsa haksızlık olur
b) Güvenlik zafiyeti yaşanır
c) Girenlere haksızlık olur
d) Puanlama karışır
Dün akşam saatlerine göre, a seçeneği açık ara önde gidiyordu. Girenlere haksızlık olur diyenler ise yüzde 24 civarındaydı. Bugün de devam edecek anketten bakalım nasıl bir sonuç çıkacak ve ÖSYM bu konuda nasıl bir tavır alacak? Herkes gibi biz de merakla bekliyoruz...
Parçalanmış aileler!
Eş durumu tayinlerin kaldırılması nedeniyle, biri Hanya’da, diğeri Konya’da görev yapan parçalanmış öğretmen aileleri neredeyse her bakan döneminde en önemli sorunların başında geldiler.
Öğretmen atamalarında sözleşmeye dönülmesi, çakılı kadro getirilmesi ve süre dolmadan başka bir yere tayin olunmaması aileleri perişan etmeye yetti de arttı.
Önceki yıllarda bir şekilde sorun çözülüyordu ama bu kez, üstelik referandum da olmasına rağmen hiç geri adım atılmıyor.
Allah kendilerine sabır versin.
Bu böyle gitmez, eminim ki bir şekilde çözülecektir...
Şu an için onların da son durağı yine KDK!..
Mülakat korkusu!
Cephede kazanıp, masa başında kaybetmek diye bir deyim var.
Savaş meydanlarında kanla, terle, bin bir şehitle kazanılan zaferlerin, barış müzakereleri sırasında bazen hezimete dönüşmesi üzerine söylenir.
KPSS’de kazanan adayların, mülakatlarda dökülmesi üzerine, bu söz sık sık tekrarlanmaya başladı.
Mülakatzede öğrenciler de tıpkı ÖSYMzedeler gibi
KDK’nin yolunu tuttu.
Siyasilerden bulamadıkları desteği, onlar nezdinde aramaya başladılar.
Umarız, hak, hukuk, adalet terazisi neyi gerektiriyorsa,
o gerçekleşir...
Özetin özeti: KDK günümüzün Marko Paşa’sı oldu. Başı ağrıyan kim varsa, ona gidiyor!..
