Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ülkenin dört bir yanında ciddi bir kuraklık yaşanıyor.
Çiftçiler ürünleri tarlada, susuz kaldığı için, öğrenciler de ekstra kar, kış tatili olmadığı için üzgün mü üzgündü!
Onlar yarından itibaren yarıyıl tatiliyle muradına eriyorlar. Darısı çiftçilerimizin başına!
Peki, bugün verilen karneler, sadece öğrencilerin karnesi mi?
7 zayıfla sınıf geçildiği, başarı puanlarının liselere girişte dikkate alınmadığı, şişirilmiş notlarla üniversiteye girişte on binlerce kişinin önüne geçildiği, akşam karar verip sabah müfredat programlarının ve sınav sistemlerinin değiştiği, 2017 KPSS sonuçlarına göre hâlâ tek atamanın yapılmadığı, sözleşmeli öğretmen eşlerinin birbirinden kopartıldığı, yarım milyon öğretmen atama beklerken 100 bin fazla ücretli öğretmenin adeta köle gibi çalıştırıldığı, bugün doğru denilenin yarın yanlış ilan edildiği bir ortamda MEB’e hiç mi karne verilmeyecek?..
Tatilde ne yapılır?
Tatillerin birinci öncelliği elbette dinlenmek ama çok daha önemli olanı, dersler ve sınavlar nedeniyle ertelenen aktivitelerin, bol bol yapılacağı bir dönem olması.
Örneğin, kitap okumak, sanatsal etkinliklere katılmak, seyahate çıkmak ya da sosyal projelerde görev almak için daha iyi bir zaman dilimi bulunamaz.
İşte bu yüzden tatille, eğlenceyi ve kültürel kazanımları, bir arada götürmekte yarar var. Yoksa 16 gün göz açıp kapanıncaya kadar bitti diyenler kervanına siz de katılır ve üzülürsünüz.
Başkalarının tatil önerileri sizin hiç umurunuzda olmamalı.
Önemli olan, sizin ne istediğiniz, bunu sakın aklınızdan çıkarmayın.
İleride üreten, çabalayan ve çıtayı hep daha yükseklere çıkartmaya çalışan biri olmak istiyorsanız, zamanınızı en iyi şekilde değerlendirmeye bu yarıyıl tatilinde başlayabilirsiniz.
Sınavlara hazırlananlara önerimiz ise hızlandırılmış kurs ya da ek derslere gidin demek değil, tam aksine, bol bol kitap okumalarıdır! Çünkü yeni model sınavlarda, hızlı okuyan ve okuduğunu bir defada anlayanlar fark yaratacak!..
Üniversite sıralaması
Dünyada en iyi üniversiteler sıralaması yapan yapana.
Ve ne zaman bir sıralama yapılsa tartışmaları da beraberinde getiriyor.
YÖK’ün QS’e ısmarladığı yeni sıralama da onlardan biri.
Gazete manşetleri de ilginç mi ilginç:
Dünya ile yarışan Türk üniversiteleri!
En iyi üniversiteler sıralaması her zaman tartışmalı oldu ama hiç bu kadar şaşırtmadı!
Çünkü kriterler ülkeden ülkeye, hatta araştırmayı yapan kurum ve şirketlere göre değişebilir.
Bazen bu konuda abonelik ya da sıralama için ciddi paralar harcamak zorunda kalınabiliyor!
Dünyayla yarışan 10 üniversitemize ve özellikle sıralamaya giren fakültelere bakıyorum, birçoğunun ya mezunları işsiz ya da dünya artık bu konularla hiç ilgilenmiyor!
Kaldı ki öğrenci deposu haline getirilen, 50 bin hatta 100 bin öğrencisi olan üniversiteler ile 3-5 bin öğrencisi olan minik üniversiteleri aynı sıralamaya koymak ne kadar doğru? Tıpkı yeniler ile eskileri aynı kefeye koydukları gibi!..
YÖK, böyle bir liste ilan edeceğine, keşke kendisi hazırlasaydı.
İşte o zaman daha “milli” bir sıralama olabilirdi!
Özetin özeti: Deveye sormuşlar!..