ÜNİVERSİTEYE giriş sisteminde yapılan değişiklikler, görünürde sadece lise ikinci sınıf öğrencilerini etkiliyor gibi gözükse de, uygulamada Lise 1, 2, 3 öğrencileriyle birlikte, yeniden sınava girmeyi düşünen tüm lise ve üniversite mezunlarını da kapsamına alıyor.
Gerçekleştirilmeye çalışılan yeni sistem, eğer sulandırılmazsa, üniversiteye girişi kader olmaktan çıkartıp bilinçli bir yarışa dönüştürebilir. ÖSYM de yıllardır yaptığı gibi hakem rolünün ötesine geçip sistemi disipline etmiş olur ki, bu da hem üniversitelere, hem de gençlere büyük avantajlar sağlar.
Mevcut sistemden tartışmasız hiç kimse memnun değil. İlk fırsatta değiştirilmesi gerektiği konusunda da kimsenin itirazı yok. Bu konudaki düzenlemeyi ÖSYM'den başka bir kurumun yapması da mümkün değil. Çünkü bu alanda, sadece Türkiye'de değil bütün dünyada en deneyimli kurumlardan biri o.
Yeni sistem üniversiteye girişi sil baştan değiştiriyor. Sınavın teke indirilmesi, hele hele öğrencileri bilgi hamallığına yönlendiren ÖYS'nin kaldırılması memnuniyet verici. Önceki yıllara yönelik olarak yapılan araştırmalar, ÖSS sonuçlarına göre yapılacak bir yerleştirmenin, sonuçları fazla değiştirmeyeceğini ortaya koyuyor. O halde onca eziyet niye denmiş ve kaldırılmış. İyi de yapmışlar, ellerine sağlık...
Dünkü "ÖSYS silbaştan" haberimizden sonra telefonlarımız kilitlendi. Veliler, öğretmenler, öğrenciler, dershaneciler, mezunlar bıkmadan, usanmadan aradılar. Kimi tedirgindi, kimi de sevinçli. Ama pek çoğunun ortak noktası, orta öğretim başarı puanının (OÖBP) yarattığı tedirginlikti. Bazı öğretmenlerin, tarikat okullarının "daha çok öğrencimiz kazansın" diye nasıl bol kepçeden not verdiklerini ısrarla vurguladılar. Umarız, Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda çok daha fazla duyarlı olur ve üniversiteye girişteki bu adaletsizliği ortadan kaldırır. Yeni düzenlemede, başarılı öğrenciler ve iyi okullar aleyhine işleyen OÖBP için de yenilikler düşünülüyor. Eskiye göre mağduriyetleri öneleyecekmiş...
Yeni düzenleme eğitimdeki kaynak israfını azaltacağı gibi, öğrencileri de şaşkınlıktan kurtaracağa benziyor. Örneğin artık umut tacirliği yapılmayacak. Barajı zor aşan bir aday tıbbı, mühendisliği hayal bile edemeyecek. Daha da önemlisi meslek eğitimi için tonlarca para harcandıktan sonra, öğrenci keyfi bir şekilde "ben bu işten vazgeçtim, başka bir alana gidiyorum" zor diyebilecek.
Meslek ve fakülte seçimi 8 yıllık zorunlu eğitimden hemen sonra başlayacak. Öğrenci, meslek lisesine mi, yoksa klasik liseye mi gideceğini, hangi branşı seçeceğini, üniversiteye girişte daha şanslı olmak için daha baştan belirleyecek. Örneğin meslek lisesinin elektrik, bilgisayar ya da imam hatip bölümünü bitiren biri, kendi alanında bir fakülte seçtiğinde fazladan 50 puan alacak. Farklı alanlara yöneldiğinde ise artı puan alamayacak.
Yazara E-Posta: A.Guclu@milliyet.com.tr