Dünyanın neresine giderseniz gidin, eğitimin en temel amaçlarından biri iyi yurttaş, iyi bir insan yetiştirmekse, bir diğeri hayata hazırlamaktır.
Sınavlara öğrenci yetiştirmek, kazandırılması gereken davranış ya da hedefler içerisinde ilk 5’e bile girmez.
Peki bizdeki durum ne?
Sınav odaklı bir eğitim söz konusu. İlk sırada o var ve her şey ona göre dizayn edilmiş.
Sınavlarda alacağınız puanın dışında, derslerin kazandırması gereken davranışlar kimsenin umurunda bile değil!
Bugüne kadar aldığımız dersleri tek tek alt alta yazalım ve şu soruyu kendimize soralım:
Hangi ders, bana hangi kazanımları sağladı?
Öncelik, en çok aldığımız derslerde olsun.
Örneğin, Türkçe, Matematik, Fen, Sosyal ve İngilizceyi ele alalım.
İlkokuldan üniversiteye kadar Türkçe dersi alıyoruz. Peki kaç kelimeyle konuşuyoruz ve aktif okuryazar oranımız ne?
Matematik, en önemli dersimiz. Çünkü en iyi puanı o getiriyor. Peki amaç, yüksek puan almak mı yoksa analitik düşünme becerisi kazandırmak mı ve bunu ne kadar gerçekleştiriyor?
Fen ve Sosyal Bilimler yani Temel Bilimler de tamamen sınav odaklı. Hayata dair bir davranış değişikliği kazandırdığını söylemek o kadar abartılı olur ki! Eğer bu derslerin, hayata dair zerre kadar yararı olsaydı, deprem fay hatlarının üzerine, dere yataklarına evler yapılır mıydı; kadın cinayetleri ve sokağa tükürme mümkün olabilir miydi?
Peki ya, yabancı dile ne demeli?
Bir yandan çok dilliliği ve çok kültürlülüğü esas alan AB’ye girelim diye can atarken, öte yandan İngilizce dışındaki dilleri yok etmenin mantığını anlayan var mı?
Anaokulundan üniversite son sınıfa kadar İngilizce okuyan hatta öğrenim gören gençlerimizden ne kadarı göğsünü kabarta kabarta “Ben İngilizce biliyorum” diyebiliyor?
Göstermelik Beden Eğitimi, Müzik, Resim, Bilişim derslerinin kazanımları var mı, ne kadarını yaşam tarzı haline getirebildik?..
Koronavirüsle evlere kapanınca gördük ki hiçbirimizin elinden hiçbir iş gelmiyor ve hiçbirimizin neredeyse hiçbir hobisi yok!..
Sınav odaklı tek tip insan modeli yaratmanın bizi getirdiği noktanın farkına varabildik mi?
Hiç sanmıyorum!
Keşke bu dönemi geleceğe yönelik olarak çok daha iyi değerlendirebilseydik!
Henüz vakit çok geç değil ama önce kafaların değişmesi gerekiyor ki bu da sanki çok zor!..
Son birkaç gündür çocuklarımızı yere göğe sığdıramadık.
Peki, onlar için parlak laflar etmenin dışında ne yaptık?..
Veteriner Hekimler Günü
Bugün, Dünya Veteriner Hekimler Günü.
Hani şu insanoğluyla yaşıt, dünyanın en eski mesleklerinden biri olan veteriner hekimlerin günü!
Milattan önce, “Tıp doktorları insanı, veteriner hekimler insanlığı tedavi eder” sözü boşuna söylenmemiştir.
Korona henüz net değil ama önceki yıllarda ortaya çıkan SARS, MERS, deli dana, ebola, kuş gribi, domuz gribi, Batı Nil virüsü, AIDS, zika, Kırım Kongo kanamalı ateşi gibi hastalıkların hepsi hayvanlardan insanlara bulaştı.
Bu yüzden “Sağlıklı çevre, sağlıklı hayvan, sağlıklı gıda, sağlıklı insan, sağlıklı toplum” temelinde, veteriner hekimlerin de sağlık zincirinin vazgeçilmez halkası olduğu artık kabul görmelidir!..
Özetin özeti: Şekilcilikten kurtulup, liyakate ve kazanımlara ne zaman önem vereceğiz?..