Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       TÜRKİYE'de güzel şeyler de oluyor. Bunlardan biri de dün Adana'daydı. İlk ve ortaöğretimde fen ve fizik eğitimi tartışıldı. Fizikçilerin böylesine duyarlı bir kitle olduğunu, bir vakıflarının, dergilerinin ve kendilerini sürekli yenileyen hizmet içi kurslarının bulunduğunu öğendim. Sevindim. Keşke diğer öğretmenler de bu kadar mesleklerine sahip çıkabilseler diye iç geçirdim.
Türk Fizik Vakfı tarafından, Çukurova Üniversitesi'nin ev sahipliğinde gerçekleşen Fizik Kongresi'nde Fizik öğretiminin sorunlarının yanı sıra, genel eğitim porblemleri de uzun uzudayı ele alındı. Sempozyum bugün de çeşitli oturmlarla devam ediyor.
Benim katıldığım panelde okullarda fen ve fizik öğretiminin sorunları tartışıldı. ODTÜ, Boğaziçi, Çukuroava Üniversitesi'nden öğretim üyeleri ile MEB'den yetkililer vardı. Gerek sabahki bilgilendirici oturumlarda, gerekse öğlenden sonraki tartışmalarda çarpıcı noktalar ele alındı. İşte onlardan bazılar:
. Ders kitaplarında büyük sorun yaşanıyor. Çok yanlış var. Öğrencinin ilgisini çekmiyor. 8 yıla yönelik kitaplar ise hala ortalıkta yok.
. Fizik, öğrencilerin en korktuğu derslerin başında geliyor. Bu korkunun kesinlikle yenilmesi gerekir.
. Sanal deneyler, klasik deneylerin yerini alamaz. Ama motivasyonda etkili olur. Bilgisayarla belki her deneyi yapabilirsiniz ama, ısınmayı ve diğer tepkimeleri hissedemezsiniz...
. Fizik başlangıcı olan, sonucu olmayan bir bilim dalı.
. Atomun parçalandığı, fizikçilerin en popüler olduğu dönemde Einstein'a, iste bizden ne isterseniz diye sormuşlar, cevabı, "Biraz kağıt, biraz kalem, bolca beyin'' olmuş...
. Etkileyici bir deney, bin kelimeden daha iyidir.
. Giriş sınavları, öğrenmenin düşmanı. Öğrenciler, fiziği öğrenmeden formülleri ezberleyerek üniversite giriş sınavlarında başarılı oluyorlar...
. Fizik dersinin sevdirilmesi için öğretmenlerin, öğrencileriyle bol bol fiziğin sosyal yaşamdaki etkileri hakkında sohbetler etmeleri gerekir...
Fizikçiler, görebildiğim kadar üretken bir anaç tavuğa benziyor. Diğer bilim dallarını besliyor. Yeni bilim dalları doğuruyor. Ama kendileri hep sesiz kalıyorlar. Türkiye'nin ünlü fizikçileri Feza Gürsoy'u, Rauf Nasuhoğlu'nu sokağa çıkıp sorsanız kaç kişi tanır. Erdal İnönü'ün dünyanın ünlü fizikçilerinden biri olduğunu ne kadarımız bilir?..
Öğretim hayatı boyunca fizik derselirini hiç sevmedim. Amacının ne olduğunu da pek anlamadım. Türk Fizik Vakfı'nın çıkardığı Fizik dergisinin eski sayılarını okudukça, fiziğin hayatın ta kendisi olduğunu öğrendim ve sayfaları yutarcasına okumaya başladım. Ama, okulda öğretmenler hiç böyle anlatmamıştı ki...
Özetle, eğer iyi anlatılırsa değil fizik, matematiği bile sevebileceğimizi anladım. Umarım o günler de gelir...


Yazara E-Posta: A.Guclu@milliyet.com.tr